“Ben Tanrı gibi ve Tanrı’da
olmuş Türk Bilge Hakan, Sözlerimi işitin: Halkı düzene soktum, şimdi onlar kötü
durumda değiller.”
Ötüken, sıradan bir toprak
parçası değildir. İnsanlar her toprak üzerinde dirliğini sağlayabilir, bekasını
yaşayabilir. Ötüken Türk için, kanun, dirlik, düzen, beraberlik, sağlam duruş,
bir oluş, amaç birliği, andalık, kardeşlik… Demek. Yaşanılan toprak ancak
Ötüken ile vatan olur. Ötüken, vatandır. Eğer yaşadığın yerleri Ötüken
yapabilmiş isen “sonsuza kadar devlet sahibi olup”
hükmedersin. Ötüken, kanuna, ananeye kısaca Hakan’a bağlılıktır. Ötüken’e
bağlılık Türk’ün yaşama azminin bir göstergesidir. “Aç halkı doyurdu, yoksulu
zengin etti, azı çoğalttı.” Ötüken’in kesin kuralıdır. Hakan önce
halkına bakar, önce halkının karnını doyurur, yoksulluk sona erer. Vatan
toprağı üzerinde millet refah içinde yaşar ki, düşmanlar, milleti parçalamak
isteyenler, vatan toprağında gözü olanlar tespit edildiğinde askerlerini
korkusuzca düşman üstüne sala. Askerin itiraz etmeden verilen emirleri yerine
getirmesi ise, ailesinin karnının tokluğu, geleceğinin temin edilmesi ile
ilgilidir. Bu sebeple, Ötüken’de kurulmuş düzen, konulan yasalar, töre hakan ve
millet tarafından itirazsız uygulanır, ta ki, sonunda ölüm bile olsa. Hakan, “gece
uyumaz, gündüz oturmaz, ölesiye çalışır, Türk halkını düşmansız kılmak”
kuralı da Ötüken’in millet beynine kazınmış kurallarındandır.
***
Önce;
“devletten baba mı olurmuş”
diyerek alaylı bir tavırla devletine sahip çıkanlara karşı durdular. Bu fikri
uzun süre basın yayın ortamında işlediler, milletin beynine kazıdılar.
Sonra;
“Devlet ayakkabı mı
üretirmiş” diyerek, yine alaylı bir tavırla devletin sahip olduğu
ekonomik değerleri bir bir satışa çıkardılar, sattılar. Bugünlerde, vatan
topraklarının, arsalarının, tarlalarının satışına kadar geldi sıra.
Köyde yaşayanlar, toplam
nüfus oranın %15-20’lere çekilmesi AB dayatmalarıyla kabul görünce, köyde
yaşayanların şehirlere akın etmesini desteklediler. İki yönlü keşmekeş yaşandı.
Birincisi, köyde genç nüfus kalmayınca, tarla tapan ekilemedi, hayvanlara
bakılamadı, evin önündeki küçük bahçede bile bir tutam ot bulmak imkânsız hale
geldi.
Şehre göç edenler,
mesleksiz olduklarından iş bulamadılar, şehrin uzak kenarlarında yaptıkları,
hazineden çalınma arsalar üzerine sallapati kondularda hayat sürmeye
başladılar. Yasadışı yaşayanlara ucuz insan gücü bulmanın yolunu açtılar.
Şehrin sınırları içinde, hoyrat bir köylülük yaşayan bu insanlara, köylerinde
adam gibi yaşamayı bir türlü anlatmadılar.
Üretimden vazgeçtiler,
ithalatla ülkenin ihtiyaçlarını giderdiler. İthalat arttıkça devletin borçları
yükseldi. Faizler ve geri ödemeler de borçlanılarak yapılınca, dış ve iç
borçlar yükseldikçe yükseldi.
Her sahaya kargaşa hâkim
oldu.
Globalleşme dedikleri,
dünyayı birkaç aileye teslim etme projesinde, işçiye, memura doyacağından fazla
maaş verilmemesi kuralınca, millet açlığa alıştırıldı. Tok millet açlaştırıldı,
daha da fenası açgözlü bir hale getirildi. Açgözlülük kargaşayı artırdı.
***
Anlayabildiniz mi, söyler
misiniz;
Ötüken’e ne oldu?
Harun Meral :
YanıtlaSilMukayeselerden ve ana fikirden çok faydalandım.
Milletinin bekası ve rahatı için uyumayan, çok çalışan Hakan anlayışını kaybedeli yıllar oldu.
Şükrü Murat:
YanıtlaSilÖtükene sahip çıkanları otağdan attılar. İşbirlikçilere destek çıktılar.
Günün 24 saatini çalışarak geçirmesi gerekirken, 3 saatlik çalışmayla otağda otururlar.
Ötüken ise elden gidiyor ancak uyumaları devam ediyor.
Göray Atila:
YanıtlaSilZaten Hakiki Türk töresinde Yöneticilerle-Yönetilenlerarasında asla sınıf farkı yoktur. Kadının yönetimde de yeri ve önemi vardır. Ben şaşıyorum. kendine milliyetçiyim diyen bazı arkadaşlar emekçilerin yanında olmuyor. Büyük sermaye sahiplerinin kurduğu partilerden hiç yoksul- mazlum Türk insanı için bir fayda olur mu? Bu partilerden Milli ve milliyetçilik çıkar mı?
Elinize sağlık hocam...
Tanım bu Türk’ün
Ekrem Yüksek:
YanıtlaSilÖtüken ötelendi, milletin düzeni kötülendi, dirlik bozulunca, millet dayanışması tükendi.
Köyden geldik şehire, düştük çoşkun bir nehire. Ne şehirli olabildik, ne köylü, bir çözüm bulamadık bir türlü. Köydeyken tarım ülkesiydik, şehirli olduk sanayi de ne halt yedik.
Ötüken ülküsü için canını feda eden hayallerde yaşayan Ötüken ülkesinin ölümsüz ruhları ülkü devlerine selam olsun...
YanıtlaSil