Saygı duyduğum bir yandaş! Yazar
şunları söylüyor:
“Hür seçimlerin olduğu ülkelerde takdir halkındır. İsterse tek başına
iktidar verir, isterse “aranızda anlaşın, uzlaşın” diyerek bir başka seçeneği
zorlar.” (Abdullah Muradoğlu, 8 Haziran, Y.Şafak)
Cümlenin başındaki ‘hür’
kelimesini yazmasaydı, anlam sıfırlanacaktı. Temelde doğru mana ifadesi.. Lakin
iki gün önce yapılan Türkiye seçimlerinin, ‘HÜR’ bir ortamda yapıldığını
söyleyebilir miyiz?
Yalan, iftira, gıybet,
tehdit, küfür gibi süfli hal ve hareketlerin, sözlerin bulunduğu ortamlarda
hürriyet doğar mı?
Hakkı ve yetkisi olmadığı
halde, kendinde güç vehmederek ve bu gücü kötüye, yanlışa ve anayasa aykırı
olarak bir siyasi parti lehine kullanmak hürriyet kelimesi ile ifade edilebilir
mi?
Yasalarla belirlenen
televizyonların siyasi parti haberlerinin yayınlanma sürelerine uyulup
uyulmadığının kontrollerinin yapılmadığı, uymayanların ikaz edilmediği,
yasaların uygulanmasının sağlanmadığı ortamlarda hürriyet ten bahsetmek ne
kadar da doğrudur?
Devletin kaynakları,
memurları, alanları bir siyasi partinin lehine kanalize edilirse hürriyet
nerede kalır?
Öyleyse;
‘Hürriyet’, ancak HÜR
adamların idaresinin altında gerçekleşir.
Hür adam demek, bütün
korkularını bir kenara bırakmış adam demektir.
Bu durumu müşahede edebilen
var mıydı acaba, ya da soralım Sayın yazara, siz müşahede edebildiniz mi acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder