14 aydır bir ‘Paralel Yapı’
lafı tutturdular, beynimizi düşünemez ettiler. Algılarımızı kapattılar, varsa
yoksa Paralel Yapı.
Peki, tamam. Var kabul
edelim.
Ne oldu?
MHP, CHP, HDP paralel yapı
iddialarının araştırılması için meclis araştırması önergesi verdiler mi?
Verdiler.
AKP oylarıyla reddedildi.
Niye, niye reddediyorsunuz?
Ne manası var bunun? Bir şeyleri mi örtüyorsunuz yoksa? Yoksa bu paralel yapı
dediğiniz heyulanın en başında siz mi varsınız? Neyin öğrenilmesinden korkuyorsunuz?
****
Siyaset meydanında kuvvetli
bel altı vuruşları ile rakip yıpratılma çabasında. İzleyebiliyor musunuz?
Galiba, havuz medyasının
tuttuğu taraf iyice zayıfladı. Çirkinlikler sergilemeye başladılar.
Yenileceğini anlayan
pehlivan ayağını kırarmış. Bunların ki de bu hesap. Kenndi ayaklarına kurşun
sıkıyorlar.
Bu arada:
Önceki Cumhurbaşkanı A.
Gül, mecliste görüşülmekte olan güvenlik paketinin yeniden gözden
geçirilmesinin gerektiğini, polise bu kadar yetki verilirse, dinleme
olaylarında olduğu gibi önünün alınamayacağını ve ayrıca: Başkanlık sistemine
karşı olduğunu, daha doğrusu Tayyip Beyin anlattığı sisteme karşı olduğunu
açıkladı.
Du bakali neler olacak!!!!
Ben Tayyip Bey’den, Eyyyy…
lafıyla başlayan bir açıklama bekliyorum.
****
Yeni Türkiye’nin demokrasi
tanımı anlaşılmıştır:
“Ahlasınız da, vahlasanız
da, isteseniz de, istemesiniz de bu kanun çıkacak!”
****
Daha önce yazmıştık:
Cumhurbaşkanı, Başbakan,
Bakanlar ve takipçileri yandaş kalemler,
Bizim IŞİD adıyla
bildiğimiz terör örgütüne DEAŞ diyorlar.
Neden?
Kafa koparan, kelle kesen
bu zalim örgütün en son işlediği cinayet ise: demir kafes içindeki bir tutsağı
diri diri yakmak oldu.
Suriye olayları nedeniyle,
Suriye’ye gönderilen silahların IŞİD militanlarının da eline geçtiği Türkiye’de
çokça tartışıldı ve tartışmaya da devam ediliyor. Yani gizli de olsa IŞİD’e
Türkiye’den bir destek var. Bu çoğunluğun inancı ve hatta Avrupa’dan da bu
yönde haberler çıkıyor medyada.
Şimdi niye DEAŞ dedikleri
anlaşılıyor mu?
Kimsenin bilmediği, masum
bir terör! Örgütü.
Hadi canım sende!...
****
5 Şubat tarihli gazetelere
intikal ettiğine göre:
Bebek Katili’nin talebi
doğrultusunda İç İşleri eski Bakanı İdris Naim Şahin görevden alınmış. Şahin,
ayrıca AKP grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın Öcalan ile 2012’de görüştüğünü
açıklamış.
Buraya yorum yazılmaz.
****
(gerçi biliyordum, laiklik
karşıtıydın, Atatürk düşmanıydın, şeriat devleti istiyordun filan ama…)
Yıllarca mücadele et,
yerinde küfür gırla gitsin, yolsuzlukları diline dola, tanıdıkların hep başka
siyasi taraf olsunlar… Sen,
Git.
AKP’den aday ol!..
Gülerler adama.
Hooppp, ağır ol derler.
İşin bozulsun, etrafın
çöksün, dostların ırasın, yalnız kal, sefalet içinde debelen.
Tek duam budur.
****
Avrupa Birliği Bakanı ve
Baş Müzakereci Volkan Bozkır:
“Şayet benim kızımın başına
böyle bir olay gelseydi ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim.
Bunun cezasına da katlanırdım”
CHP’li Mahmut Tanal:
“Cinsel saldırı suçlarının artırılmasını istedi.”
MHP’li Faruk Bal:
“Benim de kızım var, öyle bir ceza olması lazım ki benim kızıma böyle
bir vahşi fiili işlemeye kimse cesaret edemesin”.
Üç partili, üç ağızdan ÖzgeCan
yorumu. Kalite farkını görün. Adamlık farkını.
Aslında AKP’li bakan,
yıllarca Dışişlerinde yetişmiş, Büyükelçilkler yapmış aydın bir kişi olmalıydı,
öyle sanırdık. Düştüğü karanlık
kuyularda ne hale gelmiş. Bir de Bakan olacak! Bir de aydın olacak!
Ne diyelim, Allah
şaşırtmasın. Şaşırtmak istediği vakit herhalde ilk olarak AKP’ye gönderiyor.
Orada bir iyi allayıp pulluyorlar ve bir de bakmışsınız kapkaranlık iri olmuş
çıkmışsınız.
Neylersin!...
****
Bir sürü yüksek bürokrat,
istifa ederek AKP milletvekilliği adaylığına başvurmuşlar.
Nasıl denir?
Listelere girip
seçilebilenler en az 4 yıl rahat edecekler.
Çok hurmalar yediler, karın
ağrıları var…
Mesela, mesela DDY Genel
Müdürü Kahraman.
Nereye gidersen git
kurtulamayacaksın. Uğur Dündar 11 Şubat’ta yazdı. Akıl almaz şeyler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder