Cervantes’in ölümsüz eseri
‘Don Kişot’taki, romanla aynı adlı kahramanının insanlara yaptığı hizmet
hakkında derin bir düşünceye dalarsanız, ne büyük, ne belalı bir hizmet
olduğunu anlarsınız. Olmayana savaş, bilinmeyene savaş en zoru değil midir?
Düşmanı aramak, bulmak ve
savaşmak.
Karşına çıkan ilk düşmanla
başlamak işe. Üstüne üstlük bu savaşta yalnızlık vardır. temin edinilebilen
bir-kaç savaş aracı ve bir dost yardımcı o kadar.
Don Kişot’un savaşı gerçek
bir savaştır ve gerçek bir kahramanlıktır kim ne derse desin. Ve bir insan için
başarılması en zor savaştır. Ömür boyu biriktirilen, kendi eliyle imal edilen
düşmana, milyonlarca farklı alanlardan gelen bilgilerle yetiştirilmiş,
geliştirilmiş düşmana karşı, üstüne üstlük şimdi düşman adıyla andığımız ‘yel değirmenlerini’ besleyip,
büyütmek için tüm çabamızla, tüm gücümüzle, paramızı, zamanımızı harcayarak,
elden ne gelirse yaptığımız…
Ne gariptir ki, savaşında
yalnız olmasına karşılık, diğer tüm insanlar adeta kendisine karşı veya
eleştiriyorlar, böylece toplumdan da kopuyor. İlginçtir, dünyanın hemen her
yöresinde karşılaşılabilecek ve her anında yaşanan türden bir hikâye. Ulvi
gayelerle yola çıkanların da bir zaman sonra yalnızlaşması gibi.
Yel değirmenleri, bir
objenin gösterilip, asıl problemin resmedilerek anlatılmasından başka bir şey
değildir bizce. Çokta güzel ve yerinde seçilmiş bir metafor yel değirmenleri.
İnsan beyninde yaratılan
milyonlarca savaşılması gereken yel değirmenleri mevcut. Belki her gün
yenilerini de ilave ediyoruz. İmalatçısı da kendimiz. Herkes Don Kişot kadar
şanslı değil, ne de olsa onun Sancho Panza isimli bir dostu var ve sonuna kadar
ona inanıyor.
Hakikatte olmadığı halde,
varmış zannıyla beyinde yaratılanlardan savaşarak, vuruşarak eksilttikçe,
kendinde bir dirilik meydana gelecek fakat her putun kırılışı, etrafını
daraltacaktır. Çünkü her puta öykünen dostlarımız yanı başımızdaydı, putları (yel
değirmenleri) eksildikçe yanımızdan uzaklaşacağı da
tabiidir. Bütün yel değirmenleri mağlup
olduğunda ise bir de bakmışsın, Allah’tan başka yanında kimse kalmamış tek
başınasın.
Ve Allah’tan başka dostu
olmayanlara ise,
‘ne korku vardır, ne de mahzun olurlar.” İşte kurtuluşun
sırrı, işte Don Kişot’un hayatımıza kattıkları.
Fatih’in sırrına ermek
için, bütün yel değirmenleri yok edilene kadar;
Azimle savaş. Başkaca yol
yok…
Yaşar Kiraz :
YanıtlaSilTarihte, Donkişot olmak için yola çıkan ama evine Sanco Panco olarak dönen çok kişi vardır. Çünkü rüya ile gerçek, iç içe girer ve bir sarmal olur.
Düş ile ısrar edersek, yel değirmenlerine savaş açan bir öykünün trajikomik ve “yalnız” kahramanı oluruz ve öyle kalırız, alimallah... Hocam Eline sağlık...
Yel değirmenleri daima Donkişotlara galip gelir..
YanıtlaSil