29 Haziran 2011 Çarşamba

Prof. Hayrettin Karaman Hoca’ya Bir Soru


Profesör Hayrettin Karaman Hoca Yenişafaktaki 10 Haziran 2011 tarihli yazısında; “Statünün devamını isteyen, bunun için de sırtını askere ve bürokrasiye dayayan zihniyet Türkiye’ye çok zarar verdi. Son yıllarda bu zihniyetin dayanaklarını kendi yetki ve görev alanlarına çekmek, sınırları çiğnemelerini önlemek için önemli ama henüz eksik tedbirler alındı. Yapılacak seçimler sonuçları ‘Bu tedbirler devam mı edecek, eskiye mi dönülecek’ sorusunun da cevabını getirecek.” Diyor. Şöyle anlıyorum. Oyunuzu AKP’ye verin.

17 Haziran tarihli yazısında da Hoca;Bundan sonraki seçimlerde lazım olur diye yazdığını söylediğimakalesinde; “Büyük vazifeyi, irşad ve terbiyeyi yapabilecek kemale ermiş bir şeyh asla ‘laik bir ülkede, şuna değil de buna oy verin diye bir emir çıkaramaz. Çıkarması yakışık almaz.” Şeklinde kanaat belirtiyor.

“Müçtehit: bir konuda ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü”, “Fakih: fıkıh bilgini” TDK internet sitesinden aldığımız bu kelimelere bakalım Hayrettin Hoca’nın hayatında ne kadar yeri var.

Dücane Cündioğlu ve birkaç arkadaşı bir gün Hayrettin Karaman Hoca’yı ziyaret ederler. Çaylar geldiğinde sigara paketini çıkartır ve izin ister, Hoca izin vermez veDücane’ciğim, izin istemeseydin sigaranı içebilirdin, ama madem ki benden izin istedin, ben de sana izin vermiyorum. Çünkü ben bir fakihim. Sana izin verirsem, bu izin fetva yerine geçer ve Hayrettin Hoca sigara içmeye fetva vermiş denir.” (Yenişafak 11.11.2007,D.Cündioğlu)

Sakarya Büyük Şehir Belediyesi’nce “Hayrettin Karaman’a Saygı” gecesi düzenlenir. Geceye katılan akademisyen ve yazarlar, onu ‘zamanın aradığı âlim’ diye nitelerler. Programda bir konuşma yapan Prof.Dr.Faruk Beşer “Karaman’ın müçtehit denilebilecek türden bir insan olduğunu…” öğrencisi ve damadı olan Prof. Dr. Saim Kılavuz “Karaman asrı okumuş bir insandır, Muasır bir İslam âlimidir.” Prof. Dr. Mehmet ErdoğanKendisi her anlamda ilim ve hizmet adamıdır.” Yazar A. Taşgetiren de “ Hayrettin Karaman her şeyden önce güzel bir müslümandır. Parıldayan bir insandır. Zamanın aradığı bir âlimdir.(12.02.2011 Yenişafak) demişler, Hoca’nın bu iltifatlara herhangi bir itirazı olmamıştır. Dikkat edilirse bu konuşmalarda belirtilen iltifat kelimelerinin hepsi maneviyata, dine dayanan kelimelerdir, tanımlamalardır.

 “Belli bir partiye oy verme ile ilgili emir şeyhin reyine, menfaat ve kanaatine dayanabilir ve isabetli de hatalı da olabilir. Bu konuda ona itaat edilmediğinde müridin başına kötü bir hal gelmez, manevi eğitimi bundan zarar görmez.
Bu gün mensuplarına bağlayıcı siyasi emirler veren şeyhler, yazının başında açıkladığım irşada ehil olmayan, bu sebeple asıl vazifeyi bırakıp dünyalık peşinde koşan, maddi olanı manevi olana tercih eden şahıslardır.”  (17 Haziran yazısından)

Evet biz de bu kanaate varıyoruz. “Siyasi emirler veren” müçtehit, fakih gibi adlarla anılan ve kendilerini din alimi diye tanıtan zevatta, siyasi kanaat belirterek, bir siyasi partiyi destekleyici görüş açıklarsa, “asıl vazifeyi bırakıp dünyalık peşinde koşan, maddi olanı manevi olana tercih eden şahıslardır.” Diyoruz.

Oturunuz, ilminize bakınız, manevi bilginizi insanlara öğretiniz, ne işiniz var sizin siyasetle, bırakınız siyaseti, siyaset gömleği giyenlere. Onlar sizden de bizden de daha iyi yapıyorlar bu siyaseti. Sigara için izin isteyen kişiye gösterdiğiniz fakihlik hassasiyetinizi hiç olmazsa siyaset için de gösterseydiniz.

Bir de Hoca’nın yazısında sıkça kullandığı “Şeyh” kelimesi var ki…

5 yorum:

  1. Tam yerine oturmuş! Tebrikler...

    YanıtlaSil
  2. Mahmut Emin beyin yazısında adı geçen zevat Allahualem zaten siyasetçidirler ve ilmi, siyasete alet etmektedirler. Hatta "Dua mü'min in silahıdır" esasını bile siyaset uğruna sulandırmışlardır. Bilerek ve kasden zik zak çizerek Allahtan çekinmeden kavramları biri birine karıştırmışlar, yalnız ülkemizde değil bütün yer yüzünde alemi islamda kavram kargaşası, zihin anarşisi fitnesini gürleştirerek Allahın ve Resulünün o husutaki ilencine zaten muhataptırlar.Kanaatin deyim. Evvelce İbni Ömer ra. hac emiri iken iki Iraklı gelerek:"Efendim ihramlı iken bit, pire gibi parazitlerin öldürülmesi hususunda ihtilafa düştük. Lutfen bize bir çare" derler. Peygamber terbiyesi almış zat "ey Iraklılar peygamber torununu öldürürken neden bu kadar incelemediniz" buyurmuş. Bunların sadece adı prf.dr. dur. O günün facir Iraklılarından bifarktırlar. Çünki bunlar bize klavuzluk ederlerken burnumuz hiç kurtulmadı. Allahulem. Vesselam.

    YanıtlaSil
  3. Sayın (Adsız),isminizi bir yere not edebilseydiniz de isminizle hitap edebilmeyi çok arzu ederdim.Yorumunuz ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
    Neylersin,hayat bu..An içinde tüm olaylar tekrar tekrar yaşanmaktadır.Yer ve isim farklılıkları ile...Anlayana..
    Tekrar teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Selamünaleyküm. Ben adsız olarak kaydolundum ama, bir adım ve birde mail adresim var. Biz yorumu yollarken isim otomatik alınıyor sanıyorduk. Olmayınca da bunda bir hayır var deyip üstelemedik efendim.(garipkara01@hotmail.com) Saygılarımızla.Bekir Kara

    YanıtlaSil
  5. Eyvallah,hatırladım erenler..hoş geldiniz.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...