Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu Ramazan Bayramını memleketi Konya’da geçirmiş. Bayramlaşma sırasında
gazetecilere yaptığı açıklamaya bakınız. “Suriye’ye Birleşmiş Milletler müdahale etmelidir.”
Sırası mıdır? Derin strateji profesörü Davutoğlu için sırası. Bayramın
kardeşliği, affediciliği, çirkinlerin kapatılacağı, güzelliklerin ortaya
çıkarılacağı, küslerin barışacağı filan unutulmuş. Taa damarlarına zerk edilmiş
anlamsız bir kin, bir hırs var. Maksat Esad’ı göndermek de değil, ileride bin
pişmanlıkların yaşanılabileceği, tarifsiz acılara gebe kardeş kavgalarının
fitillendiği bir garip uygulamalar bütünlüğü. Referanslarının İslam olduğunu
söyleyen bu bedbahtlar, bu uygulamaların İslam’ın neresinde bulunduğunu da bir
söyleseler bari. Uyguladıkları politikaların İslam’ın hangi bölümlerinde
belirtildiğini bir anlatsalar da anlasak! İsrail’e çekilen van miynıt
palavrasını nasıl da yutturmuşlardı, nasıl da insanımızı avlamışlardı? Artık
yemiyorlar. Artık, kendi milletvekillerini bile ikna edemiyorlar olmalılar.
(Böyle giderse parçalanma kaçınılmazdır.) (Gerçi Hüseyin Aygün’ün verdiği pası
iyi kullandılar. Milliyetçi damarlardan gelen söylemleri yüksek sesle
dillendirdiler, milletin gazını böylece aldılar)
Bir projenin memurları
olarak hareket etmekte bir beis görmüyorlar. Projenin sahibi dünyayı tek
kutuplu olarak idare etmek niyetindeki ABD. Adını demokratikleştirme projesi
koymuşlar.
Projeye ilk muhatap ülke
Irak olmuştu. Orada olanları biliyoruz. Son günleri ise kardeş kavgasına
sürüklenen bir ülke. Şii ve Sünni savaşı kapıda. Bombalama olayları, sayısız
insanın hayatına mal oluyor. Arkada bıraktıkları gözyaşı sel oldu aktı. Bizim
taraflardan da destek verilen gruplar var olduğu tahmin ediliyor. Nitekim Sünni
toplum liderinin Türkiye’de misafir edildiği bilinmektedir. Irak yönetimi sanki
birilerinin verdiği emri yerine getirircesine tutuklamalara karar verebiliyor.
Her tutuklama kararı ardından da bombalamalar geliyor, sonuç facia.
Demokratikleştirme dedikleri bundan başka bir şey değil. Kan ve gözyaşı.
Demokratikleştirme adına yapılanların tamamı boştur.
Libya’da yakın geçmişte
olanlar, proje sahiplerinin ne kadar demokrat, ne kadar insan sever olduklarını
göstermiştir. Masum halkın üstüne bırakılan bombalarda kaç kişinin hayatını
kaybettiğinin hesabı daha yapılamamıştır. Maalesef bizim hükümetimiz de bu suça
ortak olmuştur.
Mısır’da kardeş kavgasını
başlatmak pekte zor olmayacaktır. İşbaşına getirilen hükümet ile devrilen Başkan
arasındaki benzerlik hayretle karşılanmaktadır. Ne değişti Mısır’da? ABD’nin
desteklediği, Mısır hareketleri sırasında toplum liderlerinin tamamının ABD’de
eğitim almış dernek üyeleri olan Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin)
teşkilatının yetkilendirilmesinden başka. Seçilen başkan bu derneğin üyesidir.
Kardeşim Esat’tan düşman
olunan Esat’a. Ne değişti? Kardeş dediğimiz günlerde de diktatör değil miydi
Esad? Ne yapmak istiyoruz? Suriye’yi ABD’nin istediği yönde yönetecek bir
yönetim oluşturmak. Sonuçta hedefte duran İran’a saldırının kolaylaştırılması.
İsrail üzerinden İran’a tehdit yağdırmak.
Neo-Liberal fikirlerle
yüklü muhafazakâr iktidarın ne yapmak istediği apaçık ortada duruyor. Kendi
ifadeleridir. BOP Eş Başkanlığı görevleri henüz sona ermemiştir. Ortadoğu’da
(tamamı İslam ülkeleri) 22 devletin sınırlarının değiştirileceği ABD’li
yetkililer tarafından deklare edilmiştir. Yapılmakta olan da budur.
Bu görevleri yapılırken
kullanılmakta olan da genel olarak dindar insanlar topluluğu olan ve dini
inançlarını elden geldiğince yaşamaya çalışan Türkiye de dini veriler, dini
söylemler, dini resimlerdir. Hoyratça, bu değerler insanlarımızı avlamakta
kullanılmaktadır ve başarılı da olmaktadırlar. “1990 sonrası dünya sisteminde din yeniden geri dönerek siyaseti
belirleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz çağda din
ve bunun yorumu olan mezhepler siyasi bir unsur olarak önemli yere sahiptir. Bu
nedenle Ortadoğu’nun jeopolitik tanzimi din üzerinden yapılmaktadır.
