10 Haziran 2013 Pazartesi

Ölüm Üzerine


Biz ona ölüm diyoruz.

Kendinden maada bir varlık görmezsin.

Dünya nimetleri içinde gözlerin kararmıştır.

İş işten geçince dank eder kafaya;

Sana ait değilmiş,

Meğer çıkarttığın elbiseler,

Çöpe giden kullanılmış eskimiş eşya gibi,

Bir çukurda, toprağın bağrında çürümeyi bekler.

Artık yok musun ne?

Dünyadan geçip gitmektir ölüm.

Ha vade sonunda zorla,

Ha da yaşarken dünyada gönüllü vermişsin malı,

Ne çıkar?

Biz ona ölüm diyoruz.

Aslı da faslı da ölümdür.

İstesen,

Alırlar âlem-i ölümsüzlüğe giden yola.

İstemezsen,

Alırlar çıkışı olmayan çukura.

Her ikisi de Hakk, bilenler için.

Zor sınavlarda talebeyi terletirler niçin?

Çıkınca yola asan olsun yolu diye

Engeller düzelsin, sağlam bassın yere diye

Yoksa;

Oyun sadece eğelenmek için değildir,

Zevk, oyunun içinde gizlidir.

Varırsan sana yol açık sonsuzlukta,

Kurtuluş ancak, böylesi bir huzurda.

Yoktur başka bir çıkar yol,

Nasipse Hidayet,

Beyt’in ehli uzatır sana bir latif kol.

O kol ki;

Devreder asır be asır Fatma anadandır.

Hangi ana ki, zulmeder evladına?

Ki O’nun taşıdığı Muhammedî vicdandır.

Yol olsun, dil olsun, hâl olsun.

“Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde”

Asude hayatın içinde ölüm;

Şeker olsun, şerbet olsun, bal olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...