22 Mart 2015 Pazar

Gündeme Dolanan, Küçük Oyunlar


Bu kadar devlet gücü, bu kadar medya gücü, bu kadar propaganda, bu kadar mecbur bırakma, bu kadar kayırma, muhalifleri bu kadar engellemelere karşılık, havuz medyasının okunma oranları, yerinde sayıyor.

Şu da bir gerçektir. Bu kadarlık okunma (satılma) sayısını da maalesef muhalefet kesimleri taraftarları sağlıyor. Ne de olsa gerçek okuyucular muhalif kesim içinde bulunuyor.

Geçenlerde bir araştırmada okumuştum. Hükumet yanlısı yayın yapan (yandaş denir) gazetelerin %70’i muhalif kişiler tarafından satın alınıyormuş.

Çıkın onları, geriye sıfır kalır. Ki, bu da hükumetin gücüdür.

Nerden geldik bu konuya?

Mustafa ÖNDER Hoca, isabetli bir öneri getiriyor. Havuz medyasını satın almayın, okumayın, seyretmeyin diyor. Ben katılıyorum bu öneriye, ben de tavsiye ediyorum.

NOT: yıllardan beri okumadığımı, seyretmediğimi belirtmeliyim.

****

haberiniz.com.tr de köşe yazıları yazan tarihçi Ali BADEMCİ yazılarını takip ediyor musunuz, okuyor musunuz?

Edemeyenler, kaçıranlar….

Çok şeyi kaçırmışlardır.

Önemle tavsiye…

****

MİT Müsteşarı’nın adaylığı konusu sorulunca, “fikrini Başbakan’a söylediğini ve onda gizli olduğunu” basın mensuplarına açıklamıştı.

Dikkat GİZLİ olduğunu açıklamıştı.

Tam bir gün sonra yurtdışına çıkışında soru tekrar edildiğinde ise:

“Fidan’ın adaylığına karşı” olduğunu yine basına açıkladı.

Demezler mi, bu ne perhiz diye. Başkan’da gizli olan bilgiyi ne diye açıklarsın?

Sonra da buna siyaset diyorlar. Hem de usta bir siyasetçinin siyaseti!

Biz söyleyelim:

Fidan’ın adaylığına sizler hiçbir şekilde karışamazsınız. ‘Üst-Akıl’ böyle istiyor. Siz uymak zorundasınız.

Oyunu görebiliyor musunuz?

****

Ne düşüneceğiz, nasıl düşüneceğiz?

Öncelikle, varmak istediğin yeri belirle.

İncelenmesi, araştırılması gereken yerleri bul.

Konuları alt alta sırala.

Kitaplar, ansiklopediler, ilim adamları, bilenler ve ustalardan notlar çıkart.

Düşünme egzersizlerini aralıksız sürdür.

Varacağın yeri ufukta görmeden, konu hakkında ne konuş, ne de yaz.

Dostlarla ara-sıra konuya uğrayabilirsiniz.

Bir de bakmışsınız, problem çözülmüş.

Artık, rahat bir uykuyu hak etmişsinizdir.

Sonra?

Yeniden çalışmaya… Uyudukça, yeniden uyumak ihtiyacı doğar.

Çalışmak, karşılıksız, sadece hizmet için olunca, yorulmak asla düşünülemez.

Dikkat!

Bugüne kadar yanlış öğrenilmiş bir kelime üzerinde durduk.

Ve gizledik.

Bul o kelimeyi!..

Haydi bakalım.

****

İsmail Şahin: “Seçim yaklaştı. Gelenek olduğu üzere gözler Milliyetçi oylarda”. Demiş.

Ne o, bir tutam otun peşinden giden koyun sürüsü mü milliyetçi oylar.

Gerçi, 13 yıldır geçen 8 seçimi hatırlıyoruz!.. hayal kırıklığı!.

****

Hasan Demir: “Karaman Hoca canımızı acıtıyor!”. Demiş.

Hala şuna Hoca diyorsunuz ya!

Eh ne diyeyim size bilemem…

****

Arslan Tekin: “Ölüm-kalım seçimi”!. Demiş.

Aman ölümden bahsetmeyin derim.

Ne de olsa karşı taraf ‘Huri’ vaat ediyor.

****

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nce düzenlenen “Geleceğin Öğretmeni” başlıklı sempozyum da Prof. Dr. Üstün Dökmen Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da bulunduğu salonda:

“Herkesin din dersi 5. İyi de bu kadar ahlaksız, hırsız nereden çıktı” demiş.

Atanamayan öğretmenler dertlerini Milli Eğitim Bakanı’na yanarlarken Bakan: “Merak etmeyin Albert Einstein’de (Ayniştayn) atanamamıştı” demiş.

İki cümleyi birbirine vurunuz, sonuç ve halimiz hakkında ayrıntılı bir yorum yazınız.

****

Ümit Özdağ Hoca net anlatmış kısa bir cümle ile:

“Güneydoğu Anadolu’yu PKK’ya bırakan Orta Doğu’yu şekillendirme peşinde”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...