12 Aralık 2012 Çarşamba

İki Bomba: ‘PKK Kalkışması ve Cari Açık’



Ege Cansen’in, 8.12 ve 12.12 tarihli(Hürriyet) yazıları üzerine kafa yoruyorum.

AKP’nin iktidar ömrünü uzatabilmesi için iki önemli konuda akıl veriyor yazılarında Cansen. Kürt meselesi ve cari açık meselelerini çözmek yerine, yöneterek vakit geçirdiğini ve bunda da başarılı olduğunu vurguluyor. Elbette bir yönetim tercihidir. Ayrılıkçı Kürtlerin taleplerinin bir bir yerine getirilişinden anlıyoruz. Oslo görüşmeleri ve liderleri Öcalan ile yapılan temasların ardından kanunlardaki yapılan değişiklikler ve yeni çıkarılan kanunlarla talepleri veril(di)iyor.

Cansen, bu durumu “çözme – yönet” anlatımıyla özetler.

1-Kürt meselesi: iktidarın problemi çözmek yerine, yönetmeye gayret ettiğini, belirttikten sonra, bölücü Kürtler ve kalkışanlar için asıl meselenin Türk tarafının doğduğunu da gizlice vurgular. “Ne mutlu Türküm diyene görüşü giderek taraftar kaybetti. Özellikle PKK’nın askeri alanda gösterdiği başarı, Kürtlük gururunun serpilmesine yardım etti. Türkler bu tablo karşısında ‘Kürt’ gerçeğini kabul etmek zorunda kaldı. Ancak bu seferde Kürtler, Türk gerçeğini küçümser hale geldiler.”

Erdoğan Kürtlere, daha fazlasını vermek için, silah bırakmalarını ısrarla söylerse de, Kürtler: “Silah bırakmayız, çünkü biz bunları söke, söke aldık; almaya da devam edeceğiz iddiasındadırlar”.

2-Cari açık: “cari açık, yani döviz açığı, geçmişte bu ülkede yaşanan tüm iktisadi krizlerin tek ortak sebebidir”.

“AKP, IMF’nin onayını taşıyan Kemal Derviş programını, gittiği kadar sürdürdü. Daha sonra, küresel rüzgârları kullanarak, ‘dış kaynağa dayalı’ bir büyüme politikasını izledi. Eleştiriler, ‘finanse edilebildiği sürece cari açık sorun değildir’ diye yanıtlandı. Tüm gayretler sıcak-soğuk demeden yurda döviz getirmeye odaklandı”.

Aslında, “bol dolar, ucuz mal” çözümünün bir “ABD&ÇİN” oyunu olduğunu vurgulayan Cansen kurtuluş yolunu da gösterir:

“Cari açığı kapamanın tek çaresi ‘kalıcı’ devalüasyondur. Devalüasyon ilk aşamada enflasyonu yükseltir, milli geliri düşürür. AKP bunu göze alamazdı. Öyleyse cari açık sürmeli dendi. Görüldü ki; yabancılar ‘kamu borcu’ düşük ülkelere para yollamaya devam ediyor, dolayısıyla cari açık sorun olmuyor. Döviz akışını aksatmamak için üç önlem alındı: 1.İç borcu düşürüp, dış borca ağırlık verildi. 2.Kamu borcu azaltıldı, özel sektör borcu artırıldı. 3.özelleştirmeler ve gayrimenkul satışlarıyla yabancı alacaklılar Türkiye’nin iktisadi kaderine ortak edildi.” (alacaklı ortak, firmayı batırmaz; payını artırır;) mantığıyla.

Evet, bombalar patlamak üzere olabilir. Kürt örtüsü ile perdelenmiş PKK kalkışması ve cari açık bombaları. Önümüzdeki en önemli sorun olarak duruyor.

Tam bu noktada sosyal medya sayfasına bir not yazan Yılmaz Karahan Hoca imdada yetişti: “Yabancılar ülkemizde sadece banka faizlerine yatırım yapıyor. 2012 yılı içinde üretime yönelik bir yatırım yapmamışlardır. Bu durum kısa dönem için selamet, sonrası felaket demektir.”

Ve Mualla Yasdıman 11 Aralık tarihli (haberiniz com tr) yazısında bizim vurgulamaya çalıştığımız noktayı tam da merkezinden özetliyordu: “Ben de kafamı, Osmanlı’nın son 150 yılına takmışım, kendime soruyorum: Osmanlı’ya atılan golleri koskoca imparatorluğu yönetenler neden görmemişlerdi ya da görmüşler ama siyasi gücü kaybetmeden ve koltuklarını gözeterek dış baskılarla yaptıkları bir takım yenileşme hareketleriyle bertaraf edebileceklerine mi inanmışlardı?

O zaman soru şu; ‘Koltuğu kaybetmemek uğruna cehalet, gaflet ve hıyanete çanak mı tutulmuştu?”

6 yorum:

  1. Mehmet Kınacı :

    Yüz yıl sonra,dönüp geriye bakılınca...."EVET ÖYLE OLMUŞTUR MİRİM!"deniliyor...Ya bu gün???Ey tarihten ders almayan kansızlar,Bulgar durdu mu??Yahudi Filistin'de devlet kurdu,GÖZÜN KÖR MÜ???Senin onunu kurşuna diziyor,ey kanı bozuk!!!!Tarih sana nasıl ders verecek???İdrak sıfır....Sat sat ananı da sat!!!!...Sat!!!Sonra,senin torun bilmem kimin uşağı a KAFİR!!!!

    YanıtlaSil
  2. Recep Yilmaz :

    MUHALEFET!...Ben bir SİRK, birde TAOCU gurupdan başka birşey göremiyorum! Muhalefetde kastınız SIRK ve TAOCULAR mı? Ne muhalif,ne de muhalefet yok.

    YanıtlaSil
  3. Bedri Dinçer :

    ŞU KISACIK ÖMRÜNÜ SAKIN KİRLETME...TEMİZLEMEYE VAKTİN OLMAYABİLİR...DEĞER Mİ KÖMÜRE-MAKARNAYA...

    YanıtlaSil
  4. Mustafa Serenbay :

    Allah insanlara akıl ihsan etmiş,ama bu akılı kullanamayıp cehalete yolculuk yapanlara siz neyin peşinden koşuyorsunuz! bu iktidara oy verenler siz kör'müsünüz ve sağır'mısınız.

    YanıtlaSil
  5. Abdurrahman Biçer :

    Her ne kadar BDP/PKK/KCK dayatmaları İktidar erkinin çalışmalarıyla Türk Milleti ve Onun ülkesi aleyhine gelişme gösteriyor ise de unutulan ve hesap edemedikleri bir şey var:

    "Sona çeyrek kala" diye tabir edilen noktadaki dönemeç...

    Gazi Mustafa Kemal önderliği de işte bu dönemeçte zafere giden yolu açmıştı. Ben bu noktada ümitliyim...

    Sıcak Para elbette kendisini riske atmayacak ve faizde karar kılacaktır. Denge sarsıntılarında ise maalesef yolcudur...

    Sadece Cari Açık bakımından değil fakat henüz karşılığı ödenmemiş üç banknot küpuru dolayısıyla da eninde sonunda bir Devalüasyon olacak. Bundan kaçış da yok...

    Enflasyonun balatalarının da yanacağını unutmamak gerekecek...

    Yani ez cümle seçmenin yapamadığını Siyaset ve Ekonomi Bilimleri icra edecek diye düşünüyorum...

    Hiç bir şey sonsuza kadar yükselemez. Her şey üst ve alt limit sınırları arasında bulunmak zorundadır. Dolayısıyla üst limitten düşüş çok sert olacak gibi görünüyor. Yer çekimi Kanununun varlığı göz ardı edilmemelidir...

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...