26 Mart 2014 Çarşamba

Acı, Çiğ Köfte, Ney, İnsan


İnsan ve çiğ köfte ilişkisi:

Çiğ köftenin en önemli özelliği içine katılan çeşitli acı biberlerdir. Acılar ne kadar köfte malzemesi tarafından içselleştirilip, kendine ait olursa, çiğ köfte o kadar başarılı, o kadar leziz olur. Acıyı içine aldıkça çiğ köfte olur.

İnsanda böyle değil midir? Acılar yoğurur insanı, acıları ne kadar içselleştirmiş ise, yoğruldukça insan güzelliği çıkar ortaya.

“Aydın olmak aymakla başlar” diyor İnam Hoca, aydırmanın, kendine getirmenin yolları da acılarla baş etmeyi, acıları içinde hissetmeyi, acılarla baş başa olabilmeyi gerekli kılıyor. Her acı, bir zulmün sonucudur. Zulmün bulunduğu mevkilerde, zalimler hükümrandır. Acı, zalimin eseridir. Acıyı duymayan zalimi, zalimi bilmeyen, tanımayan ise kendini bilemez. Cümlesini şöyle sürdürür Hoca: “Aymazlıktan, gafletten kurtulmakla. Bilgili olmak, bilgisini zekâsıyla birleştirerek ürünler ortaya koymak, etkinlikler yapmak, biz aymadıkça, bizi aydın kılmıyor.” (Ahmet İnam, 26 Ağustos 2008, Akşam).

Ney ve acı:

Yaşama alanı sulak alanlardır kamışın. Sazlıklar içinde, toprak ve su birlikteliği boğum boğum ince ve uzun, nazlı saçakları rüzgârda savrulan narin bir varlık kamış. Ney ustası gelir, geniş mekânda arar ve bulur. Binlercesinin içinden seçer. Keser alır, ilk acısını o an tadar kamış. Kurumaya bırakılır günlerce. Sonra boğum sayısı, lazım olacak adette kesilir. İçini boşaltır. Gövdesinin en güzel yerine, kızgın şişlerle delikler açar. Başını keser, yeni bir baş ekler. Ve üfler, üfler. Verdiği ses öncelerden çektiği acıların yankılanmasıdır.

“Dinle neyden kim şikâyet etmekte, ayrılıklardan hikâyet etmekte” acıları, hikâyelerine, seslerine yansır. Sesini can kulağı ile dinleyip duyanlarda da acılar depreşir, yanmalar başlar. Sonsuzmuş gibi gelen cehennem ateşleri sarar, hayatın acılarını ortaya çıkarır. Çünkü uzak olmayan uzaklardan geldiğin hatırlatılır, seni yakmak için yeter bir bilgidir.

Ney sesi hayattır, candır. İlim irfan o ses ile yürür. Kâinat o sesin sahibinin tavafındadır.

Anlaşılmış olmalı ki, ‘NEY’, İnsan-ı Kâmil’in sembolik anlatımıdır.

Acısı olan, derdi olan, dertlere gark olanlar başı tacıdır.

Hû…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...