Bugün, günlerden Salı.
Siyasi partilerin grup
toplantıları ve genel başkanlarının da konuşmaları vardı.
Grup toplantıları hakkında
herkes bir şeyler söyledi. TRT’den (TBMM TV adı ile) yayınlanan yayınlara
kısıtlama getirildi ya, tüm yalakalar “zaten bıkmıştık bu toplantılardan, genel başkanların konuşmalarından”
gibi destek cümlelerini de yazdılar. Aslında iyi oluyordu. Hangi genel başkanın
nasıl konuştuğu, neler söylediği, grupların heyecanı, milletvekillerin
alkışları… gibi konularda kimi fal bakmak gibi, kimi akla vurulmayan yorumlar
gibi eğlencelikler çıkarıyorduk. Eğleniyorduk.
Neyse, konumuz bu değil.
13.11.2012 tarihli grup
toplantısında Başbakandan şu cümleyi duydum: “Ak Parti ile Türkiye’de asimilasyon politikaları sona ermiştir.”
Demek ki, AKP iktidara gelmezden evvel ‘asimilasyon politikaları
uygulanıyormuş’. Bunu demek istiyor herhalde.
Bakalım;
TDK sözlüğünde
‘asimilasyon’ kelimesinin karşısında şunlar yazıyor:
-(İsim, biyoloji) Özümleme.
-(Dil bilgisi) Benzeşme.
-(Toplum bilim) farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik
grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde
eriterek yok etmek.
Başbakanımız hangi manaları
üzerinden yorumlayarak, Türkiye’nin, kendilerinden önce asimilasyon politikası
uyguladığını söylüyor?
‘Özümleme’ mi? Neyi varmış, özümleme. Biyolojik
olarak birbirine karışmışız, özümlemişiz. Kaldı ki, bunun uygulanan bir
politika sonucu değil, insanların hür tercihleri ile meydana geldiğini herhalde
kabul ederiz.
‘Benzeşme’ mi? “Bin yıllık kardeşliğimizi kimse bozamaz” diyen
siz değil misiniz? Bin yıllık kardeşlik, benzeşmeyi de beraberinde getirmeyecek
midir? Bunun neresi devletin uyguladığı asimilasyon politikasıdır? Tabii
gelişmeleri devletin suçuymuş gibi anlatmak ne kadar insafla bağdaşır?
Belki de üçüncü maddesi ile
ilgili konuştu Sayın Başbakanımız. ‘azınlıkları
veya etnik grupları, baskın doku veya yapı içinde eriterek yok etmek’.
Bir insaf daha çekelim tam burada. Galiba, içinden çıktığı Türk Milletini
tanımıyor Başbakanımız. Tarihin hiçbir yerinde, hiçbir sayfasında Türk,
fethettiği, idaresi altına aldığı diğer milletlerin insanlarını, etnik grupları,
kültürleri, dilleri değiştirmeyi, kendine benzetmeyi düşünmemiştir, böyle bir
uygulamaya da girmemiştir. Azınlık olarak bile görmez, kendinden bilir. Bu
tarihte böyleydi, Cumhuriyette de böyledir, şimdi de böyle. Tam tersi;
Türkler, kadar diğer milletlerden
kültür, kelime, kurum, idare şekli… Alabilen bir millet daha yoktur. Çünkü
Türkler gelişmeye yatkın, ilerlemeye müsait kafa yapılarına sahiptirler. Bunun
en güzel örneği, Türk dili içindeki Türkçe olmayan kelimelerdir. Hiç
zorlanmadan ve toplum olarak kabul ederler. Diğer milletlerden kültürel
değerleri alıp kendilerine uydururlar, kendilerine uydurmakta zorlandıklarını
da olduğu gibi kullanırlar.
Başbakan’ımızın söylediği
sözler, Türkiye’de yaşayan Kürtlerle ilgilidir. Öteden beri ‘Kürt sorunu’
diyerek, ‘Türkiyelilik’ diyerek
milletin başına tebelleş ettiği durum. Bu konuyla ilgili iki husus
söyleyebiliriz.
1-Kürtler, kültürlerine ve
dillerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Hiçbir kuvvet onların dillerinden
ayrılmasını sağlayamaz, dillerini unutturulmasını beceremez. Bu Kürt toplumunun
bir özelliğidir. Hatta dilerinin %80’ e yakın kelimeleri yabancı dillerden
gelmesine rağmen, o dilin gelişmesi için bir çabaları da olmaz. Dillerinden ve
kültürlerinden hoşlanırlar ve mutlu bir şekilde yaşarlar. Cumhuriyetin ilk
yıllarında Kürt bölgelerinde meydana gelen bazı ayaklanmalar ve tedhiş
hareketleri üzerine, bulundukları yöreden göç ettirilen ve Türkiye’nin bazı
yörelerinde iskâna zorlanan Kürtlerin (Zazaların) tamamı ana dillerini
konuşmaktalar ve hiç birisi unutmamışlardır. Sahip oldukları kültürlerini
yaşamışlardır. Göç ettikleri bölgelerden evlilikler yaparak akrabalıklar
kurmuşlardır. Hısımlık ilişkileri ile kültürel karışma, gelişme de tabii olarak meydana gelecektir.
Bunun asimilasyon ile hiçbir ilgisi yoktur.
2-Birde Kürtlerin yoğun
olarak yaşadığı bölgelerde kalan Türkmenler vardır. Aşiretler halinde yaşayan
bu Türkmenlerin önemli bir kısmı Türkçeyi unutmuşlar ve Kürtçe konuşmaya
başlamışlardır. Hatta şimdilerde kendilerine Kürt demektedirler. Bunun örneklerini,
sebeplerini, sonuçlarını Tarihçiler ve araştırmacılar yazmışlardır. Kayıtlara
da geçmiştir.
Soru şudur:
Nasıl oluyor da, (sizin
ifadenizle) asimile olan Türk aşiretleri hala bu vatanda yaşıyorken ve Türkçeyi
unutmuşlarken, Kürtçeyi unutan bir tek bile Kürt bulunmazken, biz (siz, devlet
idarecileri) Türkiye’nin, Kürtleri asimilasyona tabi tuttuğunu dünya âlemin
önünde, televizyonlarda söylersiniz. Biraz insaf demek hakkımızdır.
12 Eylül idaresinin yaptığı
hataları, devletin rutin bir uygulaması olarak anlatıyorsanız yine
yanılırsınız. O hatalara sizden çook evvel bizler karşı çıkmıştık. Biliyorduk
ki, o günlerde yapılan bilinçli uygulamalar (yasaklamalar), bugünlerdeki
söylemlere zemin oluşturacaktır.
Bir şey söyleyeyim mi?
“Bin yıllık kardeşliğimizi” siz bile bozamayacaksınız.
Harun Meral:
YanıtlaSilAbi, altını çizdiğiniz konuda Türk düşmanı yabancıların ve bazı devletlerin niyetlerini ciddi biçimde ortaya koyarak, ayrıca PKK nın bir ASALA devamı olduğunu belgeleyerek, Türkiyenin her dönemde bir meşgale ile yıpratılarak yerinde sayan bir devlet olmasının hedeflendiği iyi anlatılarak işe sıfırdan başlamak
Ahmet Rasim Sağ :
YanıtlaSil''...mutlu bir şekilde yaşarlar. '' kısmı hariç yazınıza katılıyorum. Zira bence Tükiye'de mutlu bir şekilde yaşayan pek yoktur...
Fehmi Yücesoy:
YanıtlaSilMUTLULUK GÖRECELİDİR HAKLISINIZ AMA VERGİ VERMEZLER KAMU MALLARINDAN HAZNEDEN SONSUZA KADAR YARARLANIRLAR.ELEKTRİK PARASI ÖZDEMEZLER.HER ZAMAN AÇTIRLAR AMA EN AZ 7 ÇOCUKLARI VARDIR.
Nidai Seven:
YanıtlaSilTürkiyede Kürtçülük yapanlar, Kürdü sevdikleri için değil, onları kumar masası görerek Türklük düşmanlığı yapmaktalar.Türkiyede Kürt sorunu yoktur.Kürtleri sorun gösteren Bölücüler ile AKP zihniyetli gafiller var.
Hacı Mehmet Ağaoğlu .
YanıtlaSilPara var işin ucunda,o taraflarda sıcak dolar çok.
Abdullah Mehricihan:
YanıtlaSilAsimile Türkler; üzerinde uygulanan çok eski bir olgudur.
Ali Yüceveli:
YanıtlaSilBir ve beraber olduğumuz binlerce konu var. Beraberliği değilde ayrışma konularını sürekli kaşımak ihanetin kendisidir
Ali Yüceveli:
YanıtlaSilKarakeçili, Badıllı, Beydili aşietlerimizi, Zaza Türklerinin durumunu kimizah edecek bu millete.
Abdullah Mehricihan :
YanıtlaSilAsimilasyon tarihteki yerni korumaya devam ediyor. Çinlilerin Türkleri Çinlileştirmek için attığı adımlar Kûr Şad ve çerileri ile karşı duruş sergileşmiştir. Günümüzde ki asimile faaliyetleri kabuk değiştirerek hızla devam etmekteir. Müktedir güler hayatın her yerinde baş göstermekte ve bizim yani Ülkücülerin ve gönülerlerinin buna son verebilmek adına mücadelesi sürmektedir. Ne kadar başarılı olunuyor bilinmemektedir. Sebebi ise hala ayrı ayrı faaliyet iinde olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Ali Haydar Zülfikar:
YanıtlaSilKürt ile Türkü ayrıştımaya kalkanlar hep dış güçler olmuştur