‘Modernden kadime hicret’
başlıklı bir yazı okumuştum, arif kavramı üzerinde, tarif yaptıktan,
vasıflarından da bahsettikten sonra şu cümleyi ilave eder yazarı: “İrfandan yoksun olan ya moderndir ya da
bedevi”. Eleştiri niyeti ile değil, bu cümle üzerine
görüşlerimizi kısaca şöylece belirtebiliriz.
Kadim, temeldir. İnşaat
temelin üzerinde büyür. Lakin inşaa, modern görüşler, ilmi gelişmeler,
teknolojik buluşlarla birlikte büyürse, depremlere dayanıklı olur, düşmana
karşı tahkim edilmiş olur.
Yani,
Arif, aynı zamanda
moderndir.
Deriz.
Ancak yazarın modern
karşıtlığının manasını anlayabiliyorum. Mesela buna, Batı karşıtlığı
diyebiliriz. Fransız Rönesans’ına karşıtlık diyebiliriz. Seküler siyasi
düşüncelere karşıtlık diyebiliriz…
Biz de deriz ki;
Modernleşmeyen, asra uygun
olup, asrın üzerinde fikir sahibi olamayan hiçbir düşüncede arifiyet
arayamayız. Bu sebeple arif, modern (asrını idrak edip, yaşayabilen)
olmak zorundadır. İlme, irfana karşı olmak, gelişmeye de karşı olmaktır.
Sayın Yazar’ın makalesi
bizi düşüncelere sevk etti. Yazarına teşekkürler borcumuzdur. Var olsunlar.
****
Dâhili
çelişki:
Okudum.
…(4,5 saat sonra).
Okumadım. Okuduğumu
söylemedim.
Bence ikincisi doğru. O,
okumaz. Okumadığını kendisi ifade etmişti. “Arkadaşlarım okur, özetler bana söylerler” demişti.
Okumamıştır. Okumaz. Zaten
hayatında iki satır okuduğuna tanık olan yoktur.
Bir özelliği vardır.
Verilen emirleri ayniyle yerine getirir ve takip eder. O kadar. Öyle ki, millet
– memleket için hayati konular hakkında verilen kararları bile okumadığına
bahse girerim. Cafcaflı imzasını çakar, neyi imzaladığının farkında bile
değildir. Arkadaşlarına güvendiğini söylemesi, tembelliğindendir. Okumaz,
okumamıştır.
Yalnız, okuduğunu
söylemesi, taraftarlarını ikna ve sağlamlaştırma çalışmasıdır. Algı
düzenlemesidir. Algı yönetimidir. Ona diyecekler ki, “Ne büyük fedakârlık, bu kadar işinin
arasında okumuş.” Ve destekçileri, desteklerini devam
ettirecekler.
Bizce mahsuru yok. Burada
bir rahatsızlık tespiti yapılabilir ama bizim görevimiz ve uzmanlık alanımız
değil. Onu psikiyatrlar heyetine teslim ediniz. Acil tedaviye ihtiyacı var.
Önemli değil canım, sonunda
ölüm yok ya!..
****
Nizamı
aydınlatalım:
Bir şartellik canınız var,
o da bizim elimizde!...
****
Yazı
çağrısı:
Geçen gün, blog’umuzu
okuyucularımıza açtığımızı duyurmuştuk.
Yanlış yapmışız.
4 gün içinde 33 Bin yazı
geldi. Arkadaşlar lütfen, ben bunların altından kalkamam. Birer birer
gönderiniz lütfen. Birer birer.
****
Huzura
saldırı:
Çok manidar bir mesaj:
"Tabii ben polisimizin özellikle yaptığı operasyon sebebiyle
kendilerini de kutluyorum." RTE
Ben de diyorum ki; Bu nasıl operasyon?
Operasyon demişseniz, hayat
kurtarıcı, aç doyurucu, vatan temizliği, hırsız avı, arsız durdurması, can
verici, tedavi edici, yorgunluğu alıcı, eğriyi düzeltici, kırığı yapıştırıcı… Gibi
manalarda anlarım. Sizin operasyon dediğiniz hareketten sonra, üç ölü çıktı.
Peki, şöyle yapsaydınız:
Tüm binayı boşaltıp ve
binayı yaksaydınız. Ne değişirdi? Hiç, değil mi?
Bahane aramayın, bize
gerçekleri anlatın.
Mesela Şehit Savcı’nın
çalıştığı dosyayı olduğu gibi fotokopi yapıp, yayınlayın. Ne vardı o
dosyalarda? Hedef o dosya idi. Hedef, Savcı’nın beynindeki bilgilerdi. Ve
Savcı’nın yok edilmesi gerekiyordu.
Başka bir yorum yapamıyor,
başka bir sonuca varamıyorum.
Bir de, eylemi yapan terör
örgütünün, taşeron olduğu ve dünyanın neresinde bir eylem yapılması istenirse
oraya elemanlarını sevk ettiğini bilmeyen yok. Hal böyle olunca, şüpheler
kemiriyor beynimi…
Son gelen haberlere göre,
rehin alınan rahmetli Savcı’nın odasından silah sesleri gelmesi üzerine,
operasyona karar verilir ve saat 20.24’te başlar. Tam 15 dakika çatışma sürer.
Buna inanılmaz. Başladığı andan itibaren, üç-beş saniyede bitirilmesi gereken
operasyon! 15 dakika sürüyor. Bu ülkenin, keskin nişancısı, bomba atıcısı,
karanlıkta hedef bulucusu, duman içinde attığını vurucusu yok mudur Allah
aşkına? Bu nasıl operasyon beyler?..
Sahi, şu bizim MİT ve
başındaki dünyalar değerindeki Fidan ne iş yapar? Ordu ve polisten sonra yoksa
orası da mı zafiyet içinde?
Bu ülkenin çivisi çıkmış…