18 Nisan 2015 Cumartesi

Don Kişot’un Büyüleyici Savaşı


Cervantes’in ölümsüz eseri ‘Don Kişot’taki, romanla aynı adlı kahramanının insanlara yaptığı hizmet hakkında derin bir düşünceye dalarsanız, ne büyük, ne belalı bir hizmet olduğunu anlarsınız. Olmayana savaş, bilinmeyene savaş en zoru değil midir?

Düşmanı aramak, bulmak ve savaşmak.

Karşına çıkan ilk düşmanla başlamak işe. Üstüne üstlük bu savaşta yalnızlık vardır. temin edinilebilen bir-kaç savaş aracı ve bir dost yardımcı o kadar.

Don Kişot’un savaşı gerçek bir savaştır ve gerçek bir kahramanlıktır kim ne derse desin. Ve bir insan için başarılması en zor savaştır. Ömür boyu biriktirilen, kendi eliyle imal edilen düşmana, milyonlarca farklı alanlardan gelen bilgilerle yetiştirilmiş, geliştirilmiş düşmana karşı, üstüne üstlük şimdi düşman adıyla andığımız ‘yel değirmenlerini’ besleyip, büyütmek için tüm çabamızla, tüm gücümüzle, paramızı, zamanımızı harcayarak, elden ne gelirse yaptığımız…

Ne gariptir ki, savaşında yalnız olmasına karşılık, diğer tüm insanlar adeta kendisine karşı veya eleştiriyorlar, böylece toplumdan da kopuyor. İlginçtir, dünyanın hemen her yöresinde karşılaşılabilecek ve her anında yaşanan türden bir hikâye. Ulvi gayelerle yola çıkanların da bir zaman sonra yalnızlaşması gibi.

Yel değirmenleri, bir objenin gösterilip, asıl problemin resmedilerek anlatılmasından başka bir şey değildir bizce. Çokta güzel ve yerinde seçilmiş bir metafor yel değirmenleri.

İnsan beyninde yaratılan milyonlarca savaşılması gereken yel değirmenleri mevcut. Belki her gün yenilerini de ilave ediyoruz. İmalatçısı da kendimiz. Herkes Don Kişot kadar şanslı değil, ne de olsa onun Sancho Panza isimli bir dostu var ve sonuna kadar ona inanıyor.

Hakikatte olmadığı halde, varmış zannıyla beyinde yaratılanlardan savaşarak, vuruşarak eksilttikçe, kendinde bir dirilik meydana gelecek fakat her putun kırılışı, etrafını daraltacaktır. Çünkü her puta öykünen dostlarımız yanı başımızdaydı, putları (yel değirmenleri) eksildikçe yanımızdan uzaklaşacağı da tabiidir.  Bütün yel değirmenleri mağlup olduğunda ise bir de bakmışsın, Allah’tan başka yanında kimse kalmamış tek başınasın.

Ve Allah’tan başka dostu olmayanlara ise, ‘ne korku vardır, ne de mahzun olurlar.” İşte kurtuluşun sırrı, işte Don Kişot’un hayatımıza kattıkları.

Fatih’in sırrına ermek için, bütün yel değirmenleri yok edilene kadar;

Azimle savaş. Başkaca yol yok…



2 yorum:

  1. Yaşar Kiraz :

    Tarihte, Donkişot olmak için yola çıkan ama evine Sanco Panco olarak dönen çok kişi vardır. Çünkü rüya ile gerçek, iç içe girer ve bir sarmal olur.
    Düş ile ısrar edersek, yel değirmenlerine savaş açan bir öykünün trajikomik ve “yalnız” kahramanı oluruz ve öyle kalırız, alimallah... Hocam Eline sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Yel değirmenleri daima Donkişotlara galip gelir..

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...