4 Haziran 2015 Perşembe

Sahibine Kapalı Mektup!.


Açık mektup yazılarını çok okuduk da, merak ettim bir de kapalı mektup yazsak, acaba alıcısı çıkar mı diye? Ha, açık mektupların da sahibine ulaştığına emin değilim. Çünkü talep edilenlerin tahakkuk ettiği görülmemiştir. Yazan, yazdığıyla kalmıştır. Kapalı yazalım dedik, çünkü ancak sahibi ne demek istediğimizi anlar. Konusu, çalışmaları, harcadığı emeği mektup konusuna uzak olanların anlaması mümkün olmayacağından, bizde açık açık bir kapalı mektup yazalım dedik.

Haydi Bismillahirrahmanirahiym…

Biliyorsun yeğen, Haziran’ın 7. Günü milletvekili genel seçimleri yapılacak. Bizi 4 yıl süreyle yönetip, yasalar çıkaracak ve hükumetin icraatını denetleyecek bu vekiller… Duydum ki, maşallah 30 Bin civarında kişi milletvekili olabilmek için müracaat etmişler. Ne yapalım ki ancak 550 kişilik yerimiz var. Arta kalanlar sonraki seçimleri bekleyecekler.

Bir ülkede, milleti yönetmeye, kanunlar çıkarmaya kendinde ehliyet gören eğer 30 Bin kişi varsa, var rahat uyu derim. Bu 30 Bin kişiyle, devranlar kurulur, devletler ayağa kalkar, millet rahata erer. Burada işin zoru, bu 30 Bin içinden en layıklarını seçerek milletin huzuruna çıkaracaklaradır. Kala kala 550 kişi kalacak ve biz de bunların arasından istediğimize oy vereceğiz. Yine de çok dikkatli olmalıdır derim. En iyilerini seçelim ki, 4 yıl boyunca gözümüz arkada olmasın. Aklımızda bir acaba sorusu bile olsa, bu 4 yıl cehennem azabı içinde geçer, aman ha dikkat et diyorum. Geride kalan yıllar, ne kadar da çok eyvahlarımız oldu!

Kurban mevsimlerinde bir keçiyi, bir koyunu bile seçerken ağzına bakılır, dişleri sayılır, boynuzlarının sağlam olup olmadığı araştırılır, ayaklarında, yanında, böğründe bir rahatsızlığının olup olmadığı incelenir. Bir hayvan bile alınırken gösterdiğimiz hassasiyet kadar, hiç olmazsa hassas olup, dikkatle incelemeliyiz oy vereceklerimizi. Milletvekili deyip geçme yeğen, oy verdiklerinin içinde bir tanesi bile hata yapsa, vebal doğrudan sanadır. Ehil olmayana iş tevdii etmek sonuca, zarara baştan katlanmak demektir.

Kulağıma geliyor: seçilecek kişilerden bazıları aralıksız camilere gidiyorlarmış. Mahallenin eşrafı ile cami köşelerinde düşüncelere dalıp, notlar alıyorlarmış. Sonra da, ‘cami de şunları not aldım’ şeklinde ahaliye anlatıyorlarmış. Sakın ola ki, işi tevdi edeceğin kişinin, abdestine, namazına bakarak değil, “o işi en iyi yapacak kişinin o olduğuna” emin olduktan sonra oyunu ver. Aldanmayasın. Çünkü şeytan çoğunlukla, abdest, namaz, sarık, sakal gibi insanları bir anda, Müslümanmış intibaını uyandıracak zahiri görünümlerle, şekillerle aldatır. Aman ha, uyanık olasın yeğen.

Bir de şeytanın yardımcıları vardır ha, başkaları adına dindarlıklarını söylerler. Evhamlarının doğurduğu resimleri, rüyaları gerçekmiş gibi anlatırlar, sende de bir anda iblisî vehimler uyandırırlar ve sen de gerçekmiş gibi bir algı yaratırlar. Bu şeytanın en büyük oyunlarındandır. Sakın diyeyim, sakın ha ki, kanmayasın.

Otobüs duraklarına yapıştırılmış el ilanları gördüm yeğen, bu ilanlarda çeşitli şekillerle “Özgür iradenle, bağımsız oyunu kullan” teması işleniyordu. Herhangi bir siyasinin reklamına yer vermemişler. Çok hoşuma gitti. Sana da tavsiye ederim. Bak, aylardır siyasiler reklamlarını yapıyorlar. Artık, anlamış olmalısın. Eteklerinde ne varsa döktüler etrafa. Şimdi hepsinin söylediklerini bir kenara bırak. Cümlelerini hatırlamaya çalış, eğrileri, kirlileri, olumsuzları ayır. Geriye doğrular kalır. Bunlar arasından da kendi aklın, fikrin ve hür düşüncelerine göre en iyisini bulmaya çalış. Doğruya ulaşacağından eminim. Reklamların albenisinin tuzaklarından ziyade, özgür iradenin önüne sunduğu doğrularla ilgilen.

Aslında burada biraz da özgürlük kelimesi üzerine konuşmamız lazımdı. Lakin klavye olur olmaz lafları ard arda kaydetti, açıklamaya yer kalmadı. Ama bilesin ki, özgürlük yalnızca Allah demekle bulunabilir. Bu kadarı anlayana kâfidir.

Haftaya görüşeceğiz yeğen.

Etraflıca konuşuruz, nerede, niye, hangi hataları yaptığımızı tartışırız.

Hoşça kal yeğen.

Allah bes baki heves.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...