12 Nisan 2013 Cuma

‘Protokol Camisi’, ‘İrfan’ ve Muslu



Sesine yüklediği renklilik, yumuşaklık ve inandırıcılıkla yaptığı kötülük, bölücülük inanılmaz boyutta. Kim daha iyisini yapar diye sorulsa, bundan daha iyisi olamazdı derim. Yenidünya düzeninin düzenleyicileri eminim ki, bundan daha iyisini bulamazlardı. Enteresandır, aynı iman dairesindeydi yardımcılık günlerinde de, fakat başkan olduktan sonra sakal bıraktı. Ne anlama geldiğini o günlerde sormuştum sosyal medyada, kendi yazan ve kendi okuyan gruba dâhil olduğumdan cevabını da kendim vermiştim. Tek amacı var; kandırmak.

Kandırdı ve kandırıyor nitekim.

Prof. unvanına kadar yükseltmişler, Diyanet’in içine de yerleştirmişler, sırası gelince de Başkanlık Makamı’na oturttular. Şimdi görev zamanı.

Lakin bilmiyor. Konuştuğu kelimelerin manasından bihaber. ‘İrfan’ diyor, kelimeyi kullandığı yer yanlış. Cümlenin tamamına bakınız, kelime yerine oturmuyor. Bilmiyor. Başkan, irfan kelimesinin manasını bilmiyor. ‘Türk’ün, İrfan kelimesi ile ne anlattığının farkında değil. Bir-iki sözlük okumuş, bir-iki ansiklopediye bakmış bütün bildiği bu kadar. Fütursuzca konuşuyor. Lakin bir “İRFAN” kelimesini öğrenememiş. Çünkü amacı bir şeyler öğrenip, öğretmek değil. Bilerek mi, bilmeyerek mi, yapılan işte, söylenilen sözde yıkıcıların, bölücülerin ekmeğine yağ sürmek var.

“İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var.” Sözünü ettikten sonra, hem Diyanet’ten hem de Hükümetten (Başbakan dahil 29.3.2013 kanal D) bu sözün düzletilmesi, tevil edilmesi yolunda çabalar gözledik. Yazık ki, yine bilmeyenler ve yanlış anlayanlardan olduk. Meğer onlar doğrusunu söylemişler de biz anlamamışız! Tabi, irfan geleneğine ihtiyacı olan İzmir Şehrine “öyle olduğu için tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü olarak atanması tesadüf değil” diyerek, amaçlarının, İzmir’e Arif bir Müftü atamasını yapmak olduğunu anlatıyorlar. Bu, arif müftü efendinin ilk sözü nedir? İrfanını anlamamız için biz de tekrar edelim: “İzmir’in protokol camisi ihtiyacı” irfan ehli müftü efendinin ilk tespiti İzmir’e “protokol camisi” yapımı için harekete geçmektir. İşte irfan dedikleri, arif müftü efendinin hali…

Cahil bırakılmış halk, açlık telaşındaki millet, can sıkıntısından cinnet sınırlarını zorlayanlar, karısını-kızını sokak ortalarında bıçaklayanlar, namus cinayetleri, töre edepsizlikleri, şıhların-ağaların baskıları, harama bulaşan dindarlar, 13 yaşındaki bir genç kızımıza 26 kişinin tecavüz etmesi, ülkemizi gezmeye resimler çekmeye gelen bir turist kadının vahşice öldürülmesi, iş bulamayan gençler, dinini unutup, bir takım hikâyeleri (hurafeler) din diye uygulayanların bulunduğu fakir ülkemde, irfan ehli müftü efendinin bula bula, arifiyetiyle! Dillendirdiği ilk problem: ‘İzmir’e protokol camisi”.

***

Ehli’nden okuyalım şu satırları: “Akıl belli bir kemale gelmişse, beş duyuya dayalı örnekleri alıp kendi bünyesinde değerlendirir ve buna dayalı çalışmalar yapabilir… bu arada altıncı, yedinci, sekizinci duyular durumunda olan sezgi veya sezginin ötesinde olan feraset veya ilham yolları ile gelen çeşitli bilgileri de bir potada eritip değerlendirir ve bunun çok üst neticelerini yaşar!.. İşte o zaman ‘Akl-ı küll’e yaklaşmaya başlar.”

Dikkatle okursak bir daha cümleyi, anlatılan Arif’tir.

