Şimdi işlenen ve bizlere
yutturulmaya çalışılan husus şudur: “Kandil dağı çok zor dağdır. Askerinizi,
kamyonlarınızı, toplarınızı, tanklarınızı… Oraya taşımak zordur. Hadi bir-iki
ayda taşıdınız diyelim, oradaki militanlar gitmişlerdir, sadece karşınızda
Iraklı Kürtleri göreceksiniz. Haydi beklediniz diyelim, boşa zaman
harcayacaksınız. Siz oradan ayrıldıktan sonra militanlar yeniden gelip
yerleşeceklerdir.” M. Ali Birand haber programında böyle
yorumladı. Mealen alıntıladık. Bu ve benzeri yorumları, PKK muhiplerinden
duyacağız demektir. Sıradan bir cahilin yorumudur bu. Kurmaylık öngörüsü
bulunmayan, ileri strateji bilgisinden yoksun, dava adamlığı öngörüsünü
gerilere bırakmış garip, cahil, sıradan bir yorum. Aklı sıra millete korku
salıyor. Benzer yorumları sahibinin sesini dillendiren pek çok “dolma kalemden”
duyabilirsiniz. Biliyoruz ki, düdük ötünce hep bir ağızdan aynı şarkıyı mırıldanırlar.
Biz askerlik eğitimi
almadık, kurmay da değiliz, ne strateji geliştirme yeteneğimiz var nede harp
sanatını planlama ve uygulama becerimiz. Akıl verecek halimiz de yok. Ama önümüze
aldığımız ortaokul seviyesindeki bir haritayı okuyabilme, oralarda yol
bulabilme becerimizi de denemek isteriz.
Dağlık, sarp kayalık ve zor
bir bölge olduğu muhakkak. Peki kurmaylık zekası burada devreye girmeyecekse ne
zaman girecek? Yoksa kurmaylarımız PKK muhiplerinin sözlerini mi dinleyip iş
yapacaklar? Ne münasebet, ne münasebet!
Türk milleti olarak
devletimizin en kolay istihbarat alabilmesi gereken bölgedir söz konusudur
olan. Etrafı Türkler ve Kürtlerle çevrili (bir kısmı da Arap) bölge
istihbaratımızın at koşturduğu yerler olmalıdır. (Böyle değilse sorgulanır
zaten). İlk yapılacak iş, Telafer, Musul ve Erbil güvenli bölgeler haline
getirilir. (Hiç itiraza gerek yok, anılan yerler zaten bizimdir, nüfusun
çoğunluğu da Türk’tür) Yeteri kadar asker, istihbarat elemanı, teçhizatla
kuvvetlendirilir. İran ile anlaşılarak militanların İran üstüne doğru
hareketleri engellenir. Daha önceden Türkiye sınırları içindeki dağlar ve mağaralarda
çembere alınmıştır. Kalıyor, Kandil’deki militanların hareket ettirilmesi. Kısa
bir süre içinde teker teker kucağınıza düşecekler, pişmanlıklarını söyleyeceklerdir.
Zafere odaklanmış, meselenin bitirilmesine and içmiş siyasi ve askeri
iradelerin birleştirilmesi olacaktır çözümün başlangıcı.
Bıkkınlık, yılgınlık ifade
eden ve en üst mevkilerdeki yetkililerin ağzından çıkan ve millet olarak pek
garipsediğimiz bazı konuşmalar, evlad-ı vatanın azmini, direncini kırmaktadır. vaktiyle
şöyle söylerdi yetkililerimiz: “PKK silah bıraksın, Türk adaletine teslim
olsun”. Bu söylemi bıraktılar, artık şöyle söylüyorlar: “PKK
silah bıraksın.” Bu laf değildir. Geçenlerde, karakol
baskını ardından Başbakan Meksika’dan şöyle seslendi: “PKK
silah bıraksın, hangi devlete gitmek istiyorlarsa gitsinler.” Milleti
yenilgiye alıştırmanın yolu mudur, yılgınlığa sevk etmenin alıştırması mıdır? Anlayabilene
aşk olsun. Bu sözlerde, bu değişimde ben şunu görüyorum. Türk Devleti PKK’ya
zımnen af getirdi. Daha başka nasıl anlamamız gerek?
Teröristi bertaraf etmeden,
terörle mücadele safsatadır.
Karakol baskını ardından
dağlara asker yığıp, sağı solu bombalamak iş değildir. Militanların dağlardaki
hareket kabiliyetini yok etmek önemlidir. Madem bombalamakla işlerin
hallolacağını biliyordunuz bu güne kadar niye beklediniz diye sorar millet. Cevaplayamaz
zor durumda kalırsınız. Ayrıca millet evlatlarını da intikam gibi duyguları
yaşatmak doğru değildir. Her ölen PKK militanı haberi TVlerden verildiğinde
gülümseme mi oluştuğunu zannediyorsunuz. Yanlışın üstüne yanlışla gitmek, tedavisi
zor sonuçlara sebep olabilir. Ölümler hiçbir zaman zevk vermez insanımıza. Kamuoyunun
infialini söndürmenin yolu bu değildir.
