"O kampanyayı yürüten ekip, yalanı ve iftirayı sürekli kullanın
dedi. Çünkü sürekli yalan söyleyince artık doğru gibi algılanacağını
belirttiler. Bunu aynen uyguluyorlar."
Bu cümleyi hatırlıyor
musunuz? Evet, doğru Cumhurbaşkanı
televizyonda söyledi.
Cümleyi bir daha okuyunuz
lütfen. Yalan vurgulanıyor, yalan!. Hitlerin propaganda modeli.
Demek, propagandanın bir
yolu olan, yalan ve tekrarı iyi öğrenmişler. Daima uyguladıkları da bu. Yalnız bu
cümleyi, başka bir parti için söylüyor. Güya o parti bir ABD şirketi ile bilmem
nerede toplantı yapmış da, o toplantıya kendilerine muhalif olan gazete temsilcileri
de katılmışlar da, o toplantıda bu talimat verilmiş de… miş, mış…
C. Başkanı’nın o
televizyonda söyledikleri bire-bir, kelime kelime aynı olmak üzere 1) 11.9.2015
tarihinde yenisabah.com.tr’de bir Ak-Trol’ün ağzından, 2) 20.09.2015 tarihinde
takvim gazetesinde Ergün Diler tarafından yazılmıştır.
Ortada bilgi filan yok,
karalama ve yalan var sadece. Bir muhabirin, bir Ak-Trol’ün tiwitlerinden
hareketle yaptığı haber yorum hepsi bu kadar.
Benim anlamadığım, devletin
en üst yöneticisi ve devletin temsilcisi durumundaki bir Cumhurbaşkanı nasıl
olur da doğruluğu test edilmemiş bilgileri, herkese açık televizyonda,
milyonlara nasıl anlatır?
Şöyle ki;
Tamamen kendilerinin
yaptığı ve uyguladığı propaganda yöntemini, başka bir siyasi partiyi suçlarken
onlara yamıyor. Çok garip! Üstelik sadece bir parti değil, muhalif olan
partilerin tamamı payını alıyor.
Peki neden?
Neden olacak, keten helva
yandı. Misafirlerin burnu kötü kokuları aldı. Hepsinin mideleri bulandı. Buna bir
çare bulmak lazımdı. Akıllarına gelen ilk kurtulma yolu uygulandı.
Yazık, bu ülkenin istihbaratı
bitmiş ki, bir Trol’ün saçma-sapan yazısı C.Başkanı’nın ağzında, yalan sakızı
oluyor.
Yazık, bu ülkenin emniyeti
bitmiş ki, yargısı bitmiş ki, göz göre göre yalan televizyonlardan, gazetelerden
siyasi propaganda aracı yapılıyor.
Yazık, bu ülkenin insan
kalitesi bitmiş ki, yalana aşina olunmuş, kanıksanmış ve yalansız yaşanamaz
olmuş.
Demek ki korku çok büyük,
gelecek karanlık. Karabasanlar zihinleri dağıtıyor, akılları bulandırıyor… bu
böyle gitmez.
Yazık, çok yazık!
1 Kasım, her şeyin
değiştiği gün olsun.
Haydi, Bismillahirrahmanirahiym…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder