DSP, MHP ve ANAP’ın kurduğu
üçlü koalisyonun, anayasa maddesi değiştirilmesiyle ilgili Büyük Millet
Meclisine indirdiği çok önemli bir öneri vardır. Anayasa’nın 68 ve 69.
Maddelerinde değişikliği öngörür.
Konu şudur: Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı, Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili dava açmış
ve görüşmeleri devam etmektedir. Hazırlanan dosya ve Savcılığın ileri sürdüğü
sebepler kesinlikle Fazilet Partisi’nin kapatılmasını gerektiren sağlam ve
belgeli görüşlerdir.
Başbakan Bülent Ecevit
yaklaşan parti kapatılması tehlikesini görür ve Fazilet Partisi ve Genel
Başkanı Necmettin Erbakan’ı kurtarmak için bir tedbir düşünür, çünkü böylesi
bir kapatma ileride telafisi güç sonuçlar doğuracaktır. Hükumet ortaklarıyla
yaptığı görüşme sonunda, partinin kapatılmasının ülkemize açacağı tehlikeler ve
yanlışlıklar tartışılır ve Anayasa’nın 68 ve 69. Maddelerinin değiştirilmesine
karar verilir.
Türkiye Cumhuriyeti
anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifi hazırlanır,
Anayasa komisyonunda günlerce tartışılır ve sonunda Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ne indirilir.
Oylama gününde Fazilet
Partisi’ne mensup 111 milletvekili vardır. hükumet ortakları ve bu 111
milletvekilinin oyları ile kanunun çıkması, halk oylamasına gerek olmadan
neredeyse kesin olarak görülür. Bir parantez açarak şu soruyu soralım: kim,
partisinin kapatılmasını ister? Değil mi?
Yoo, yanıldınız. Teklif
reddedilir ve Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi’nin kapatılmasına karar verir.
Ve parti kapatılır.
Sonra bildiğiniz gibi,
ağlaşmalar, yakarmalar, demokrasi yokluğu, diktatörlük gibi konular, bizim anlı
şanlı milletvekillerimiz tarafından dillendirilir.
Durun şimdi,
Konu bildiğiniz gibi değildir.
Fazilet Partisi’nin kapatılmasını
AK Parti’yi kuran milletvekilleri sağlamıştır. İşte şeytani zekâ burada devreye
girmiş ve yıllardır gördüğümüz ve yaşadığımız mağduriyet edebiyatı burada
devreye sokulmuştur.
Bu yazıda bir yalan veya
yanlış varsa; zamanın milletvekilleri olup daha sonra AKP’yi kuran veya partiye
üye olarak milletvekili seçilen:
Abdullah Gül, Cemil Çiçek,
Bülent Arınç, Dengir Mir Mehmet Fırat, Akif Gülle, Ertuğrul Yalçınbayır, Faruk
Çelik, Seyyit Haşimi, Abdülkadir Aksu, Mehmet Ali Şahin, Ali Coşkun, Nevzat
Yalçıntaş, Nazlı ılıcak, Sadık Yakut, Salih Kapusuz, Vecdi Gönül, Osman Pepe,
Rıza Güneri, Mehmet Elkatmış ve ismini hatırlayamadığımız ve Fazilet’in
kapatılması yönünde oy kullanan 60 kadar Fazilet Partisi Milletvekili hatayı
düzeltsinler. (Ki bu vekiller kısa bir süre sonra
kurulacak AKP’de ya kurucu üye olmuşlar ya da üye olarak milletvekili
seçilmişlerdir.)
Ya da, partinin daha sonra
genel başkanlığına getirilen Recai Kutan (ki, şu an itibariyle AKP
yanında durmayı yeğlemektedir), Fazilet yöneticisi ve o
günlerde Meclisteki işlemleri ve görüşmeleri yürüten Oğuzhan Asiltürk,
şimdilerde CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Mehmet Bekaroğlu ve Saadet partisi
Genel Başkanı olan Mustafa Kamalak yaşıyorlar ve şahitlik yaparlar. Ve asıl
şahit ise, zamanın hükumetinde ekonomi Bakanlığı görevinde bulunan ve DSP Genel
Başkanı Masum Türker’dir.
Nitekim Masum Türker 2 gün
önce çıktığı bir Televizyon konuşmasında sorulan soruyu cevaplarken, konu
yeniden gündeme gelmiş ve açık yüreklilikle Fazilet Partisi’ni daha sonra AKP
milletvekili olan Fazilet Partisi milletvekillerinin kapattığını açıklamıştır.
Her zaman söylediğimiz
şudur. Bunlar menfaati neyi gerektiriyorsa onu yaparlar, menfaat gördükleri
zaman da yapamayacakları hiçbir şey yoktur.
Nitekim kendi partilerini
kapatmışlar ve ABD’nin gizli ve kirli lobilerinden aldıkları talimatla AKP’yi
kurmuşlardır. Önlerine serilen trilyonlar, medya şirketleri, gazeteler ve dış
destekle 13 yıl iktidarlarını sürdürebilmişlerdir.
Evet ama,
Artık, deniz bitmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder