“Algı sistemimizle
oynuyorlar. Akılları sıra toplum mühendisliği yaparak bizi anlamaz durumuna
getirip, duygularımızı tahrip ederek bizi yönlendireceklerini ve sonrasında da
göstereceğimiz tepkilere karşılık hedeflerine ulaşacaklarını sanıyorlar. Son günlerde
ortalıkta dolaşan Başbakan mahreçli tüm söylemlerin amacı bu.”
(Ahmet Gürsoy)
“Başbakan Erdoğan herhangi
bir konuyla ilgili ne zaman bert bir açıklama yapsa, Başbakanın ‘gizli ajandası’nda
bu sert açıklamanın tam tersi bir gündem olduğunu düşündüm hep.
Başbakanı ne zaman
dinlesem, söylediklerinin arkasında, söyledikleriyle ilgisiz düşünceler,
kararlar, projeler olduğuna kanaat getirdim hep. Başbakan hangi yöne giderse
gitsin, ayak izlerini başka başka yönlerde gördüm hep.”
Adnan İslamoğulları
“Tayyip Erdoğan, MİT
Müsteşarı Hakan Fidan’ın altındaki iki ismi İmralı’ya gönderdi. Ancak Öcalan,
gelişmeler üzerine görüşmeleri durdurdu ve Tayyip Erdoğan’a şu mesajı gönderdi;
‘Hakan Fidan’a güveniyorum. Onun dışında bundan sonra kimseyle görüşmem’… Bu
mesaj Tayyip Erdoğan’ın çok canını sıktı. Onun da nedeni; Öcalan, Fidan’a
güveniyor ama Abdullah Gül’e tam bağlılığını bildiği için Başbakan MİT
Müsteşarı’na güvenmiyor…
Öcalan’ın avukatları ile
görüşmesinde engel yok. Öcalan onları da istemiyor. Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in en büyük korkularından biri, Öcalan’ın da açlık grevine başlaması. Ergin
tarihe, eski bakanlar gibi kendi döneminde de açlık grevinde ölümlerin meydana
geldiği Bakan olarak geçmek istemiyor. Sadullah Ergin, eğer cezaevinden bir
tabut bile çıkarsa PKK’nın başta büyükşehirler olmak üzere trizm bölgelerinde
canlı bomba ve uzaktan kumandalı bombalı saldırıları yapacağını düşünüyor.”
Ahmet Takan
“Suriye’deki iç savaş,
içinden çıkılamayacak bir duruma doğru sürüklenmektedir. Bir tarafta ‘Arap
Baharı’nın bir uzantısı olarak reform ve değişim talepleriyle iktidara karşı
ayaklanan muhalefet, diğer tarafta yönetimi ve rejimi korumak için direnen Esad
iktidarı, acımasızca birbirlerine karşı mücadele vermektedir.
Bu mücadele, ABD ve Fransa’nın,
Katar’daki son toplantıda, Suriye Devrim ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu
çatısı altında bir araya gelen muhalifleri, Suriye halkının temsilcisi olarak
tanıdıklarını açıklamalarıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Hatta Fransa,
önümüzdeki dönemde isyancı olarak da nitelendirilen muhaliflere silah
yardımının da yapılabileceğini belirtmiştir. AB’den, Almanya’dan, Arap Birliği’nden
muhalefetin yeni yapısının olumlu karşılanmasına ilişkin açıklamalar yapılmışsa
da bunların resmi tanıma, destek ve yardımı kapsamadığı görülmüştür. İngiltere ise
yeni oluşumun icraatlarının görülmesi gerektiğin söylemiştir”.
Armağan Kuloğlu
“’Büyükşehir Belediyeler Yasasının)
görünür etkilerinin ve sonuçlarının yanında şu anda görünmeyen fakat ortaya
çıkacak sonuçları olacaktır. Örneğin Jandarma Genel Komutanlığı Yasasının 10. Maddesine
göre ‘Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev ve sahası
dışı olup, bu alanlar, il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis
teşkilatı bulunmayan yerlerdir.’ Buna göre artık il sınırları il belediye
sınırlarının aynı yerden başladığı büyükşehirlerde Diyarbakır dâhil jandarmanın
işi kalmamıştır. Jandarmanın en kısa zamanda bu bölgeleri polise devrederek
çıkması lazımdır. Ayrıca eğer il ve ilçe emniyet müdürü, ister ise mevcut
jandarma alay komutanlığı veya ilçe jandarmayı tefsiye edebilmektedir. Diğer bir
ifade ile yasa, bu illerde Jandarma Genel Komutanlığı’nın tasfiyesidir.”
Ümit Özdağ
“Felakete gidiş
hızlanmıştır.
Tamamı ‘özel şartlardan’
oluşan ‘BOP’ isteklerinin Türk Milletni ve devletini dağıtmayı amaçladığı
açıktır. Sona yaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Felakete giden adımlar
hızlandırılmıştır. Başta AKP’lilere, muhalefet partilerine, tüm ilgililere,
iktidardan çıkar sağladığı için sesini çıkarmaya sesleniyoruz.
Sesinizi yükseltin. Milletvekilleri
hayır derse, oyun bozulabilir, millet uyanabilir…"
Sadi Somuncuoğlu
(17.11.2012 tarihli Yeniçağ
Gazetesi’nden)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder