14 Kasım 2012 Çarşamba

‘Asimilasyon Politikası’ mı?



Bugün, günlerden Salı.

Siyasi partilerin grup toplantıları ve genel başkanlarının da konuşmaları vardı.

Grup toplantıları hakkında herkes bir şeyler söyledi. TRT’den (TBMM TV adı ile) yayınlanan yayınlara kısıtlama getirildi ya, tüm yalakalar “zaten bıkmıştık bu toplantılardan, genel başkanların konuşmalarından” gibi destek cümlelerini de yazdılar. Aslında iyi oluyordu. Hangi genel başkanın nasıl konuştuğu, neler söylediği, grupların heyecanı, milletvekillerin alkışları… gibi konularda kimi fal bakmak gibi, kimi akla vurulmayan yorumlar gibi eğlencelikler çıkarıyorduk. Eğleniyorduk.

Neyse, konumuz bu değil.

13.11.2012 tarihli grup toplantısında Başbakandan şu cümleyi duydum: “Ak Parti ile Türkiye’de asimilasyon politikaları sona ermiştir.” Demek ki, AKP iktidara gelmezden evvel ‘asimilasyon politikaları uygulanıyormuş’. Bunu demek istiyor herhalde.

Bakalım;

TDK sözlüğünde ‘asimilasyon’ kelimesinin karşısında şunlar yazıyor:

-(İsim, biyoloji) Özümleme.
-(Dil bilgisi) Benzeşme.
-(Toplum bilim) farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etmek.

Başbakanımız hangi manaları üzerinden yorumlayarak, Türkiye’nin, kendilerinden önce asimilasyon politikası uyguladığını söylüyor?

‘Özümleme’ mi? Neyi varmış, özümleme. Biyolojik olarak birbirine karışmışız, özümlemişiz. Kaldı ki, bunun uygulanan bir politika sonucu değil, insanların hür tercihleri ile meydana geldiğini herhalde kabul ederiz.

‘Benzeşme’ mi? “Bin yıllık kardeşliğimizi kimse bozamaz” diyen siz değil misiniz? Bin yıllık kardeşlik, benzeşmeyi de beraberinde getirmeyecek midir? Bunun neresi devletin uyguladığı asimilasyon politikasıdır? Tabii gelişmeleri devletin suçuymuş gibi anlatmak ne kadar insafla bağdaşır?

Belki de üçüncü maddesi ile ilgili konuştu Sayın Başbakanımız. ‘azınlıkları veya etnik grupları, baskın doku veya yapı içinde eriterek yok etmek’. Bir insaf daha çekelim tam burada. Galiba, içinden çıktığı Türk Milletini tanımıyor Başbakanımız. Tarihin hiçbir yerinde, hiçbir sayfasında Türk, fethettiği, idaresi altına aldığı diğer milletlerin insanlarını, etnik grupları, kültürleri, dilleri değiştirmeyi, kendine benzetmeyi düşünmemiştir, böyle bir uygulamaya da girmemiştir. Azınlık olarak bile görmez, kendinden bilir. Bu tarihte böyleydi, Cumhuriyette de böyledir, şimdi de böyle. Tam tersi;

Türkler, kadar diğer milletlerden kültür, kelime, kurum, idare şekli… Alabilen bir millet daha yoktur. Çünkü Türkler gelişmeye yatkın, ilerlemeye müsait kafa yapılarına sahiptirler. Bunun en güzel örneği, Türk dili içindeki Türkçe olmayan kelimelerdir. Hiç zorlanmadan ve toplum olarak kabul ederler. Diğer milletlerden kültürel değerleri alıp kendilerine uydururlar, kendilerine uydurmakta zorlandıklarını da olduğu gibi kullanırlar.

Başbakan’ımızın söylediği sözler, Türkiye’de yaşayan Kürtlerle ilgilidir. Öteden beri ‘Kürt sorunu’ diyerek, ‘Türkiyelilik’ diyerek milletin başına tebelleş ettiği durum. Bu konuyla ilgili iki husus söyleyebiliriz.

1-Kürtler, kültürlerine ve dillerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Hiçbir kuvvet onların dillerinden ayrılmasını sağlayamaz, dillerini unutturulmasını beceremez. Bu Kürt toplumunun bir özelliğidir. Hatta dilerinin %80’ e yakın kelimeleri yabancı dillerden gelmesine rağmen, o dilin gelişmesi için bir çabaları da olmaz. Dillerinden ve kültürlerinden hoşlanırlar ve mutlu bir şekilde yaşarlar. Cumhuriyetin ilk yıllarında Kürt bölgelerinde meydana gelen bazı ayaklanmalar ve tedhiş hareketleri üzerine, bulundukları yöreden göç ettirilen ve Türkiye’nin bazı yörelerinde iskâna zorlanan Kürtlerin (Zazaların) tamamı ana dillerini konuşmaktalar ve hiç birisi unutmamışlardır. Sahip oldukları kültürlerini yaşamışlardır. Göç ettikleri bölgelerden evlilikler yaparak akrabalıklar kurmuşlardır. Hısımlık ilişkileri ile kültürel karışma,  gelişme de tabii olarak meydana gelecektir. Bunun asimilasyon ile hiçbir ilgisi yoktur.

2-Birde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kalan Türkmenler vardır. Aşiretler halinde yaşayan bu Türkmenlerin önemli bir kısmı Türkçeyi unutmuşlar ve Kürtçe konuşmaya başlamışlardır. Hatta şimdilerde kendilerine Kürt demektedirler. Bunun örneklerini, sebeplerini, sonuçlarını Tarihçiler ve araştırmacılar yazmışlardır. Kayıtlara da geçmiştir.

Soru şudur:

Nasıl oluyor da, (sizin ifadenizle) asimile olan Türk aşiretleri hala bu vatanda yaşıyorken ve Türkçeyi unutmuşlarken, Kürtçeyi unutan bir tek bile Kürt bulunmazken, biz (siz, devlet idarecileri) Türkiye’nin, Kürtleri asimilasyona tabi tuttuğunu dünya âlemin önünde, televizyonlarda söylersiniz. Biraz insaf demek hakkımızdır.

12 Eylül idaresinin yaptığı hataları, devletin rutin bir uygulaması olarak anlatıyorsanız yine yanılırsınız. O hatalara sizden çook evvel bizler karşı çıkmıştık. Biliyorduk ki, o günlerde yapılan bilinçli uygulamalar (yasaklamalar), bugünlerdeki söylemlere zemin oluşturacaktır.

Bir şey söyleyeyim mi?

“Bin yıllık kardeşliğimizi” siz bile bozamayacaksınız.

10 yorum:

  1. Harun Meral:

    Abi, altını çizdiğiniz konuda Türk düşmanı yabancıların ve bazı devletlerin niyetlerini ciddi biçimde ortaya koyarak, ayrıca PKK nın bir ASALA devamı olduğunu belgeleyerek, Türkiyenin her dönemde bir meşgale ile yıpratılarak yerinde sayan bir devlet olmasının hedeflendiği iyi anlatılarak işe sıfırdan başlamak

    YanıtlaSil
  2. Ahmet Rasim Sağ :

    ''...mutlu bir şekilde yaşarlar. '' kısmı hariç yazınıza katılıyorum. Zira bence Tükiye'de mutlu bir şekilde yaşayan pek yoktur...

    YanıtlaSil
  3. Fehmi Yücesoy:

    MUTLULUK GÖRECELİDİR HAKLISINIZ AMA VERGİ VERMEZLER KAMU MALLARINDAN HAZNEDEN SONSUZA KADAR YARARLANIRLAR.ELEKTRİK PARASI ÖZDEMEZLER.HER ZAMAN AÇTIRLAR AMA EN AZ 7 ÇOCUKLARI VARDIR.

    YanıtlaSil
  4. Nidai Seven:

    Türkiyede Kürtçülük yapanlar, Kürdü sevdikleri için değil, onları kumar masası görerek Türklük düşmanlığı yapmaktalar.Türkiyede Kürt sorunu yoktur.Kürtleri sorun gösteren Bölücüler ile AKP zihniyetli gafiller var.

    YanıtlaSil
  5. Hacı Mehmet Ağaoğlu .

    Para var işin ucunda,o taraflarda sıcak dolar çok.

    YanıtlaSil
  6. Abdullah Mehricihan:

    Asimile Türkler; üzerinde uygulanan çok eski bir olgudur.

    YanıtlaSil
  7. Ali Yüceveli:

    Bir ve beraber olduğumuz binlerce konu var. Beraberliği değilde ayrışma konularını sürekli kaşımak ihanetin kendisidir

    YanıtlaSil
  8. Ali Yüceveli:

    Karakeçili, Badıllı, Beydili aşietlerimizi, Zaza Türklerinin durumunu kimizah edecek bu millete.

    YanıtlaSil
  9. Abdullah Mehricihan :

    Asimilasyon tarihteki yerni korumaya devam ediyor. Çinlilerin Türkleri Çinlileştirmek için attığı adımlar Kûr Şad ve çerileri ile karşı duruş sergileşmiştir. Günümüzde ki asimile faaliyetleri kabuk değiştirerek hızla devam etmekteir. Müktedir güler hayatın her yerinde baş göstermekte ve bizim yani Ülkücülerin ve gönülerlerinin buna son verebilmek adına mücadelesi sürmektedir. Ne kadar başarılı olunuyor bilinmemektedir. Sebebi ise hala ayrı ayrı faaliyet iinde olmamızdan kaynaklanmaktadır.

    YanıtlaSil
  10. Ali Haydar Zülfikar:

    Kürt ile Türkü ayrıştımaya kalkanlar hep dış güçler olmuştur

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...