Devlet kurma ideali terörle
desteklenirse varılacak yer kaostur. Terör ideali destekleyemez.
Devlet medeni bir
kuruluştur, medeniyettir. Terör ise medeniyeti bozan, kısırlaştıran, insanların
düşünebilme yeteneğini elinden alan bir araç, bu itibarla terörle kurulmasına
çalışılan devletler doğmadan ölüme mahkûmdur. Nitekim terör ve destekçileri
ülkenin içinde karmaşa çıkarmak isteyen dış düşmanlardan başkası değildir. Acı
olan taraf dış düşmanlar, içeride destekçi bulabilmektedir. Ama köşe yazarları
vasıtasıyla, ama medya marifetiyle, ama dernekler aracılığı ile destek
sağlamaktadırlar. Milletin ortak kullandığı kelime ve kavramları değiştirerek,
insanların algısında farklılıklar yaratmaktadırlar. Farklı algılar ise,
problemlerin çözümünde farklı farklı çözüm önerileri getireceğinden
(getirdiğinden) kaos ortamı kendiliğinden doğmakta ve insanlar ‘artık olsun da
ne olursa olsun’ şeklinde düşünmeye başlayacaktırlar. Varılacak sonuç ancak karmaşa,
kaos, çatışma, anlaşamama, mücadele, hırs, kıskançlık… Olabilmektedir.
Fetih zamanlarını terör
olarak adlandıran gafillere sözümüz şudur. Tarihi yorumlamalar tarihin
yaşandığı zamanların içselleştirilmesi ile olabilir. Bir kere bile herhangi bir
sözlüğe bakmadan fetih ile terörün benzerliğini söylemek ahmaklıktır.
Terörden amaç, yılgınlık
yaratmaktır, pişmanlık meydana getirmektir, korku salmaktır, can ve mal
güvenliğinin olmadığını belleklere kazımaktır. Bu nasıl olur? Dağlarda,
kırlarda, ıssız köylerde, kasabalarda dış düşman tarafından tedarik edilmiş
silahları ile saldırılar planlı bir şekilde yapılır. İnsanlara gına gelir.
Korku sarar her yanı. Tam bu sırada, işi, terörün bitirilmesi yolunda kanun
çıkartmak olan bir iktidar milletvekili tarafından şu sözler söyletilir. Tam da
Türkiye’nin artık güvenli bir ülke olmadığı tezleri tartışılırken:
AKP Milletvekili Mehmet
Metiner: 23.8.2012 CNN-Türk Enver Aysever’in aykırı sorular isimli programda;
- Uludere’ye gitmek ister
misiniz sorusuna;
-“Seyahat özgürlüğüm yok” cevabını verir. Tam da
terörün söyletmek istediği, vardırmak istediği yeri bir iktidar milletvekili
ağzından milletin duyması sağlanır. Ki, böylece korku dağları saracaktır.
Milletvekili bile böyle söylediğine göre!..
MHP Milletvekili Özcan
Yeniçeri 22 Ağustos 2012 tarihli makalesinde şunları söylüyordu: “PKK, Şemdinli’de gerçekleştirdiği terörist
eylemler, Türkiye’deki PKK terörünün yeni bir aşamaya ulaştığı mesajını verdi.
Böylece PKK, TSK ile ‘cephe savaşı yapacak kadar güçlendik’ demiş oldu.
Ardından Tunceli Ovacık’ta şimdiye kadar en stratejik bir kişiyi,
milletvekilini dağa çıkarmayı başardı. Foça’da yaptığı mayınlı eylemle yalnız
Güneydoğu’nun değil ‘Türkiye’nin hiçbir yanı teröre karşı sigortalı değil’
mesajını verdi.”
Yeniçeri’nin tespiti
ülkenin ne hale getirildiğinin özetidir. En güvenli şehirlerimizden birisi olan
Gaziantep olayı ise tuz biber ekmiştir. İnsanlarımız artık kendisini ortaya
sürecek duruma gelmiştir. Nitekim İzmir ve Gaziantep olayları üzerine yaralılar
için kan vermeye koşan insanların halini G. Fırat şöyle özetlemektedir. “Türkiye’yi kan yerine çeviren teröristlere
de yandaşlarına da bir uyarı olmalı bu. Halk bir çağrı beklemeden sadece kan
vermek için değil kan dökmek için meydana inmek üzeredir. Tercih sizin” diyerek
hem örgüte hem de görevini bihakkın yapamayan devlete uyarısını göndermiştir.
Oslo görüşmeleri
sızıntısından, istihbarat elemanın ağzından çıkan aklımızda kalan söz nasıldı? “Memleketin her yanına koyduğunuz bombaları
biliyoruz”. Böyle miydi? Ee sormazlar mı,
biliyordunuz da bunlar nasıl oluyor?
Öteden beri tartışılan
istihbarat zaafı böylece ortaya dökülmüyor mu?
Fırat’ın sözünü tekrar
edelim: Millet, sadece kan vermek için değil kan dökmek için meydana inmek
üzeredir.
Tercih sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder