“Allah'tan başka kimsesi olmayanların
dini, Allah'tan başka her şeyi olanların dini haline gelmişse, mensupları onu
tahrif etmiş demektir. (A.F.E)”
Atilla Fikri Ergun’a ait bu mesajı, Ayhan Eralp Hoca olduğu gibi kendi
sayfasında yayınladı. Benim aklıma da şu hikâye geldi:
Bir gariban ihtiyar seyyah, iyice yorulmuş. Bir yamaçta bulunan ağacın
altındaki çeşme başında elini yüzünü yumuş, suyunu içmiş. Biraz da dinlenmek
üzere ağaca sırtını vererek uzanmış.
Biraz sonra bir süvari alayı gelmiş ve atlarından inerek, hemen çeşmenin
etrafını sarmışlar. Ağaç altında uyuklayan ihtiyarı dürterek kaldırmışlar,
“Haydi be adam, haydi çekil buradan, çabuk” diye emretmişler.
“Sizler kimlersiniz?” diye sormuş ihtiyar.
“Bizler Mahmut Paşa’nın kullarıyız” demiş süvari kumandanı. “Çabuk ol ve
ayrıl buradan, Mahmut Paşa su içecek”.
İhtiyar, ne yapsın mecburen, oradan uzaklaşırken söylenmiş.
“Bir Mahmut Paşa’nın kullarına bak, bir de kendi kuluna”…
Böyledir halleri, böyledir dilleri, böyledir nazları.
Öte tarafta ise, Mahmut Paşa’nın kulları her daim ala-yı vala ile
şaşaalı hayatlarını yaşarlar.
Dün böyleydi, bugün böyle, yarın da böyle olacak.
Harun Meral :
YanıtlaSilBir yolcu bir alime sormuş.
- Ey ulu kişi söylermisin ,Allahın nezdinde ben neredeyim acaba.
Alim cevap verir.
-Bu sorunun cevabı çok basit. Çevirgözlerini kendi kalbine ve gönlüne, Allah senin gönlünde nerede ise sende Allahın nezdinde oradasın.
Ben, kendi gönlüme ,kalbime gözlerimi çevirip kendimi dinlediğim zaman, mal -mülk- mevki makam, borç alacak gibi hususların daha etkin olduğu gerçeği ile yüzleşiyorum