30 Nisan 2013 Salı

Marjinal Olan Kim?



İlim adamıymış ve şöyle yazıyor:

“Bugün Türkler arasında marjinal ve radikal bir kesim hariç Kürtlerin demokratik, temel haklarını almaları ve kullanabilmeleri noktasında bir tavır ve tepki yok.” (*)

İlim adamı olduğunu özellikle vurguladık. Böyle bir cümle ve kanaat belirtme olamaz. Bu cümle sıradan ve kahve sohbetlerinde edilen avamî bir cümle. İlim adamından beklenen, söylediği ve yazdığı cümlelerin, ispatlanmış olması ve ispatlanan sonuçların örneklendirilerek anlatılması.

At ortaya bir varsayım, ispatını onlar yapsın mantığı ilim adamına yakışmaz. Kimdir bu marjinal ve radikal kesim? Kimleri kastediyorsun? İspatlanmamış kanaat cümlelerini yazının bir yerine yerleştirmek ve o fikir üzerinde ısrarla durmak, ‘çamur at izi kalır’ mantığından başka nedir?

Efendilerine hizmet babında, köpekleşmeye razı olmak deriz biz bu duruma.

Şimdi bir açıklama getirmek ve bu ilim adamı kılıklı yalancılara bir şeyler söylemek gerek.

Niye bu kadar rahat yalan söyleyebiliyorlar?

Güya imanları adına. İnançları adına. Cemaatleri adına. Aldıkları talimatlara uyuyorlar. Yalan da olsa söylemekte beis yok. Bu kâfir düzenden kurtuluncaya kadar, yalan da söylenir, devlet malları da zimmete geçirilir, çünkü dar-ül harp halidir.

“Yalanı uyduranlar, yalnızca, Allâh’ın kendini dillendiren işaretlerine iman etmeyenlerdir.. Yalancıların ta kendileri işte bunlardır!” (Nahl Suresi/105)

(O iftirayı yayanlar) buna dair dört şahit getirmeli değil miydiler? Mâdem ki şahitleri getirmediler, işte onlar Allâh indînde yalancıların ta kendileridirler.” (Nûr Suresi/13)

Ne diyor Sayın akademisyen; Kürtlerin demokratik haklarını almaları ve kullanmaları konusunda, Türkler arasında bir marjinal grup karşı çıkıyor. Düşünelim bakalım kimmiş bu marjinal grup? Karşımıza MHP çıkıyor. Neye karşı çıkıyormuş? Kürtlerin haklarının verilmesine. Yuf diyorum bu akademisyen kılıklı kişiye. Yuf diyorum iftirayı düşünmeden ve rahatça atabilen üniversiteliye.

Dini kisve giyerek, söylediklerinin doğru olduğunu okuyucularına ve/ya dinleyicilerine inandırmak istiyorlar. Kendilerine, emek verilmeden önlerine serilmiş makamlar, unvanlar, gazete köşeleri, belki paralar… Salla gitsin, nasılsa balık hafızalı toplum yalanı tespit edemez.

Ortada bir ‘proje’ var, düzenleyicileri sözde meçhuller ve hazırlayıcısı güya uygulamada olanlar. Oslo görüşmelerinden itibaren (hatta daha da önceden) proje yapımcısının nezaretinde ve düzenlenen projeye uygun olarak yapılan görüşmeler, görüşmeler neticesi çıkartılan kanunlar, sözde KCK soruşturmaları ve salıverilen KCK tutukluları, nasıl da sırıtıyor, nasıl da açık ediyor kendini. Öteden beri dillendirilen, Kuzey Irak’ta kurulmakta olan Yahudik (sözde) Kürt devleti, Suriye’de kurulmak istenen Kürt bölgesi ve Türkiye’den talep edilen ve başlangıcı özerk diye adlandırılan Kürt bölgesi, bilahare her üçünün birleştirilerek (halk oylaması veya başka bir yolla) bir devlet haline getirilmesi meçhullerde değil ki…

Muhalif seslerini yükseltenler ne diye marjinal olarak adlandırılır. Herkes ve toplumun tamamı sizin söylediklerinize biat edecek ve sizin sözlerinizi dillendirecek değil ya, ne diye hakaret ediyorsunuz? Ne diye telaşlanıyorsunuz? Galiba, bu fırsat bir daha elimize geçmez diye bir düşünceniz var! Aceleniz bundandır.

