17 Kasım 2012 Cumartesi

Cumartesi Seçkileri



“Algı sistemimizle oynuyorlar. Akılları sıra toplum mühendisliği yaparak bizi anlamaz durumuna getirip, duygularımızı tahrip ederek bizi yönlendireceklerini ve sonrasında da göstereceğimiz tepkilere karşılık hedeflerine ulaşacaklarını sanıyorlar. Son günlerde ortalıkta dolaşan Başbakan mahreçli tüm söylemlerin amacı bu.”
(Ahmet Gürsoy)

“Başbakan Erdoğan herhangi bir konuyla ilgili ne zaman bert bir açıklama yapsa, Başbakanın ‘gizli ajandası’nda bu sert açıklamanın tam tersi bir gündem olduğunu düşündüm hep.

Başbakanı ne zaman dinlesem, söylediklerinin arkasında, söyledikleriyle ilgisiz düşünceler, kararlar, projeler olduğuna kanaat getirdim hep. Başbakan hangi yöne giderse gitsin, ayak izlerini başka başka yönlerde gördüm hep.”
Adnan İslamoğulları

“Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın altındaki iki ismi İmralı’ya gönderdi. Ancak Öcalan, gelişmeler üzerine görüşmeleri durdurdu ve Tayyip Erdoğan’a şu mesajı gönderdi; ‘Hakan Fidan’a güveniyorum. Onun dışında bundan sonra kimseyle görüşmem’… Bu mesaj Tayyip Erdoğan’ın çok canını sıktı. Onun da nedeni; Öcalan, Fidan’a güveniyor ama Abdullah Gül’e tam bağlılığını bildiği için Başbakan MİT Müsteşarı’na güvenmiyor…

Öcalan’ın avukatları ile görüşmesinde engel yok. Öcalan onları da istemiyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in en büyük korkularından biri, Öcalan’ın da açlık grevine başlaması. Ergin tarihe, eski bakanlar gibi kendi döneminde de açlık grevinde ölümlerin meydana geldiği Bakan olarak geçmek istemiyor. Sadullah Ergin, eğer cezaevinden bir tabut bile çıkarsa PKK’nın başta büyükşehirler olmak üzere trizm bölgelerinde canlı bomba ve uzaktan kumandalı bombalı saldırıları yapacağını düşünüyor.”
Ahmet Takan

“Suriye’deki iç savaş, içinden çıkılamayacak bir duruma doğru sürüklenmektedir. Bir tarafta ‘Arap Baharı’nın bir uzantısı olarak reform ve değişim talepleriyle iktidara karşı ayaklanan muhalefet, diğer tarafta yönetimi ve rejimi korumak için direnen Esad iktidarı, acımasızca birbirlerine karşı mücadele vermektedir.

Bu mücadele, ABD ve Fransa’nın, Katar’daki son toplantıda, Suriye Devrim ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu çatısı altında bir araya gelen muhalifleri, Suriye halkının temsilcisi olarak tanıdıklarını açıklamalarıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Hatta Fransa, önümüzdeki dönemde isyancı olarak da nitelendirilen muhaliflere silah yardımının da yapılabileceğini belirtmiştir. AB’den, Almanya’dan, Arap Birliği’nden muhalefetin yeni yapısının olumlu karşılanmasına ilişkin açıklamalar yapılmışsa da bunların resmi tanıma, destek ve yardımı kapsamadığı görülmüştür. İngiltere ise yeni oluşumun icraatlarının görülmesi gerektiğin söylemiştir”.
Armağan Kuloğlu

“’Büyükşehir Belediyeler Yasasının) görünür etkilerinin ve sonuçlarının yanında şu anda görünmeyen fakat ortaya çıkacak sonuçları olacaktır. Örneğin Jandarma Genel Komutanlığı Yasasının 10. Maddesine göre ‘Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev ve sahası dışı olup, bu alanlar, il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir.’ Buna göre artık il sınırları il belediye sınırlarının aynı yerden başladığı büyükşehirlerde Diyarbakır dâhil jandarmanın işi kalmamıştır. Jandarmanın en kısa zamanda bu bölgeleri polise devrederek çıkması lazımdır. Ayrıca eğer il ve ilçe emniyet müdürü, ister ise mevcut jandarma alay komutanlığı veya ilçe jandarmayı tefsiye edebilmektedir. Diğer bir ifade ile yasa, bu illerde Jandarma Genel Komutanlığı’nın tasfiyesidir.”
Ümit Özdağ

“Felakete gidiş hızlanmıştır.

Tamamı ‘özel şartlardan’ oluşan ‘BOP’ isteklerinin Türk Milletni ve devletini dağıtmayı amaçladığı açıktır. Sona yaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Felakete giden adımlar hızlandırılmıştır. Başta AKP’lilere, muhalefet partilerine, tüm ilgililere, iktidardan çıkar sağladığı için sesini çıkarmaya sesleniyoruz.

Sesinizi yükseltin. Milletvekilleri hayır derse, oyun bozulabilir, millet uyanabilir…"
Sadi Somuncuoğlu

(17.11.2012 tarihli Yeniçağ Gazetesi’nden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...