25 Temmuz 2012 Çarşamba

Densiz Müfteri



“.. Mustafa Kemal’e ve arkadaşlarına Samsun vizesini veren İngiltere ile Lozan’da tescil edilip, taahhüt altına alındı.” (*)

Bu lafları eden densize, cevabı Selcan Taşçı 18 Temmuz tarihli Yeniçağ Gazetesinde etraflıca vermiş. Tarihi verilerlere dayalı cevaba karşılık, yandaş yazarın bir şeyler söyleyip söylemediği hakkında bilgimiz yoktur.

Eğer aklınızı birilerinin veya bir idelojinin emrine vermiş/kiralamışsanız esaret altında ancak size bildirilen, sizden istenenleri dile getirebilirsiniz. Şunları da söylüyor bu bahtsız düdük: (Fehmi Koru’dan alıntılayarak, o da Fuad Doğu’dan ‘eski MİT Müsteşarıymış) “Enver Paşa ve arkadaşlarını getiren(ler) yalnız Siyonistler değildi; Siyonistlerle birlikte İttihatçıları iktidara getiren de bu bahsettiğimiz ‘kitle güç’ oldu. Yine Siyonistlerle el ele vererek bu kitle güç Atatürk’ü başa getirdi. Kitle güç denen, 31 Mart 1908 hadisesiyle birlikte Türkiye’yi içten içe ele geçiren güçtür ve arkasında daima İngiltere olmuştur.” (**)

Ne Türk kelimesinden haberi var, ne de Atatürk’ü tanıyor.

Yıllarca beyinlerine işlenen Türk düşmanlığı, Atatürk düşmanlığı bu günlerde rastgele zamanlarda ortaya çıkıyor. Sırasını yakaladığında, fırsatı iyi kullanarak habire yalanlarla, iftiralarla okuyucunun zihnini bulandırıyor, diğer bir ifadeyle okuyucusunu siyasi efendilerinin verdiği kalıba göre yoğuruyor. Siyasi, toplum mühendisliği yapıyorlar, toplumu kendi (efendilerinin) istedikleri biçimde şekillendirip, efendilerinin önüne sürüyorlar. Toplumu mankurtlaştırıyorlar. İnançlarından, imanından, kültüründen, tarihi bilgilerinden uzaklaştırıp, soğutuyorlar. Asıl olarak bir projenin, kapitalist global (küresel) çetelere muhafazakar boyalı gönüllü destekçileri, yayıcıları, propagandistleri, misyonerleri olarak görev yapıyorlar. Yalan, iftira, bühtan asıl çalışma alanlarıdır. Çarpıtma konusunda ustadırlar. Yazılarının, cümlelerinin, konuşmalarının arasına sıkıştırdıkları milli ve manevi kelime ve cümlelerle insanımızın aklını başından almaktadırlar.

Senin, ölümüne yalanlarına ortak olduğun Hocaefendi’n yıllarca kimin kucağında oturuyor bre nasipsiz hiç düşünmez misin. Hangi güçle, hangi imkânla, hangi yetkiyle oturuyor ve niye oturuyor? Başbakan olarak ki, kendi açıklamasına göre devletin diğer yetkilileri de davet etmelerine rağmen niye kalkıp ABD kucağından anavatanına gelmiyor? Sadece, yeni bir kargaşa çıkarmamak istemesi ile açıklana bilir mi? peki, siyasi olarak desteklediğiniz hükümetin başkanının daha seçilmezden evvel ABD’ye defalarca gittiğini biliyoruz, kimlerle neler görüştüğü hakkında bir araştırma yaptınız mı? Gazeteci Arslan Bulut bugüne kadar belki yüz kere yazdı, “AKP’nin tüzüğü ABD’den gönderilen bir memorandum” ile belirlenmiştir şeklinde, peki sizler ve/ya parti yöneticileri tarafından bu fikre bir reddiye, bir yalanlama getirildi mi? bildiğimiz kadarıyla hayır getirilmedi. Yurt dışı eğitimleri düşünelim hele, İngiltere Exeter eğitimlileri düşünelim hele, kimlerdir, hangi görevlerdedir. Yahudi cesaret ödülünden bahse bile gerek görmüyoruz.

Hayatının her döneminde bağımsızlığı ağzından düşürmeyen, hürriyet ve bağımsızlık için savaşan bir zat hakkında yukarıdaki lafları edebilmek ancak iftira ile açıklanabilir.

Aslında Hz. Muhammed’i, Hz. Ali’yi, Ehl-i Beyt İmamları’nı, Hacı Bektaşı Veli’yi… de anlamadı bu güdük akıllılar. Elbette Atatürk’ü de anlayamayacaklardır. Mansur’un derisini yüzen iblis zevkler ne idiyse bunlarda saldırırken Türk’e ve Atatürk’e aynı zevki alıyorlar.

Bre gafil, senin atalarından, senin iman ettiğin hacılarından, hocalarından, biat ettiğin hükümetinden bir kişiden şöyle bir söz işittin mi?

“Bağımsızlık benim karakterimdir”

Söyle bakalım kimmiş oturan kucağına İngiliz’in?

“Musa onlara dedi ki: “Yazıklar olsun size… Allâh üzerine yalan uydurmayın! Bundan dolayı azap ile kökünüzü keser… İftira eden hakikaten kaybetmiştir.” (Taha/61)

“İftirayı dedikodu yollu edinip, hakkında kesin bir bilginiz olmayan şeyi laflıyor ve bunu sıradan bir konuşma sanıyorsunuz… (oysa) o, Allâh indinde azîmdir (büyük bir şey)!” (Nur/ 15)

“Ey iman edenler! Zannın çoğundan (doğruluğundan emin olmadığınız konuda fikir yürütmekten) kaçının! Muhakkak ki bazı zanlar suçtur (şirk veya şirke yol açar)! Tecessüs etmeyin (merakla başkalarının özel yaşantısını araştırmayın)!Kiminiz de kiminizin gıybetini yapmasın! Biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? Bundan tiksindiniz! Allâh’tan korunun! Muhakkak ki Allâh Tevvab’dır, Rahıym’dir. (Hucurat/12)

*************************************
(*) Ali Ünal, 16.07.2012 Zaman, “Haritanın tamamını görmek için” başlıklı makale.
(**) Ali Ünal, aynı makale.

5 yorum:

  1. Mehmet Kınacı:

    Cemaat İFTİRA ve YALAN konusunda "kendine" SINIR tanımıyor!!!Ayetleri gizlediği,çarpıttığı aşikar!!!Yani...Cemaate mensup çok samimi insanlar olmasına rağmen,onların da "AKLETMEZ MİSİNİZ?" hükmünden haberi yok....Elli yılı aşan hayat,EN İYİ UYUTMA YOLUNUN DİN OLDUĞUNU ÖRNEKLERİYLE gösterdi!!!İman yok amma,en imanlı insan....!!!!!??????

    YanıtlaSil
  2. Mehmet Külahlıoğlu:

    İttihat ve terakkiyi isteyen dış güçler olduğu doğrudur. Ama mesela Enver Paşanın dış güçlerin maşası oyuncağı gibi nakledilmesi hiç doğru olmamıştır.

    Sebepte basittir, Abdülhamit Han başta olsaydı batılılar bu kadar basit hareket edemeyeceklerdi.

    Bizim tarihçiler sırf Mustafa Kemal'de hareket ordusunun içinde diye methiyeler düzerler ama hareket ordusunun menşeine bakmak için biraz Yılmaz Öztuna okumak yetecektir.

    "Ölülerinizi hayırla anın" emrine yer veren dinimiz elbette "şehit" olan Enver Paşayı hayırla anmamızı gerektirir.

    YanıtlaSil
  3. Son 4-5 yıldır İttihatçılar sık sık hedefe konuyor.
    Tesadüf mü?
    Hayır...
    Ermeni Soykırımı iddiasını tanımanın ön hazırlıkları bunlar...
    Soykırımı tanıyacaklar, İttihatçılar yapmıştı denecek...
    Zaten EFENDİ ile İttihatçılaların Sabatay oldukları şuuraltına yerleştirilmişti...
    "Soykırım vardır, bunun tüm sorumlusu da İttihatçılardır" denilecek.
    Siz ODA Tv ile ZAMAN'ın farklı yerlere mi hizmet ettiğini sanıyordunuz?

    YanıtlaSil
  4. Abdurrahman Biçer:

    Aslında bu HAİNLER OROTORYOSUNUN sonuna... Perdenin indiği ana bakmak gerekiyor...

    YanıtlaSil
  5. """""""""""" Siz ODA Tv ile ZAMAN'ın farklı yerlere mi hizmet ettiğini sanıyordunuz?"""""""""

    aynanın arkasına ben baktım bunlar var ...
    sizin bakmanıza gerek yok.. hepsi bukadar..

    adama aynanın arkası dıye program yaptırıp..
    hepsı bukadarmışşş dedirtırler... adama EFENDİ yazdırırlar hepsının bu kadar oldugunu başka olmadığını anlatırlar.. büyük resim cilerden sonra büyük harıtacılarda çıkmış haberımız yomuş...
    "canavar gözü kırmızısı ne renktır"

    her renk bazen sarı bazen kırmızı bazen mor ötesi...
    dıkkat 9 doğrunun arasına sıkıştırılmış tek yanlışı ıskalamak kadar 99
    yanlışın arasında saklanmış tek doğruya dıkkat
    ve canavarlar sadece gözlerınden ölürler..
    aşıller gıbı sadece tendonundan.............

    reyyan

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...