İntihardan Vazgeçirecek Cümle
Bir arkadaş aradı az önce,
“intihar edeceğim, helalleşmek için aradım” dedi.
“Yarın akşamı bekle, hala
aynı karardaysan müzakere ederiz:” dedim.
“Dün karar vermiştim”.
Dedi.
En son intihar edeceğini
söyleyen birine “Haydi et!” demiştim. O da bileklerini kesmişti. Şimdi kalın
kordonlu saat takıyor ve ben kimseden saat soramıyorum.
Yine birkaç sene önce
intihar edeceğini söyleyen bir genci sabah saat 03 gibi Gaziantep şehir
mezarlığına bıraktım, “kabir yalnızlığını tecrübe et, yarın sabah seni alırım”.
Dedim. Sesimi duymayıncaya kadar mezarlığın içerisinde yürümesini ve her
seslendiğimde ses vermesini istedim. Sigarasını, cep telefonunu aldım, mezarın
ürkütücü karanlığına yolladım…
Ölülerin değil de, bir
şekilde mezarlığa sığınmış olabilecek dirilerin zarar verebileceğini düşünüp
yarım saat kadar sonra aldım genci.
Tabi epeyce uğraştım
öncesinde. Sesim erişmediği için mezarlığın içine ‘Nas, Felak, Fatiha’ okuyarak
girmek zorunda kaldım. Geniş mezarlığın ortalarında ancak bulabildim ve
gaddarlığımdan ürktüm.
Genç arkadaş mezarlığın çok
huzurlu olduğunu söyledi. Önce biraz ürpermiş, sonra alışmış, sadece üşümüş.
Sigarası olsa hiç üşümeyecekmiş.
Yedi sene kadar önce de,
birinin intiharına şahit olmuş, 6. Kattan aşağı kendini betona bırakan bir iti
acil servise götürmek zorunda kalmıştım. Boyundan aşağısı felç bir şekilde hala
yaşıyor. Yeliz için intihar etmişti. Yeliz ikinci kocasından ayrıldı. Bizim
dangalak şimdi 31 bile çekemiyor.
O binaya hala bakamam. Yeliz’in salak aşığının
intihar öyküsünü, “herkesin Ölümü Herkesi Biraz Öldürür” diye hikâye etmiştim.
İntihar edeceğini söyleyen
arkadaşa, “Hayatında iz bırakmamış olanlar ölümü ile hiç kimsede iz bırakmazlar,
yaşayarak iz olmak doğru olandır”. Deyip ekledim:
“Yaşamayı yeterince
denemek, seçenekleri aramak lazım, her seçeneksizlik bir tercihi maskeler,
sabırlı olmak lazım, imkânsızın sınırlarına gelmedin henüz gelseydin az ötende
hayatın sana sunduğu imkânları görecektin…
Üstelik insanlığa kötü
miras bırakmamak lazım. Yakınlarına bırakacağın mirastan korkmuyorsan,
insanlığa bırakacağın zavallı ve kolay tercihini beğenecek varislerinden kork!
Hiç değilse bana
yükleyeceğin vebalden kork!
Seni intihardan
vazgeçirecek cümleyi kuramadığım için intihar ettiğini bilmek, beni bundan
sonra cümle kurmaktan men eder.
Oysa benim kuracak
cümlelerim var. Senin ardından cümlelerimde intihar eder.
İnsanlığın içine çekmeyi
ümit ettiğim tek cümleyi yok edersen, insanlığın geleceği için yakacağım ışığı
söndüren bedbaht bir zalim olursun.
Her intihar geride kalan
bir yaşayana bırakılan bir tercihtir. Senden sonraki intiharların tamamından da
mesul olursun!” Dedim.
Suskunca dinledi. “Yarın
dersim var, beni kaldırman lazım eve gel kahvaltıyı beraber yapacağız…” dedim.
Geleceğini söyledi…
Umarım gelir. Şayet
gelmezse, onu intihardan vazgeçirmek için kurduğum cümleyi aramakla geçecek
bundan sonraki hayatım.
Ayhan ERALP
“NOT: Yazısını blog
sayfamda yayınlamama iznini verdiği ve destekleri için Sayın Ayhan Eralp Hoca’ya
sonsuz teşekkürler ederim.”
Abdurrahman Biçer :
YanıtlaSilHer şeyini kaybettiğini ciddi olarak düşündüğün o an var ya!...
İşte o an (aklın var ise şayet); bir adım ötede talihinin (kaderinin) değişeceği andır...
Ah bir anlayabilsen!...