Ege Cansen’in, 8.12 ve
12.12 tarihli(Hürriyet) yazıları üzerine kafa yoruyorum.
AKP’nin iktidar ömrünü
uzatabilmesi için iki önemli konuda akıl veriyor yazılarında Cansen. Kürt meselesi
ve cari açık meselelerini çözmek yerine, yöneterek vakit geçirdiğini ve bunda
da başarılı olduğunu vurguluyor. Elbette bir yönetim tercihidir. Ayrılıkçı Kürtlerin
taleplerinin bir bir yerine getirilişinden anlıyoruz. Oslo görüşmeleri ve
liderleri Öcalan ile yapılan temasların ardından kanunlardaki yapılan
değişiklikler ve yeni çıkarılan kanunlarla talepleri veril(di)iyor.
Cansen, bu durumu “çözme – yönet”
anlatımıyla özetler.
1-Kürt meselesi: iktidarın
problemi çözmek yerine, yönetmeye gayret ettiğini, belirttikten sonra, bölücü
Kürtler ve kalkışanlar için asıl meselenin Türk tarafının doğduğunu da gizlice
vurgular. “Ne mutlu Türküm diyene
görüşü giderek taraftar kaybetti. Özellikle PKK’nın askeri alanda gösterdiği
başarı, Kürtlük gururunun serpilmesine yardım etti. Türkler bu tablo karşısında
‘Kürt’ gerçeğini kabul etmek zorunda kaldı. Ancak bu seferde Kürtler, Türk
gerçeğini küçümser hale geldiler.”
Erdoğan Kürtlere, daha
fazlasını vermek için, silah bırakmalarını ısrarla söylerse de, Kürtler: “Silah bırakmayız, çünkü biz bunları söke,
söke aldık; almaya da devam edeceğiz iddiasındadırlar”.
2-Cari açık: “cari açık, yani döviz açığı, geçmişte bu
ülkede yaşanan tüm iktisadi krizlerin tek ortak sebebidir”.
“AKP, IMF’nin onayını taşıyan Kemal Derviş programını, gittiği kadar
sürdürdü. Daha sonra, küresel rüzgârları kullanarak, ‘dış kaynağa dayalı’ bir
büyüme politikasını izledi. Eleştiriler, ‘finanse edilebildiği sürece cari açık
sorun değildir’ diye yanıtlandı. Tüm gayretler sıcak-soğuk demeden yurda döviz
getirmeye odaklandı”.
Aslında, “bol dolar, ucuz mal”
çözümünün bir “ABD&ÇİN”
oyunu
olduğunu vurgulayan Cansen kurtuluş yolunu da gösterir:
“Cari açığı kapamanın tek çaresi ‘kalıcı’ devalüasyondur. Devalüasyon ilk
aşamada enflasyonu yükseltir, milli geliri düşürür. AKP bunu göze alamazdı. Öyleyse
cari açık sürmeli dendi. Görüldü ki; yabancılar ‘kamu borcu’ düşük ülkelere
para yollamaya devam ediyor, dolayısıyla cari açık sorun olmuyor. Döviz akışını
aksatmamak için üç önlem alındı: 1.İç borcu düşürüp, dış borca ağırlık verildi.
2.Kamu borcu azaltıldı, özel sektör borcu artırıldı. 3.özelleştirmeler ve gayrimenkul
satışlarıyla yabancı alacaklılar Türkiye’nin iktisadi kaderine ortak edildi.”
(alacaklı ortak, firmayı batırmaz; payını artırır;) mantığıyla.
Evet, bombalar patlamak
üzere olabilir. Kürt örtüsü ile perdelenmiş PKK kalkışması ve cari açık
bombaları. Önümüzdeki en önemli sorun olarak duruyor.
Tam bu noktada sosyal medya
sayfasına bir not yazan Yılmaz Karahan Hoca imdada yetişti: “Yabancılar ülkemizde sadece banka
faizlerine yatırım yapıyor. 2012 yılı içinde üretime yönelik bir yatırım
yapmamışlardır. Bu durum kısa dönem için selamet, sonrası felaket demektir.”
Ve Mualla Yasdıman 11
Aralık tarihli (haberiniz com tr) yazısında bizim vurgulamaya çalıştığımız
noktayı tam da merkezinden özetliyordu: “Ben de kafamı, Osmanlı’nın son 150 yılına takmışım, kendime soruyorum:
Osmanlı’ya atılan golleri koskoca imparatorluğu yönetenler neden görmemişlerdi
ya da görmüşler ama siyasi gücü kaybetmeden ve koltuklarını gözeterek dış
baskılarla yaptıkları bir takım yenileşme hareketleriyle bertaraf
edebileceklerine mi inanmışlardı?
O zaman soru şu; ‘Koltuğu kaybetmemek uğruna cehalet, gaflet ve
hıyanete çanak mı tutulmuştu?”
Not alınmıştır:)))
YanıtlaSilMehmet Kınacı :
YanıtlaSilYüz yıl sonra,dönüp geriye bakılınca...."EVET ÖYLE OLMUŞTUR MİRİM!"deniliyor...Ya bu gün???Ey tarihten ders almayan kansızlar,Bulgar durdu mu??Yahudi Filistin'de devlet kurdu,GÖZÜN KÖR MÜ???Senin onunu kurşuna diziyor,ey kanı bozuk!!!!Tarih sana nasıl ders verecek???İdrak sıfır....Sat sat ananı da sat!!!!...Sat!!!Sonra,senin torun bilmem kimin uşağı a KAFİR!!!!
Recep Yilmaz :
YanıtlaSilMUHALEFET!...Ben bir SİRK, birde TAOCU gurupdan başka birşey göremiyorum! Muhalefetde kastınız SIRK ve TAOCULAR mı? Ne muhalif,ne de muhalefet yok.
Bedri Dinçer :
YanıtlaSilŞU KISACIK ÖMRÜNÜ SAKIN KİRLETME...TEMİZLEMEYE VAKTİN OLMAYABİLİR...DEĞER Mİ KÖMÜRE-MAKARNAYA...
Mustafa Serenbay :
YanıtlaSilAllah insanlara akıl ihsan etmiş,ama bu akılı kullanamayıp cehalete yolculuk yapanlara siz neyin peşinden koşuyorsunuz! bu iktidara oy verenler siz kör'müsünüz ve sağır'mısınız.
Abdurrahman Biçer :
YanıtlaSilHer ne kadar BDP/PKK/KCK dayatmaları İktidar erkinin çalışmalarıyla Türk Milleti ve Onun ülkesi aleyhine gelişme gösteriyor ise de unutulan ve hesap edemedikleri bir şey var:
"Sona çeyrek kala" diye tabir edilen noktadaki dönemeç...
Gazi Mustafa Kemal önderliği de işte bu dönemeçte zafere giden yolu açmıştı. Ben bu noktada ümitliyim...
Sıcak Para elbette kendisini riske atmayacak ve faizde karar kılacaktır. Denge sarsıntılarında ise maalesef yolcudur...
Sadece Cari Açık bakımından değil fakat henüz karşılığı ödenmemiş üç banknot küpuru dolayısıyla da eninde sonunda bir Devalüasyon olacak. Bundan kaçış da yok...
Enflasyonun balatalarının da yanacağını unutmamak gerekecek...
Yani ez cümle seçmenin yapamadığını Siyaset ve Ekonomi Bilimleri icra edecek diye düşünüyorum...
Hiç bir şey sonsuza kadar yükselemez. Her şey üst ve alt limit sınırları arasında bulunmak zorundadır. Dolayısıyla üst limitten düşüş çok sert olacak gibi görünüyor. Yer çekimi Kanununun varlığı göz ardı edilmemelidir...