Siyasi emellerine ulaşmak için manevi kelime ve kelamları gerekmediği halde kullanmak, ‘siyasete alet etmek’ tabiri ile adlandırılır. Makamının ve üstündeki cübbenin hakkını veremeyenlerin sıklıkla başvurduğu yol budur. Sıkıştığı zamanlarda dini (manevi) kelimeleri kullanarak açığını kapatmak.

Bırakalım, sekizinci boyutlardan haber beklemeyi, üç boyutlu dünyada, beş duyu ile algılayabildiğimiz dünya problemlerinden birisini bile söyleyemeyen kişinin hangi irfanından bahsedeceğiz? Kitapları okumakla, üniversiteler bitirmekle, kitaplar yazmakla, bedava dağıtılan unvanlarla hangi irfana ulaşılmış ki, adı geçen bedbaht ulaşabilsin.

Arifler, Hz. Muhammed’in varisleridir. “Benim ümmetimin Velileri, Beni İsrail Nebileri gibidir” buyurur Efendimiz (Aleyhisselam). ‘Velayetin bu mertebesi ise ‘Nübüvveti Târifiye’dir’. Nübüveti Tarifiye ise, ‘TÜRK’ün tarih boyunca Arif ismi ile adlandırılan, İnsan-ı Kâmil için seslendirdiği bir tariftir. Ki, dünya üzerinde sayıları bir-kaçı geçmez.

Hakk’ın Rızasının dışında herhangi bir arzuları, talepleri bulunmaz. Halleri onun halleridir.

Nihayetinde hoca efendi, bir sözümüz vardır tekrar edelim:

“Büyük lokma ye, büyük laf etme”.

Arif müftünü de al git.

Vesselam.

NOT: Ankara’da da Protokol Camisi yapılıyormuş.



7 yorum:

  1. Nurettin Beyaz :

    Büyük çoğunluğu fakir,yoksun,ümmi olan bir toplumdan tevarüs edilmiş ''din''anlayışı ve imanı,bu günkü bakiyelerini zehirledi, çağdaş İbn-i sebe'lerin elinde..

    YanıtlaSil
  2. Harun Meral:

    Türkiye de bir yılda ortalama 23.000.000 "Yirmi Üç Milyon" adet kitap basılmaktadır. Her basılan kitap, satılıyor ve okunuyor anlamına da gelmez bu rakam. Biz yine de hepsini satılmış ve okunmuş kabul edelim. Dünya ile mukayese ettiğimzde çooook gerilerde kalıyoruz.Çünkü kitap okuma oranı Türkiye de yüzde 5 "yüzde beş" dir.
    Kütüphane sayısı 270 tanesi kapalı olamak kaydıyla toplam 1433 "Bin dört yüz otuz üç" dür.
    Buna mukabil Türkiye de toplam kahvehane sayısı "Ruhsatlı olan" kahvehane sayısı 490 000 " Dört yüz doksan bin" dir. Cafe adı ile gençlere tuzak olan yerler hariçtir.
    İki boyutunu yazdığım bu sosyal yaraya sahip cemiyetimizin üçüncü boyutunu yazmaya elim varmıyor.

    YanıtlaSil
  3. Nihat Korkut Baysal:

    Meselenin özünün altını çizmişsiniz Hocam.12 Askerimiz şehit edilince " Eğer bu kadar kan akıyorsa biz Hocalığı yapamıyoruz" deyip , istifa eden Malatya'nın meşhur Şeker Hocası'nı gel de anma...

    YanıtlaSil
  4. Süheyla Gönültaş :
    Elleriniz dert görmesin.

    YanıtlaSil
  5. Metin Mete .

    Cok hakli degilmi Diyanet isleri baskani?Banada ZINDIK diyorlar!!!Onlarin ZINDIGI olmak ne güzel...

    YanıtlaSil
  6. Baki Tosun:

    Bu, arif müftü efendinin ilk sözü nedir? İrfanını anlamamız için biz de tekrar edelim: “İzmir’in protokol camisi ihtiyacı” irfan ehli müftü efendinin ilk tespiti İzmir’e “protokol camisi” yapımı için harekete geçmektir. İşte irfan dedikleri, arif müftü efendinin hali…

    YanıtlaSil
  7. TC Tuncay Altnzn .

    Ali Bardakoğlu Hocamız, direnmişti. Zorla gönderip, getirdikleri bu adam, Türk'ün değil "cemaatin, AB/D'nin adamı. Bize zarar verecek ne varsa onları uyguluyor, onlara sahip çıkıyor.
    Vatandaş da aval aval bakıyor.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...