26 Ekim 2013 Cumartesi

Paket Üzerine Bir iki Laf Edelim


İktidar oldukları günden beri düşmanlıklarını gösterdikleri tek kavram vardır: Türk.

Seküler bir eğitilmişliğin, pagan kabullerin sonucudur bu, diye düşünüyorum.

Nasıl olur bu? Konuşmaya başladıklarında, yazı yazdıklarında İslam diyenler, Allah diyenler, Peygamber diyenler nasıl olur da ‘pagan’laşmışlardır?

Sözleriyle, eylemleri arasındaki farklar bize bunları düşündürtüyor. Gerçekten eğitilmeleri seküler midir? İnançları pagan mıdır?

Bir eğitim sistemi içinde ‘Türk’ düşmanlığı varsa öyledir. Bakmayın diskurlarında “Yaratılmışı severiz, Yaratandan ötürü” dediklerine, ne söylediklerinin farkında bile değiller. Güya (sözde) dini eğitim alıyorlarken Türk düşmanlığı niçin ve nasıl sıkıştırılır eğitimlerinin bir köşesine? Sistemi planlayan Türk düşmanlarıysa olur. Hem de bal gibi olur.

Haçlı Seferlerinin amaçlarından biri de, salt toprak kazanmak değil, kazanılan toprakların üzerinde yaşayan halkların da Hıristiyanlaştırılmasıdır. “1088 yılında Papa seçilen II.Urbanus; “Topraklar kadar halkların da Hıristiyanlaştırılmasını hedef olarak göstermişti. Böyle bir niyeti olduğunu, Papalığı devraldığı ilk yılda ilan etmişti. Müslümanlardan geri alınan Toledo (1085) halkından Müslüman olanları Hıristiyanlaştırma çabasına girişilmesini Bernard of Sahagun’dan istemişti. Aslında II. Ursanus’u Haçlı Seferleri’ne çağrıda bulunduğunda, Türklerin Hıristiyanlaştırılmasındaki başarısızlıktan bahsedilmektedir.” (Doç. Dr. Şaban Ali Düzgün, İki Dünyanın Karşılaşması Sh.670) Böylece Türklerin Hıristiyanlaştırılmalarının mümkün olmadığı tarihi bir gerçeklik olarak, Haçlı Seferleri düzenleyicilerinin hafızalarında kayıtlıdır. Savaşlarla başarılamayan bu yolun yerine yeni planlar yapılıp, yeni yollar bulunmalıdır. O halde yapılması gereken nedir? İşte 900 sene sonra buldukları, sanki bin yıl öncesinin intikamının alınması gibi…

Siyasi dincilerin fikri eğitim alt yapılarını kazıyın, altından İngiliz aklı çıkar.

Afganistan’da doğan, geliştirilen ve daha sonra tüm İslam ülkelerinin başının belası olan Taliban – El-Kaide, Mısır’da geliştirilen ve tüm Arap ülkelerinin baş belası İhvan-ı Müslimin, İran’da Şii radikalizminin taban bulup gelişmesi ve güçlenmelerinin ardında hep İngiliz aklını aramalıyız.

Bakmayın, İngiliz misyonunun ABD’ye geçmesinin ardından, İran ile ABD (veya Batı) sözde düşmanlığına. Bakmayın, İsrail yetkililerinin verdikleri nutuklardaki İran düşmanlığına. Bu, göstermelik düşmanlıktır onları besleyip geliştiren. Bugün için ABD ve İran dostluğu ap-açık ortaya çıkmıştır ki, ABD’nin ekonomik krizden çıkışının teminatı adeta İran olmaktadır (bu aşamada, Körfez’den, İran üzerinden ABD Savaş gemileriyle, taşınması çok muhtemel altınlar henüz gündeme gelmedi).

Tüm bu ince ve derin çalışmaların altında, Türk düşmanlığını aramalıyız. Soru şudur; Niçin Türk düşmanlığı? Ve bu düşmanlığı gösterirken, ilerletirken kullandıkları, insanların beyinlerini körelttikleri tema nedir?

Yanlış ve eksik anlatılan, işlerine geldiği gibi anlatılan, istedikleri gibi anlatılan İslam!.

Anlatılan bu İslam’da: sakallı erkekler, başı bağlı kadınlar, kanatlı uçuşan melekler, boynuzlu şeytanlar, yetmiş bin hurinin verildiği cennetler, zebaniler, kızgın alevlerle yanan cehennemler var… ama İslam yok. Namaz kılmanın daima söylenildiği, oruç tutmanın devamlı anlatıldığı bir eğitim sistemi ve fakat ne namazın ne de orucun hakikatinden söz eden yok. Teslimiyet yok. Allah (C.C.) yok. Muhammed (sav) yok. Korkunun zirve yaptığı bir insan hayatı var, sevgiye yer yok. Bu hayatta Leyla yok, Mecnun yok… İnsan yok. Bozulmuş ve adına Yahudilik denen güya Musa inancı, bozulmuş ve adına Hıristiyanlık denen güya İsa inancı var ve fakat İslamiyet yok, Muhammed (sav) yok. Sözde var, esasta yok. Hikâyeler var, hikâyenin özü yok. Et ve kemikten mürekkep insan suretindeki birileri var ve fakat İnsan yok. Düşünme yasak, sorgu sıkıntılı, matematik kapalı, fen bilimleri lüzumsuz.. Ufku sınırlı bir bakış eğitimi.

Ve bu eğitimden çıkan: Türk düşmanlığı.

Nasıl güzel planlayıp uygulamışlar. Dikkat buyurunuz, sistem içinde asla Türk düşmanlığı konuşulmaz, çaktırmadan verilir, asla Türk hakimiyeti anlatılmaz, asla Rasulullah ve arslanları bildirilmez.. Varsa da, yoksa da hayallerinde büyüttükleri İslam büyükleri!.. bu büyüklerin arasında Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve imamların devamı asla yoktur, Ehl-i Beyt’ten asla bahis yoktur, Hacı Bektaş Veli Hazretleri yoktur ve fakat Muaviye Hazretidir, Yezit Hazretidir. Böyle bölüp parçalıyorlar işte.

Bu seküler, bu pagan, bu Türk düşmanlığı aşılayan eğitim sistemi içinde eğitilip, bükülmüşler iktidarında ise;

‘Andımız’ın kaldırılması kararının verilmesi dakikalık iştir.

Paketin öteki maddeleri ‘üfürükten teyyare’ hükmündedir.

Öz’de Türk düşmanlığı olunca…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...