26 Haziran 2012 Salı

Sosyal Medyada Yorumlar



**

Bir ileri demokrasi örneği daha…

İstanbul Atatürk Hava Alanında, THY’den işten atılan sendikalı işçilerin haklarının aranması için eylem yapan sendikanın eylemlerinin durdurulmasının yolu bulunmuş.

Atatürk Hava Alanında eylem yapmak tümden yasaklanmış.

Mektepleri de kapatın gitsin.

**

Başbakan muhalefet liderlerine düşürülen uçakla ilgili bilgi vermek üzere Başbakanlık Konutunda görüşmeye davet etmiş. Devlet geleneğimizde olan bir kurumdur bu. Yadırganacak bir tarafı yoktur.

Sanırım görüşmede, olayın oluşumu, gelişimi, haber alınışı, ara-tarama faaliyetleri, Suriye’nin niye böyle bir olaya sebep olabileceği hususlarında bilgi aktaracak Başbakan.

Şöyle bir talepte de bulunabilir mi acaba?

Suriye’ye asker gönderme ve savaş ilanı!

Neden olmasın. Bugüne kadar her şeyi kendilerinin bildiğini ısrarla söyleyenlerin, muhalefet liderlerini böyle bir toplantıya çağırmaları, sadece bilgilendirmek olmamalı.

Haa… Bir de, NATO ve ABD tarafından yalnız bırakıldığımızı itiraf edebilir Başbakan. Bu halde ise denklem çok bilinmeyenli hale gelir.

Öyleyse zor soruları yık muhalefete gitsin.

**

Aklı düşünmekten, hafızayı hıfz etmekten, ruhu dinginlikten koparan tek sebeptir başkasının gündeminin peşinde sürüklenmek. Bir kere bile bu “fasa fiso”yu bırakıp, hür insan olabilme lezzetine varınca geriye dönüp baktıklarında geçirdikleri anlara yanacaklar, hayıflanacaklar.

 İş işten geçmedi henüz. Mekteplerin vazifeleri de hür düşünmeyi (olabilmeyi) öğretmektir aslında. Zor bir süreçtir.

Savaş dönüşü: “büyük savaşa giriyoruz” kelamı ne kadar zorlu olduğuna işarettir.

Konuyu gündeme taşımanız isabetlidir, teşekkürler Sayın Hocam.

**

Suriye'nin Türkiye sınırlarına yığınak yapması üzerine kırmızıçizgilerimiz Clinton tarafından ABD'den deklare edilmiş ve bizde eleştirmiştik. Üzerinden bir hafta geçmeden aynı yerden uçağımız düşürüldü. Bu ana kadar Dış İlerimizden bir açıklama gelmemişti. Hatta Muhalefetten de gelmedi. Demek ki, kırmızıçizgilerimizin belirlenmesi ve deklare edilmesi de emperyalist güçlerin eline bırakılmıştır. Bu gibi durumlarda, dar parti menfaatleri ve çekişmeleri değil, birleşip milli politikaların uygulamaya geçirilmesi yolunda çabalar içinde olunmalıdır. Hükümete de bu yönde telkinler yapılmalıdır. Gerçi, ne kırmızıçizgimiz, ne politikamız, ne de inancımız kalmıştır. Yapılması gereken, Kendimize dönmek ve kendimize dönmeyi becere bilmektir. Milli Bekaanın muhafazası kendimizden geçmektedir. Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Dün okuduğum bir yazıda (ismi lazım değil) yazar arkadaşımız bu durumu (içe kapanmak, dünya ile ilişkiyi kesmek..) gibi (ulasılcılık) yakıştırması ile suçlamak istemiştir. Biz kendi aramızda bile maalesef bir fikir ve duygu birliği sağlayamamış bir havası veriyoruz. Kendine dönmenin neresi içe kapanmaktır? Bu suçlama neo-liberal ve dinciler tarafından yapıldığını biliyoruz. Konuştuğumuz kelimelerde bile, kavramlarda bile birlikteliği sağlayama mışız...

Sağlık olsun. Saygılar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...