6 Şubat 2012 Pazartesi

Kıyamet Senaryoları!


Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius yazdığı bir köşe yazısında; (*)

“ABD Savunma Bakanı Panetta’nın İsrail’in İran’ı Nisan, Mayıs ya da Haziran ayında vurma ihtimalinin güçlü olduğunua inandığını belirtti. Ignatius, b tarihlerin, İran’ın nükleer silah üretimi konusunda ‘dokunulmazlık alanına’ girmesine fırsat vermeyecek şekilde, yani iş işten geçmeden harekete geçilmesi planlanarak belirlendiğini ifade etti”.

Panetta’ya basın mensuplarının sorusu üzerine adı geçen;

“Yorum yapmıyorum”. Diye cevap verdi. “Haberi yalanlıyor musunuz” sorusu üzerine ise; “Hayır, sadece yorum yapmıyorum. Ne düşündüğümü ve olayları nasıl gördüğüm sadece beni ilgilendirir.” Şeklinde cevap veriyor.

İran liderlerinin bu tehditlere anında cevap verdikleri biliniyor. Hatta karşılıklı tehditler bir savaş provasını da andırıyor. Ayetullah Hamaney;

“İran’ın nükleer faaliyetlerini durdurması için uluslar arası kamuoyundan gelen baskıya boyun eğmeyeceğini belirterek, iran’ı tehdit etmek ve İran’a saldırmak, Amerika’ya zarar verecektir. Yaptırımlar bizim nükleerdeki kararlığımız üzerinde etki yapmaz. Petrol ambargosu ve savaş tehditlerine karşı bizim de doğru zamanda gündeme getirilecek tehditlerimiz var”.

İran liderliğinin Siyonist rejime karşı savaşacak tüm ülke ve grupların kendileri tarafından desteklenecekleri de ve bunu sık sık açıkladıkları da bilinmektedir.

İsrail tarafından hazırlanan bir reklam filminin içeriği de enteresan çağrışımlar yapıyor. İran nükleer tesisinin karşısında konuşlanan tebdili kıyafetli İsrail Ajanları, tablet bilgisayar üzerindeki konuşmaları sırasında birisinin bir tuşa basmasıyla nükleer tesis havaya uçuyor. Sanki kıyamete adım adım der gibi. Sanki yapacakları eylemleri önceden haber veriyor gibi. Sanki İran ve Ortadoğu halklarına korku yaymak istemeleri gibi.

İsrail Savuma Bakanı Ehud Barak’ın askeri seçeneği gündeme getirmesini ve İran üzerinde “yaptırımların askeri amaçlı nükleer programını durdurmayı başaramaması halinde harekete geçme seçeneğinin değerlendirilmesi gerektiğini” söylemesi de not edilmelidir.

Katar destekli Taliban birliklerinin Yemen’e yerleştirilmelerinin de Ortadoğu Politikası araçlarından olduğunu bildirmeye lüzum var mıdır?

Ortadoğu’da ilk amaçlanan Sünni – Şii çatışmasıdır. Bunun provaları yapılmaktadır. Sünni – Şii çatışması iç savaş demektir. Bu takdirde Türkiye’nin de tarafını belirlemesi gerekecektir ki, ABD Türkiye’nin İran’a karşı tavır alarak politika belirlemesi hususunda gerekli çalışmaları yaptığı da bilinmektedir. Yani, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve diğer Arap Ülkeleri ile birlikte olarak, İran, Suriye ve Hizbullah grubuna karşı bir savaş ihtimalinden yüksek sesle konuşulmakta ve tartışılmaktadır.

Türkiye iktidarının önemli isimlerinden H. Çelik’in, Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu hakkında ‘Alevi’lik vurgusunu iyi okumak lazımdır. Rastgele söylenilen bir söz değildir. Tam da Suriye gerginliği sırasında ve oradaki vuruşmalar sırasında dilendirilmiş olması, Türkiye’yi yönetenlerin tarafının bildirilmesinden başka bir şey değildir.

Bu arada Türkiye iç politikasında geniş kesimlerin saygı beslediği Atatürk sözleri, onun uygulamaları konularında kimi değişiklikler yapılması tartışmaları belki de dış politika gelişmelerinin gözden uzak tutmak istenmesi ile ilgilidir.

Büyük ve riskli olaylara gebe görünen Ortadoğu psikolojik (İran, Suriye ve Türkiye) harekâtı belki de üçüncü savaş sinyalleridir kim bilir!

(*) 03.02.2012, Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...