Böyle bir tablo karşısında Irak dağınıktır. Etki alanı giderek
genişleyen İran, oluşturulan Sünni-Selefi ağın kendisine yönelik olduğunu
düşünmekte ve oyunun kurallarını buna göre oluşturmaktadır. Suudi Arabistan,
Mısır ve Türkiye içinde bulundukları projenin gereği olarak Irak üzerinde
etkili olmak istemektedirler. Topraklarımızda İran’a karşı konuşlandırılan Füze
Kalkanı, ABD-Suudi Arabistan ekseni durumu daha hassaslaştırmaktadır. Irak
üzerine yoğunlaşan bu baskı ve siyasi-stratejik hamlelerin bir mezhep
çatışmasına doğru seyretmesi kaçınılmazdır”.
(1)
Ramazanlarda kurulan iftar
çadırları, hükümet yetkililerinin Cuma Selamlıkları merasimleri, her Cuma
Namazından sonra cemaatin arasında yapılan TV röportajları, cami inşaatlarına
hız verilmesi, İmam Hatip Liselerinin düzenlenmesi ve Orta Kısımlarının
açılması harekâtı, yetkililerin verdikleri nutuklarda dini terim ve kavramları
sık sık kullanması dini nasıl kullandıklarına çarpıcı örneklerdir. Maalesef
dini söylemlere çok çabuk kanmakta olan insanlardan da oylarını kolayca
almaktadırlar. Ülke yönetiminde bulunanlar ise dini siyasi ideloji kalıplarında
kullanmaya devam etmektedirler.
Yeniden başlayan İslamcılık
tartışmalarında siyasi ideloji olarak din konusunun da gündeme getirilmesi
isabetli olacaktır.
İslami kavramları
kullanarak, İslam Ülkelerini haçlıya teslim etmek oyunu işte budur.
+++++++++++++++++++++++++
(1)
Nadim Macit, 31.01.2012 Ortadoğu
Ali Sertelli :
YanıtlaSilİslami kavramları kullanarak, İslam Ülkelerini haçlıya teslim etmek oyunu işte budur.
Yaşar Nuri Öztürk hoca buna "Allah'la aldatmak" diyor.
Mahmut Emin hocam teşekkür ederim bu güzel makaleniz için.
Nidai Seven :
YanıtlaSilYol haritasında"Milliyetçilikle Hesaplaşma"varsa ve fiziken Türkiyede ,ruhen Türk Milletinden olmayan bir kimseden Türk Milleti adına ve lehine politika beklemek gafletdir.
Kıyamoglu Abdullah Yücesan :
YanıtlaSilKonya dogumlu olabilir, konya nufüsuna kayıtlı olabilir ama insallah Konyalı degildir.
Konyada Mevlananin ruhu incinir,
Bedri Dinçer:
SilKonya -Taşkent'ten olduğunu biliyorum oradaki dostlarıma "aslı nereli" bir sorayım.TÜRK Olmadığı kesin.
Kıyamoglu Abdullah Yücesan :
Silaslinin disardan , bir Türk- Tatar yurdundan geldigini söyleyebilirler, kafasini ingilterede rektefeye sokmuslar, - ya mankurt olmus, nayman anaya ok atan ogludur, yada embeddet gelip gizli kimlikle yasayandir.
Bedri Dinçer.
SilKuvvetle muhtemel gizli kimlikle yaşayanlardandır çünkü Ülkemizde çokça var.
Aydın Mahmut Aydın.
YanıtlaSilİran doğumlu, Azem!!!
Ayrıca düşündürücü bir nokta daha..(!)
Çocuk yaşta yetim(!)kaldığı, halası tarafından büyütüldüğü(bu beyan kendi beyanı)
Neyse çok fazla konuşmayayım en iyisi şu dava kararını bekleyelim..
Davutun oğlu'nu sonra deşeriz..
Saygılarımla.
Emin Kırkıl :
YanıtlaSil"Stratejik Derinlik Tezi" BOPUn teorisidir.. Ya da Millileştirilmiş BOPtur.
Abdullah Alagöz .
YanıtlaSilTürklükten ,İslamdan nasibini almamışların ve dün kahrolsun siyonizm diyenlerin vardıkları noktayı milletimiz inşallah değerlendirecektir."Ulusçulukla" hesaplaşacakmış. Bunu pkk da söylüyor.İlginç değil mi sizce...
Abdurrahman Biçer :
YanıtlaSilİnsanlar; Buda misali kendi anlayışlarına göre din yaratmaya kalkışınca ortaya işte böyle GARABETLER çıkar...
Ve elbette fosseptik çukurunu; Stratejik Derinlik zannederler...
Abdullah Mehricihan:
YanıtlaSilSiyonist akımın askeri olan dış işleri ve hükümet islam kalkanı ardında fazla dayanamayacaktır. Jeopolitik yapının derinliğinde bulunan kozmopolik iç dinamikleri elbette hesaplaşamak isteyecektir.