Öyle bir örgüttür ki
bahsedilen;
11 yıldır ne istemişsek
kuzu kuzu yaptırdık, sayelerinde askeri vesayetten kurtulduk, milli güçleri
tasfiye ettik, sayelerinde Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da ayrı bir devlet
kurmanın eşiğine bile geldik,
11 yıldır, onların evlerine
öğrenci aksın diye devlet yurtları yapmadık, onların yurtlarını doldurduk,
talebeleri ellerimizle onlara teslim ettik,
11 yıldır, devletin
Televizyonunu Samanyolu kadrolarıyla doldurduk, TRT’den adeta Samanyolu
Haberlerini verdirdik,
11 yıldır, devlet idaresine
atayacağımız memurları onların kadroları içinden seçtik, onlar onay vermedikçe
ne yeni atama yaptık, ne terfi ne tayin,
11 yıldır, devletin üst
kademelerini onların kadrolarıyla doldurduk, her ne kadar iş bilmiyorlarsa da ne
de olsa İmam Hatipli idiler, ne de olsa alınları secde görüyordu,
11 yıldır ne istedilerse
verdik, doyuramadık.
11 yıl oldu onlar bizi
inceler ve sonuçları dosyalarken, bizlerde onları inceleriz, dosyalarız, ancak
örgütlü, ÖRGÜT (paralel) olduklarını
yeni anlayabildik.
Meğer, paralelmişler, meğer
örgütmüşler, meğer haşhaşilermiş…
Anladığımızda iş işten
geçmişti, bizimdir diye sandığımız, inandığımız adamlarımız hep hırsız
çıkmıştı. Paralel devlet yapılanması açıklamıştı bir kere. Biz de paralel
devleti yıkmak için ne lazımsa onu yapıyoruz. Bankalarından paraları çekiyoruz,
okullarını kapatıyoruz, memurlarını işten atıyoruz… filan, filan….
Siz anlayabildiniz mi,
burada örgüt kimdir, lideri kimdir?
***
Ben de şunu anlayamadım:
“Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” sebebiyle,
gözaltına alınanlar, tutuklananlar ve hatta avukatları bile hep sakallı sakallı
kişiler (memuriyeti olanlar hariç, zaten bir kişi).
Bu nasıl oluyor? İçlerinden
birisi bile tıraş olmaz mı? Yoksa bu durum da ‘örgüt’ün varlığının bir delili
olmasın?
Yazıklar olsun ki, soyguncu
sakallı olunca, daha bir gönüllü teslim oluyoruz.
Yuf olsun bu mantık
(kabul) sahibi bizlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder