9 Eylül 2014 Salı

Daldan Dala Mesajlar


Pek çok kişi sosyal medya sayfalarında, pek çok yazar köşelerinde yazdılar, Kadir Mısıroğlu adlı şizofren, imanı kullanarak Tayyip’e oy verilmesini öğütlemiş, Tayyip’e oy vermenin imanın gereği olduğunu söylemiş bu fesli zavallı, bu ‘Tanzimat Zamparası’.

Tayyip Bey hakkında buna benzer çok sıfatlar yapıştırıldı, Peygamber derecesine yükseltenler bile oldu, hiçbirisine ne Tayyip Bey’den ne de parti yöneticilerinden asla bir itiraz, eleştiri gelmedi,

AKP bir reklam filmi hazırlamış ve MHP’nin müracaatı ile bu filme Yüksek Seçim Kurulu yasak koymuş. Tayyip Bey konuşuyor: “ne vardı o filmde, ezan vardı, seccade vardı. Anadolu anamız vardı. MHP bunlara itiraz etti, YSK’da kabul etti. Biz durduk mu, hayır devam ediyoruz. Bunların kutsalı yok..”

Gördünüz mü?

Yandaşlarının kendisine yüklemeye çalıştığı ve asla kendisinde bulunmayan vasıfları nasıl da kendisi söylüyor!. Halka anlatıyor. ‘ezan vardı, seccade vardı..’ işleri Dini kullanarak kazanç sağlamak, becerileri bu. Başkaca bir bilgileri yok. İnsanımızın zafiyetini biliyorlar ve bu yönde kullanıyorlar. Bir de, Yüksek Seçim Kurulunca yasaklanan filim için ne diyor? “Durduk mu, hayır devam ediyoruz!..” İşte bunların adalet, hukuk, yargı anlayışları.

Bunların hepsi bir.

Ha zampara Kadir, ha ..tüyün gılı olmaya razı olanlar, ha makarna viriyor, uçaklara bindiriyor diyenler, ha kendisi: ‘Rahmetim, gazabımı geçecek’ diyerek tanrılığını ilan edenler…

Hepsi aynı ağız, hepsi aynı kirli zihniyet…

Uyu, uyu, yat uyu.

****

Rahmetli Durmuş Hocaoğlu, “2023 senesinde Türkiye mevcut olmayabilir” demişti 2009 yılında yaptığı bir mülakatta.

Son viraj yarın dönülecek. Yarın, yaklaşık saat 22.00 sularında kararınızı verebilirsiniz. 2023 de hala Türkiye var mı, yok mu olacak.

Haydi bakalım işbaşına.

Son virajı da sağlıkla, güler yüzle, birliği tam olarak dönelim.

Federatif ayrışma, Türkiye’nin sonu, Yeni Türkiye’nin başlangıcı demektir.

O istasyona tren uğramasın. Bir kıyıda kıs kıs gülenlerin kursağına dursun.

****

Aday Erdoğan meydanlarda anlatmıştı, ogün de çıktığı havuz medyasının ekranlarında tekrar etti:

“Suudi Arabistan bize müracaat ederek, Ekmeleddin Bey’in İKÖ Genel Sekreterliğinden alınmasını istemişti. Biz de seçimle geldi, nasıl alalım dedik.”

Yani, Suudi Arabistan’ın Ekmel Beyi görevden alınmasını istemesini, sevilmeyen, istenmeyen bir kişi olarak anlattı.

Öyle cahiller ki, anlatamam. Suudi Arabistan’ın istemediği bir kişi, tam da bizim istediğimiz kişidir. Nasıl da işbirlik içinde olduğunu ifşaa ediyor!. Suudi Arabistan’dan bile medet umar halde.

Onlardan iyi bir düşünce zuhur etseydi, kendi ülke insanlarının rahat, huzur, demokrasi içinde yaşamalarını sağlarlardı. Yeraltından bolca verilen petrol gelirleri olmasa, üç gün içinde aç kalırlar. Yönetim sıfır, insanlık sıfır, din sıfır, maneviyat sıfır ve bizimki onların taleplerini anlatarak, oy devşirmeye ve rakip tarafı küçültmeye çalışıyor.

Suudi Arabistan istememişse, bu iyi bir şeydir.

Tam da bizim aradığımız insandır.

Daha çok ağlayacaksınız…

****

Hatırlarsanız “Algı oluşturma, değiştirme, istenilen gibi düşündürme” eylemlerinin, insanı kandırmaya yönelik olduğunu ve bu itibarla yapılanın ‘Kul Hakkı’na girdiğini, doğru, düzgün çalışan beyinlerin işlemez hale getirildiğini yazmıştık.

Buyurunuz:

Metropoll Araştırma Başkanı Özer Sencar:  "Başbakan yüzde 50 civarı bir oy alacağını başından beri biliyordu. Kendisine sunulan anketler bu yöndeydi. Ancak açıklanan o yüzde 58 gibi rakamlar anket sonuçları değil PR çalışmasıydı" dedi.

Şimdi bu duruma Hayrettin Karaman’ın yüce fıkıh üstadı sıfatıyla bir fetva vermesi beklenilir. Ama susacağından eminim.

****

Ertuğrul Özkök:

“KURAL değişmedi...

Yine oy verdiğim taraf kazanamadı..”

Demiş.

Ne yalan söyleyeyim, biz de hep kaybeden tarafta olduk. Bazı hassas burunlu arkadaşlarımız gibi olamadık bir türlü. Onlar, kimin kazanacağını iyi kokluyorlar ve hemen oraya naklini aldırıyorlar.

Aslında gıpta edilecek bir durum.

Ama ucuza gittiklerini de bizatihi gördüm.

****

İki partili sistemin Türkiye’ye yerleştirilmek istendiğini, HDP’nin bu sebeple kurulduğunu beş ay önceki bir yazımızda anlatmıştık.

Geçtiğimiz gün yapılan C.B. seçimi sonrası, bu sisteme doğru gitmemiz gerektiğini, sessiz, gizli propaganda yöntemiyle zihinlere yerleştirilmeye çalıştığını görmekteyiz.

Yeni bir oyun ortaya sürülüyor gibi algılıyorum.

CHP ve MHP’yi sonlandırmak ve de yerine sol söylemli HDP’yi Türkiye Partisi olarak diriltmek.

Dikkat ederseniz, seçimde başarılı olduğu vurgulanan tek kişi Demirtaş!. Oylarını artırmış, Türkiye Partisi olmuş, halkların ve ezilenlerin sözcüsü olmuş.. vesaire.

Oyun çubuklarının ellerinden alınması ve onları oyuncaksız bırakılmalarının zamanıdır.

Estağfurullah,

Elbette büyüklerimiz bizden iyi düşünür.

****

Emekli Kurmay Albay, Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım’ın, Ege Denizindeki Türk adaları ile ilgili yaptığı açıklamalar kanımızı dondurdu.

16 ada Yunanistan’a verilmiş (Yunan işgali altındaymış), Yunan Genel Kurmayı 1 Tabur asker çıkarmış adalara, kiliseler inşaa edilmiş, Camiler alışveriş merkezi ve meyhaneye çevrilmiş,

Türkiye’den gidenlere pasaport kontrolü yapılıyormuş,

Buralar Türk adalarıymış, Eşek Adası, Keçi Adası gibi..

Ne hükumet, ne de Genel Kurmay yetkilileri konuyla ilgili bir açıklama yapmıyorlarmış, milletvekillerin mecliste sordukları sorulara da cevap verilmiyormuş,

Fetih şarkıları söylüyorlardı, toprak kaybettik.

Al sana Yüce Divanlık bir suç.

Kesinlikle 7 seneyi dolduramamalı. İndirilip, hakim önüne çıkartılmalı.

Anlamadığım husus şudur: bu konu niçin seçimlerde CHP ve MHP tarafından gündeme getirilmedi.

Gerçi diyeceksiniz ki, hırsızlık yapanları görmeyen millet, 16 adası gitmiş umurunda mı olacaktı?

Vah, vah, vah ki vah!.. ne hallere gelmişiz.

Bunlar Tansu Çiller kadar bile olamadılar. Kardak kayalıklarına çıkan Yunan askeri ve çobanlarının derhal o kayalıkları boşaltacaklarını yüksek sesle haykırmıştı. Gerçi daha sonra kayalıkları ele geçiren askerlerimiz Ergenekon, Balyoz tertipleri ile zindanlara tıkılmıştı!..

Yuf, yuf, yuf…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...