6 Haziran 2015 Cumartesi

Dümen Suyu


Hallerine bakıyorum da, acınası durumları içim yakıyor. Her biri devasız hastalık pençesinden bizar haldeler. Baştaki ağrı, vücudu ve ayakları dayanılmaz dertlere gark etmiş. Uykularını kaybetmişler, yemek yiyemiyorlar, akıllarında fikirlerinde 8 Haziran.

Polisin uzatacağı kelepçelerin hayali göz önünden gitmiyor. Karabasanlar, kâbuslar bölüyor uykularını. Kan ter içinde bir oyana, bir buyana dönmekten sabahlar olmuyor.

Bir-kaç metre karelik hücrenin, nemli havası burun deliklerini yakıyor. Karanlık, üç-satırlık bir yazıyı yazdırmıyor. O yana dönse duvar, bu yana dönse demir parmaklık. Kolay mı geçirmek günleri.

Oysa vaktiyle sıkı yapışıp ahlaka, namusa, töreye ve inandığını sandığın Kur’an’a, dimdik geçirecektin ömrünü dümen suyuna düşmeden. Sapasağlam ve ardından kimsenin laf edemediği bir düzlemde yaşayıp gidecektin. Ne ki, ağanın gücü, inisiyatifi, sağlayacağı menfaatleri, ticarette, gazetede veya memuriyet-i devlette kademeleri üçer-beşer atlayarak sağlayacağın onurların, şereflerin hayali basiretini kapattı. Kandın dünyanın hiç bitmeyecek sandığın göz kamaştırıcı, albenisi yüksek menfaatlerine. Hoş, yalnızca hayal de değildi. Elde ettiklerin de var elbette. Hiç rüyalarına bile giremeyecek dünyevi edinimler sağladın, mamelekin arttı, banka hesapların kabardı. Ağa’ya ne kadar yakın olduğunu insanlara hissettirdikçe, etrafında pervane olanların yağları, gözlerini kör etti, kulaklarını sağır. Onlara da birçok imkânlar sağladın bir selamınla, karşılığını da aldın tabi. Bir sana, bir bana hesabıyla.

Ciğerindeki sızının sebebi bu, tüylerini diken diken eden sebep bunlar. Hepsinin, her şeyin farkındasın azizim, farkında. 8 Haziran’ın sonunu istediğin gibi getirebilirsen, bir 4 yıl daha kazandıracak sana. Bu zaman içinde de unutulacak! Ve rahatlayacaksın. Bu senin yarım aklının düşündürdükleri.

Bu yarım aklınla, hep yanlışlar yaptın, hatalar denizinde kulaçlar attın, doğruya yanlış, çirkine güzel, hırsıza dürüst, ehil olmayana layık dedin. Yetkisini, doğrudan, kanundan yana kullanmaktan aciz kişilere, değerinden fazla yetkiler verdin ki, söylenileni yapsın diye. Nitekim yaptırdın da. Gerçi hatalarını biliyordun ama kör olası menfaatlenme merakın hatayı sıfıra indiriyordu. Akıllanmadın bir türlü bile bile, göz göre göre.

Duyduğuma göre, 8 Haziran’a bilet almışsın, artık nereyedir bilmiyorum. “Hele bir yurt dışına çıkalım da, sonuca bakarız” gibi bir düşüncelere dalmışsın. İyi edersin. Hiç olmazsa, yanına alacağın nakitler bitene, kredi kartlarının limitleri tükenene kadar bir süre rahat edersin. Bu arada da kendine pahalı avukatlar tutarsın. Ne de olsa, etrafını dolduran dalkavukların hiç olmazsa bir avukat tutacak kadar vefalıdır, eğer kanlarında hala bir tutam “asil kan” kalmışsa.

Kusura bakmayasın, sana acımak içimden gelmiyor.

Bizim oralarda, “kendi etti, kendi buldu” derler. Tavsiyelere de kulaklarını kapattığına göre artık, var kirli dehlizlerdeki hücrene gir ve tüket ömrünü.

Ha, bunun bir iyi tarafı var hatırlatayım.

Bolca Allah’ı anarsın. Hani, on yıl boyunca meydanlarda bir tarafın Allah derken, diğer tarafın yallah diyordu ya, artık orada yallah da yapamazsın.

Bari bunu bir fırsat bilesin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...