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin,
PKK’lı hainlerin yuvası olan Kandil’i yok edebilecek güce sahip olduğunu” söyleyen
Genel Kurmay Başkanı’nın bu sözü ise yanlıştır. Neden mi? bu söz sokak
kahvelerinde oturan her bir insanımız tarafından söylenegelmektedir zaten. Başkanlar
konuşmaz, yapar. Kurmaylığın işi strateji geliştirmek ve emir vermektir. Ağlamak
değil.
Serinkanlılıkla, vakarla,
Türk gibi olarak çözülemeyecek bir sorun yoktur. Kazanılamayacak bir savaş
yoktur.
Böyle bilir, böyle
söyleriz.
Ali Sertelli:
YanıtlaSilO şerefsizin sanki hükümet veya PKK sözcülüğüne soyunup mukavemet kırıcı bu propogandası çok kanıma dokundu... Bu sistemli bir faaliyetin propogandasıdır. M. Ali Birant'ta sahibinin köpeğidir.
Biz çok daha olumsuz şartlar altında Kıbrıs harekatını Hem yunanistana karşı hemde adadaki eoka-b Terör örgütüne karşı gerçekleştirmiş bir milletiz.
Bundan 40 yıl önce....... Hemde hava indirme ile... Deniz Ötesi hareket.
Fatih Kırım:
YanıtlaSilKandil hedef gösterildi de de çunku abd planına göre pkk saf dişı birakilaçak barzani kardeşimiz olacak ondan sonra feder devlet kutlanacak
Saffet Görmüş:
YanıtlaSilBuna kara propogan da diyorlar. Uyuşturma operasyonu da denir.
Nidai Seven:
YanıtlaSilHepsi yalan. Sıkıntı Milli iradenin arkasında olamayan İktidarın politikalarında. Bataklık burası.
Göray Atila:
YanıtlaSilNabza göre şerbet verilmekte. Bunları sınır ötesi operasyonlarda gördük. Ve anladık ki... Gitselerde hemen birilerinin işaretiyle hemen dönerler....Bırakalım kandil e gitmeyi. Kandil Yeni Anayasa nın bizzati içindedir
Mehmet Kınacı:
YanıtlaSilMesutBarzani o bölgenin OTONOM başkanı..Talabani Irak merkezi devleti'nin Cumhurbaşkanı...ABD,Irak'ın "egemenliğinden" sorumlu....Hükümetimiz birine Amca,ötekine "ağbi" çeker ve ayaklarına kırmızı halı döşerken,Başkanımız Obama kırmızı telefonundan sayın Başbakanımızı arar!!!Öyleyse,ŞEHİTLERİMİZİN kanı doğrudan HÜKÜMETİN ellerinde...Açılım,saçılım,yalvar,yakar hepsi KÜRDİSTAN postası...Postayı yiyen FAKİR HALK...Siyasi yağdanlık olmadığından,yağdanlıklara erişemediğinden ÇOCUKLARI Güneydoğu'ya gidenler!!!!Siz uyanmazsanız,uyandığınızda bizde NEFES olacak mı???İnşallah,Allah bize güç kuvvet verir!!!Yoksa,sen bu "EFSUNLU" halden UYANACAK görülmüyorsun!!!!
Abdurrahman Biçer:
YanıtlaSilGen.Kur.Başkanının "Çok zayiat verilir, milletin bunu göze alması gerekir" şeklindeki açıklaması; tüm gerçekleri açıklamaya yetmiyorsa artık söylenecek bir söz kalmamış demektir...
Aynı durum; Şu Kakınç... Şey... Pardon Arınç Efendinin "Kalabalıklardı... Hem de çok silaylıhdılar" şeklindeki sözlerinde de okunmuyor mu?...
Mehmet Kınacı :
YanıtlaSilMillet şehitliği göze almadığından,HER ASKER UĞURLAMA TÖRENLERİ'nde Ankara-İstanbul-İzmir gibi büyük şehirlerimizin trafiği tıkanıyor...Tabi,şehitliği göze alan ve KUTSAL sayan bir millet,ASKER UĞURLAMA TÖREN'leri düzenlemez...Askere giden,sessiz sedasızgider...Halkımız ya "MOOOO"sesi çıkarır,yahut "MEEEEEEEEEEEE"sesiyle yetinir!!!Biz milletçe çok korkuyoruz!!!Hadi oraları KÜRDİSTAN'a verelim..Apo'yu da Diyarbakır'a AMED paşası yapalım........
Kıyamoglu Abdullah Yücesan :
YanıtlaSilO kalabliklar, bir gün Arincin kapisini calacaklar, p.ust kendini koruyacak asker bulamayacak. Asker barsaklarini temizleyeyeck, Tuvalet kagidi yerine KAKINCIN dilini kullanacak.
Harun Meral :
YanıtlaSilPropoganda ve karşı propoganda.. bu iki mefumu onlar çok iyi kullanıyor. Bizde onların peşimden onları yazarak koşuyoruz. Propoganda üstünlüğünü elde etmeden ,etkili olamayız.
REYYAN
YanıtlaSilbütün yorum lar ÇOK GÜZEL ......
YAZI HOŞ.............
harun meral ... noktayı koymuş.....
deli deli yi görünce sopasını saklar...
neden..
bu adam deli benim de deli olduğumu yürüyüşümden anlar. benı delı bılsın ama sopamı görmesin benı sopasız deli sansın diye.............lütfen sopaları göstermeyınız...deli sadece deliden korkar..