14 Şubat 2013 Perşembe

Ergin Paşa: “Zahmet Ettiniz!”


“Büyük devletle oyuna girmek, deve ile dans etmeye benzer. Madem deve ile dansa kalktın, bir yerlerinin kırılmasına da razı olacaksın.” Mealen böyle söylemişti eski Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel.


***
O günlerde memleketin ahvali şudur:

Irak işgal edilmiş, her gün binlerce Irak’lı Müslüman can vermekte… Irak’ın Kuzeyinde bir Kürt Devleti kurma gayretleri var. Ermenistan gemi azıya almış, sözde iddialarını dünyaya dayatma niyetinde, Türkiye’nin bazı bölgelerini sahiplenmek isteğinde. PKK bütün azgınlığını göstermekte, eylemlerine devam etmekte, Türk ordusu kışlasına tıkılmak istenmekte, bu aşamada Irak’ta bulunan Türk birliğine 100 kadar ABD askeri peşmergelerle birlikte saldırmış, başlarına çuval geçirerek sorgulamaya götürmüşler. İçeride ordunun darbe yapacağı ayyuka çıkmış, medyanın İslamcı geçinenleri ve neo-liberalleri (aslında bunlar neo-conlardır) durmadan darbeci generalleri konuşuyor. Zeyno Baran nam kadın darbenin tarihini bile veriyor 2007. Milletin beyni uyuşturulmuş.


Ordunun kışlasına hapsedilmesini söylemiştik ya, Irak’taki kurulmak istenen Kürt devletinin harçlarından birisi de Türkiye’de eylemlerine aralıksız devam eden PKK’dır. PKK’nın işini daha rahat halletmesi için yapılacak nedir? Elbette askerin kışlaya tıkılmasıdır. Askerin siyasetten uzak durması başka bir konudur, iç güvenliğin terk edilmesi, dış politikaya kurmay bakışıyla yorum getirmek ve çözümler üretmeyi bıraktırılarak kışlaya razı edilmesi başka bir durumdur. O günlerde konu hakkında tartışanlar bu iki kısmı birbirine karıştırmışlar ve siyasetten uzak durması gereken askerin, kışlasına tıkılması aşamasına vardırmışlardır. Çeşitli isimlerle (balyoz, eldiven, sarıkız.. gibi) gündemde tutularak darbe söylemlerini sıklaştırmaları da bu amaca hizmet etmiştir.

İşte böyle bir zamanda Genel Kurmay II. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun  Washington’a bir ziyarette bulunur. “…Gerçekten Washington’u ve Amerikalıları rahatsız eden bir mesaj getirdi anlaşılan. Çünkü Washington adına bugüne kadar konuşanlar bu ziyaretle ilgili neler ortaya atmadılar neler? Bu kez karşılıklı satrançta kirli oyunlar da gündemde, amaç karalama ve itibarı zedelemek bana göre.” (Savaş Süzal 28.11.2006) Ziyaretin önemi, ziyarete gidenle başlar. Genel Kurmay, taşı gediğine koymak ve Türk Devletinin mesajını en uygun yerde ve zamanda vermek amacıyla ziyaretçiyi seçmiş olmalıydı. Amerikalıların rahatsızlığı bu yüzdendi. Her cepheden Türk’e saldırı olanca hızıyla devam ediyordu.

PKK’nın temizlenmesi, susturulması gerekirdi ve çözüm, Kuzey Irak’a girilerek Kandil’in halledilmesidir. O günlerde ABD ile ortak koordinatörlük kurulmuş ve fakat ABDliler bu koordinatörlüğün çalışmasını bir türlü hayata geçirmemişlerdir. Koordinatör emekli Orgeneral Başer’de Kuzey ırak’a girilmesi taraftarıdır. ABD’liler ise “Kuzey Irak’a askeri seçenek en istenmeyen durumdur” diyerek Türkiye’nin önünü kesen görüşlerini belirtmişlerdir.

Amerika’da çeşitli eyaletlerde askeri üsleri ziyaret eden ve görüşmeler yapan Ergin Paşa, ABD Ulusal Güvenlik Başkan Yardımcısı tarafından Beyaz Saray kompleksinin içinde bulunan ofisine davet edilmiştir. Kararlaştırılan gün ve saatte beraberindeki askeri heyetle binaya giden Paşa kapıdaki görevlilerce aranmak istenmiş, bunun üzerine Ergin Paşa üzerini aratmayarak heyetle birlikte geri dönmüştür. Dolayısıyla görüşme de olmamıştır. Orgeneral Saygun’a öteden beri mim koydukları bir gerçektir. Üst aratmak istenmesi de bunun bir delilidir. Zaten rütbeli misafirin üstünün aranmak istenmesi, bir hakaret olarak kabul edilmelidir ve bu bilerek ve isteyerek yapılmıştır hem de eşiti olmayan birisi tarafından. ABD’nin bir dış politika uygulamasıdır söz konusu olan. Mesaj Ergin Paşa tarafından alınmıştır.

Türk Hükümeti tarafından bu hakaret üzerine hiçbir laf edilmemiştir. Sineye çekilmiştir, tıpkı başlarına çuval geçirilen askerlerin durumunda olduğu gibi.

Mesajı alan Ergin Paşa’nın mesajını da bırakması lazımdır değil mi?

Öyle yaptı. Amerika’da “Son PKK’lıya kadar savaşa devam” (Gözcü 17 Kasım 2006) dedi. Dedi ama okları bir kez daha üzerine çekti. Amerika’nın sesi olan Yasemin Çongar o günlerdeki bir yazısında, “Saygun’u dinleyen bir ABD’li yetkilinin, TSK komuta kademesinden AB yanlısı mesaj işittiğimiz gün, Türkiye’nin geleceğinin parlak olduğu inancımız artacak” şeklinde bile yazdığını hatırlıyoruz.

Artık, ne kadar darbe hazırlığı varsa içine yerleştirildi. Yandaş medya hazırdı zaten. Yayınlarını artırdılar. Taa Ergin Paşa hakkında tutuklama ve ceza kararı verilene kadar da unutmadılar. Bu saldırılar acımasızca devam ederken, sanırım hükümet yetkilileri ve AKP idarecileri kıs kıs gülüyorlar ve yandaşlarını destekliyorlardı…

Şimdi ne oldu da, Başbakan hasta yatağında ziyarete gidiyor, ne oldu da Cumhurbaşkanı Gül, telefonla geçmiş olsun dileklerini sunuyor? Ergin Paşa’nın ‘zahmet ettiniz’ (10 Eylül Hürriyet) kibarlığını manşete çekiyorlardı gazeteler.

Sakın bu, PKK’ya istenen af senaryosunun giriş tiradı olmasın!

Bence de “zahmet ettiniz”, Paşa’nın ayaklarının kırılması deveyle dans etmesindendir. Bunu da kendi isteği ile gönüllü olarak yapmıştı.

Her Türk’ün, gözünü kırpmadan yapabileceği gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...