15 Ocak 2012 Pazar

Yemen, Taliban ve Biz


İlginç olaylar gelişiyor. Dünyanın her bölgesini kontrol altında tutmaya niyetli küresel güç, küresel çeteleri vasıtasıyla, elini de yakmadan amacına doğru hızlı adımlarla ilerlemekte.

Akşam Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli daha 7 Ocak tarihinde yazdı. Taliban – ABD – Arap Ülkeleri hakkındaki yazısını, üzerinden bir hafta bile geçmedi. Şu satırları okuyalım:

Amerikalılar 11 Eylül'ün 'intikamını' almak için Kasım 2001'de Afganistan'ı işgal etti... 10 yıl aradan sonra ABD, Taliban ile dost olmaya başladı. Arabulucu ise bildik 'küçük dev adam' Katar Emiri Şeyh Hamed... Emir Hazretleri Amerika'nın emirleriyle Taliban'a ülkesinde ofis açma izni verdi. Daha doğrusu Taliban'a 'Gel burada ofis aç' diye yalvardı. Çünkü El-Cezire üzerinden bölgeyi karıştırmaya ve mezhep savaşı çıkarmaya çalışan Emir Hazretleri CIA ile birlikte Taliban'dan yararlanmayı planlıyor. Bölgeden gelen haberlere bakılırsa Amerikalılar Taliban'a 'Seninle dost olur ve Afganistan'da iktidara getiririz ama senin militanların da  Lübnan, Suriye, Irak ve İran'da bize yardım edecek' demiş. Gelen haberlere bakılırsa yüzlerce Taliban militanı, bu ülkelere sokuldu. Başından beri dikkat çekmeye çalıştığım 'Büyük Oyun'un belki de en tehlikeli halkası bu olacaktır. “

Düşman gördüğü Taliban’ı yine bir amacı için kullanmaya başladı. Ve verilen haberin üzerinden daha bir hafta sonra işte bugün şu haberi okuyoruz.

“Yemen’in Başkenti Sana’dan yaklaşık 170 Km. uzaklıkta bulunan Radda kentinin, El Kaide militanları tarafından ele geçirildiği bildirildi”. (Hürriyet)

Tabii bizim basın, bize göre olumsuz bir haber olan bu olayı veriyorken, “El Kaide’nin önemli petrol alanlarına ilerlemesi muhalefetin yanı sıra ABD ve Suudi Arabistan’da endişeye neden oldu” cümlesini de ilave etmeyi ihmal etmiyorlar. Bu ayrı bir eleştiri konusu. Bu endişeyi nasıl anladıkları haber içeriğinden anlaşılmıyor. Böyle bir şey yok. Bu cümle Türk okuyucusunu rahatlatmak ve ABD politikalarını desteklemeye dönük bir yorum cümlesidir o kadar.

Yemen, Türk’ün canından bir parçadır. Tunus, Mısır, Suriye olaylarında yeri göğü inleten Türk Dış politikası yapıcılarının neden Yemen olayları için bir cümle söylemediklerini de çok düşünmüşümdür. Neden Katar ve diktatörü hakkında bir tek cümle söylemediklerini çok düşünmüşümdür. Türkiye’nin savunması Yemen’den başlar hâlbuki. Somalili korsanların üstlendikleri denizlerin kontrolünün de ne kadar önemli olduğu böylece ortaya çıkmaktadır. Hatta adı geçen korsanların, faaliyetlerine hız vermeleri, denizlerdeki kontrollerini artırmaları da düşünülecek olursa, sanki büyük oyunun bir parçası gibi duruyor olduğu görülecektir.

Yarımada’nın en güneyindeki Yemen, Afrika’nın en Kuzeyindeki Libya, Avrupa’nın ortasındaki Bosna, Kosova, Makedonya üçgeni ve Asya ortalarında Afganistan Türkiye’nin savunmasının başladığı noktalar olarak politikalandırılmalıdır.

Türk Milletinin öz gücünden beslenmeyen, dışa bağımlı, BOP gibi heveslerden vaz geçilerek milletin kültürü ve tefekkür kabiliyetinden gıdalanan politikalara tez elden dönülmesi iktiza etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...