8 Ekim 2015 Perşembe

‘Kandırıldık!,


BOP eş başkanlığının bıraktığı tahribat çok büyük. Dış politika değil sadece, içeriye dönük uygulamaları da onarılması zor yaralar bıraktı. Dayanma, savunma, saldırma direncini zayıflattı devletin ve milletin. İnsanlar artık kaldırımlarda somurtarak yürüyorlar. Birbirlerine selam ermekten çekinir haldeler. Sevginin yerini acaba mı soruları aldı. Kindarlar keyfine göre parsellediler şehirleri, garibanlar boynu bükük kaldı.

Bazı uyanıklar, eğitim ayaklarıyla kaçıyormuş ülkeden. Nasıl dur denecek? Nereye arkadaş denecek? Zihinler bulanık, hafıza boş, akıllar başka ellerde.

Yeni bir seçim startı verilmişken, yeni boş vaatler tartışma gündemlerini oluştururken, insanımız yarına nasıl çıkabileceğinin hesapları içinde. Varsın, aşım eksilsin de, şu terör belasından kurtulalım dercesine desteklerini sürdürüyorlar, başlarına açtıkları belalara rağmen. Öyle ki, burnunun ucunu göremez durumdaki insanlar, vatan kurtarmanın derdine düşmüşler, bataklığa çevirenleri hala kurtarıcı sanırlar.

BOP sayesinde yeni düşmanlarımız oldu. Mübarek olsun. Petrol ve doğal gaz alımı yaptığımız, ülke içinde önemli yatırımlarımızın müteahhitliğini verdiğimiz Rusya düşmanımız oluverdi bir anda. Sebep BOP politikaları. Dünyanın öbür ucundaki Çin bile sınırlarımızdaki karmaşaya karışıyor. Zayıflığımızdan mıdır, akılsızlığımızdan mı? Nerde kaldı ‘öngörü’lü dış politika uzmanlarımız?

Tipik bir küresel çeteler organizasyonu izliyoruz. Çete reisleri perde ardında gizli. Ortada çeteye yardım ve yataklık yapan, geri zihniyetli, laf ebeliğinden maada dış politika aracı bilmeyen zavallılar var. Çete, kullandığı zavallıları piyon derekesinde ileri sürüyor. İki devlet ve hatta dış işleri ve Büyükelçilikler arasında halledilmesi gereken basit bir sorun, dev, çözülemez problem haline getirildi. Ara sıra NATO taraflarından cılız bir iki cümle duyuyoruz. İleri atılan hep biz, hep bizimkiler. Böylece, dünyanın tek hâkimi olmak niyetindeki ABD, elini pisliğe değdirmeden, işlerini görüyor. Savaşa ramak kalmış bu anda, bir de bakmışsınız yapayalnızız. Bu durumun tahmini çok da zor değil.

Milyon sorunla boğuşuyor Türkiye. Lafa kalınca, dostlarımızla stratejik ortaklıklar kuruyoruz. İşe gelince yalnızız.

‘Kandırılmak’ artık, iç-dış politikada bir yönetim teorisi oldu. Kandırıldığını anladığında yapacağın şey basit, sadece ‘kandırıldık’ diyeceksiniz. Örnekleri sıkça yaşandı yakın geçmişte.

Şimdi de, ABD kandırıyor, AB kandırıyor, İran kandırıyor, Rusya kandırıyor, Çin kandırıyor. Kandırıyor da kandırıyorlar… Milyon sorun içinde, galiba en önemlisi bu kandırılmak meselesi.

Sakın, bizleri de BOP ve Bop eş başkanı kandırmış olmasın?

Yoksa sırada, Türkiye’ye demokrasi getirme istekleri mi var?



3 yorum:

  1. TC Ayfer Gökçe:

    Kandırıldık !..., Kınıyoruz!.. Koca bir boşluğun içinde sallanıyoruz.. hayra alamet değil hadi hayırlısı

    YanıtlaSil
  2. Mehmet Kınacı :

    Bizim gibi GERİ ZEKALILARI bulmuşken niye kandırmasınlar!!!!!Sonuç itibarıyla "Çalıyor ama bize de veriyor!" dalaverası....

    YanıtlaSil
  3. Ömer Sağlam :

    Güzel bir konu, güzel bir yazı Mahmut Emin Bey. Elinize sağlık. Evet; somurtkanlık aldı yürüdü. Artık evde gülerken bile utanıyoruz birbirimizden. Sanki suçmuş gibi, ne var da gülüyorsun diyesimiz geliyor içimizden.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...