Hey sen! İlim adamı kılıklı yalancı, sen biliyor musun, ‘süreç’ denen yapılanların sonucunun nereye varacağını, ha biliyor musun?

‘Akil insanlar’ sıfatı verilerek meydana sürülen zavallılardan Tarhan Erdem, “Ben de bilmiyorum bu çözüm süreci nasıl bitecek” demiş. Yine akillerden izzettin Doğan bir Tv söyleşisinde, “Başbakanla yaptığımız toplantıda kendisine sordum, bu süreç nedir, sonunda ne olacak? Başbakan, güzel şeyler olacak dedi. Doğrusu biz bilmiyoruz nelerin olacağını” dedi. Muhakkak diğerleri de aynı şeyleri söyleyeceklerdir.

Ağzınızda geve geve büyüttüğünüz, insan hakları, barış, silahlar sussun, analar ağlamasın laflarından başka ne var? Biz de bilmiyoruz. Hani ısrarla söylediğiniz ‘ileri demokrasi’ var ya bari onun hatırına bizi aydınlatın.

Ne olacak bu süreç, nedir bu süreç?

Yalan söylemeden, nasıl ikna olduğunuzu anlatın bari.

(*) Mahmut Akpınar, Zaman, 27.04.2013


6 yorum:

  1. Atila Göray :

    Oysaki ortada Demokratikleşme ye dönük talepler olsa bölünmeye değil, birliğe yöneliktir diyebilinir..Bunlar ilim adamı değil. Emperyalist düşünce ürünlerinin .Pazarlamacıları.

    YanıtlaSil
  2. TC Kemalettin Tulgar :

    MAHMUT BEY O KADAR AKLI OLSA..BÖYLE BİR YAZI YAZMAZDI...

    YanıtlaSil
  3. TC Ümran Sonmezalp .

    YAZDIGINA KENDISI GERCEKTEN IKNA OLMU§MU ACABA; COK MERAK ETTIM...HAVADA KALMI§ SÖYLEDIKLERI...

    YanıtlaSil
  4. Murat Alparslan Tekoğlu :

    Bu adamın daha önce yazmış olduğu bazı yazıları inceledim. Milliyetçilik için "virüs" tanımını kullanıyor. Dolayısıyla marjinal ve radikal bir kesim dediği şüphesiz MHP ve Ülkücüler.

    Peki bu vatandaşa göre marjinal olmayan, radikal olmayan, özgürlükçü, demokrat kim ? Elbette yalakalık yaptığı AKP. Malum önümüzde, gazetecilik yaparken AKP'ye yalakalık yapıp sonra bunun mükafatı olarak milletvekilliği kapan Şamil Tayyar örneği var. Bu vatandaş da görmüş yalakalığın işe yaradığını ve kemik kapma mücadelesi veriyor. Çok görmemek lazım

    YanıtlaSil
  5. Abdullah Alagöz:

    Haklardan ne anladıkları ,insan haklarıysa kürt etnisitesine dayandırmanın mantığı ne? Bunlar aydın değil emperyalist güçlerin düşünmeden ,muhakeme etmeden para karşılığında yazdıkları ısmarlama yazılardır. akademisyen kelimesiyle akademik hayatı da sulandırdılar.Diline sağlık üstadım.

    YanıtlaSil
  6. DENİZ ÜLKE ARIBOĞAN HOCA da (akillerin bir bölümünün başkanı) süreç hakkında kendilerinin de çok şey bilmediğini televizyonda tiraf etti.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...