Ahmet Takan, “Fatura, il emniyet Müdürü ile ona bağlı
çalışan iki şube müdürüne kesildi” haberini vermişti.
Sorumluyu bulmakta üstlerine yok. Hep böyle olur zaten, bir memur, bir
hizmetli, bir müdür yardımcısı bulunur suçu üstlenir ve onlar kurtulur. Nasıl
da dikkatli çalışırlar buna benzer olaylar sonunda. Bir kısım troller “CHP ve MHP’nin, PKK ortaklığı ile
patlamayı yaptırdığı” gibi anlamsız iftiraları söyleseler de,
haberlere yansıyan, bombacıların polis-MİT takibinde olduğu ve isimlerinin de
bilindiği yolunda. Bir taraf IŞİD yaptı derken, iktidar yanlıları bir türlü
örgütün ismini söyleyememekte ve fakat savunmaları şöyle olmakta: “PKK terör örgütüdür.”
Tamam, itiraz eden mi var? Belki HDP itiraz edebilir. Bu onların hali biliniyor
zaten, bunu tekrar etmenin bir manası yok. Evet, PKK terör örgütüdür. IŞİD
terör örgütüdür. DHKP-C Terör örgütüdür. Ve ismini şimdi bilmediğimiz ve
hangisinin de söylenmesi gerekiyorsa tamamı terör örgütüdür. Biz rahatız,
söyleriz. Onların hiç birisiyle ortaklığımız da olmadı, gebeliğimiz de!. Sizin
rahatsızlığınız nereden geliyor? Niye IŞİD’in adını anarken titriyorsunuz? Önce
IŞİD dedilerse de, sonra PKK – IŞİD ortaklığı dediler. Daha sonra da
Suriye-PKK-DEAŞ dediler. Bir karar verin, kararınızda da durun artık.
IŞİD militanlara ait gazetelerde
boy boy resimler, sayfalarca telefon görüşmeleri yayınlanıyor. Bizimkiler
örgütün adını dillendirmekten korkuyorlar, çok garip, neden acaba?
Yine Ahmet Takan 14 Ekim
tarihli yazısında akıllara durgunluk veren bir haber yayınladı: Ankara
patlamasında iki bombacının da TNT kalıplarının bilyelerle güçlendirilen
patlayıcılarla patladığı anlaşılmıştı. Takan, bunun üzerinde duruyor. “9
Eylül tarihinde Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü, soğanlar içine saklanmış 5,5 Ton
patlayıcı taşıyan bir TIR yakalar. Soruşturma sonunda bu TIR’ın Afyon Evciler
ilçesi Taşlıburun Köyü’ndeki bir depoya ait olduğu anlaşılır.
“TIR şoförünün ifadesinde ‘gece geç saatlerde yüklemenin yapıldığını,
jandarmaya haber verilmediğini, kendisini MİT görevlisi olduğunu söyleyen bir
şahsın; bu patlayıcılar IŞİD’e ulaştırılacak, vatan için iş yapıyorsun’
dediğini söylediği yönündeki iddialar”
Gerçek mi? Diye soruyor. Tabi,
Afyon Valisi’nin bu olayı basından uzak tutmaya gayret ettiğini de ilave
ederek.
Bunlar henüz cevaplanmamış korkunç
iddialar!
Yo, yo.. “Bunu devlet yapmıştır”
iddiasına şiddetle karşı çıkıyoruz. HDP Genel Başkanı’nın desteksiz iftirası
olarak kabul ediyoruz. Lakin yenilir yutulur cinsinden iddia da değil hani.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ,
17 Ekim tarihli haberinde, Adıyaman ileri gelenleri ile konuşmuş:
CHP milletvekili adayı: “IŞİD’çi faaliyetlere göz yumuldu”.
HDP milletvekili: “Türkiye’nin politikası ile paraleldir Adıyaman’da
yaşananlar. IŞİD’in Kürtlere düşman anlayışı ile paraleldir bu. IŞİD
yapılanmasına burada da göz yumulmuş.”
Adıyaman Baro Başkanı: “Eğitimsizliğin ve işsizliğin verdiği
sıkıntılar nedeniyle gençler boşluğa düştü. Bana göre dini eğitim gençlere
doğru bir şekilde verilmiyor. Bilgi eksikliği nedeniyle dini hassasiyetleri
olan bu gençler IŞİD gibi örgütlerin ağına düştü”.
Ticaret Odası Başkanı: “İşadamları Adıyaman’a gelemez oldu. Gelenler
de tedirgin”.
Görüldüğü gibi, Adıyamanlılar
IŞİD’e olan katılımlara göz yumulduğunu, işsizliğin had safhada olduğunu,
eğitimsizliğin veya yanlış dini eğitimlerin gençleri terör örgütünün kucağına
itelediğini açık yüreklilikle anlatıyorlar. Terör örgütüne eleman bulmanın en
kolay yolu, terörün yetişeceği alanı uygun hale getirmektir. Bu bataklıkta
elbette eleman bulma sıkıntısı yaşanmayacaktır. İhmaller, vurdumduymazlıklar bu
hale gelmenin sebepleridir.
Kemal Kılıçdaroğlu Star TV’de
yaptığı mülakatta, Davutoğlu’nun anlattığı “IŞİD bağlantılarından” söz etti. Açıklayamam dedi.
“Açıklarsam Davutoğlu zor
durumda kalır” dedi. Ne demektir bu? Yani, devlet IŞİD’i
biliyor. Hepsinin isimleri belli, resimleri belli. Belli olduğu halde, nasıl
oluyor da ellerini kollarını sallayarak Ankara’nın göbeğine, Emniyet Müdürlüğü’ne
500 Metre mesafeye kadar (MİT’e de 2 KM)
gelebiliyorlar? Yani muhalefet, basın-yayın, vatandaşlar bu soruyu sormayacak
mı?
Hala yalanlarla bu gemiyi
yürütebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder