Bakıyorsun insana benziyor.
Sureti insan, boyu posu insan, eli, yüzü, ayakları insan… Bıyığı da, sakalı da
var. Tam insanoğlu. İnsan sanıyorsun.
Oldu ya, gece karanlığında,
bir tarlada yalnız gecelemek zorunda kaldın. Uzaklardan köpek havlamaları
geliyor, anlam veremediğin bazı sesler duyuyorsun, tedirginsin, doğrusu biraz
da korku sarıyor benliğini. Yatıp uykuya varıyorsun. Sabah olunca, yattığın
gibi kalkıyorsun. Korkularını kendin yaratmışsın. Belki de uzaklardan duyduğun
köpeklerin sesi değildi, sen öyle yorumladın. Sapasağlamsın.
İnsan sandığın o kişiyle
yakınlık kuruyorsun, güya gündüz gözüyle. Arkadaşlık yapıyorsun. Anlattığı dertlerine
çözüm bulmaya çalışıyorsun. Elinden geleni de yapıyorsun. Gücün, bilgin
oranında. Hatta sana iltifatlarda bulunuyor. ‘Bu devirde senin gibisi bulunmaz’
filan diyerek. Tevazua girerek, kurtuluyorsun. “Estağfurullah, görev addettik,
insanlık gereği…” filan.
Gece karanlığında bir böcek
bile ısırmamıştı. Hele uykuya vardıktan sonra deliksiz, rahatsız edilmeden
sabaha dek uyumuştunuz.
Bütün görüşmelerinizi
gündüz gözüyle, güneşin altında yaptığınız, her tarafıyla insana benzeyen o
kişiyle ise!
Evet, anlattıklarının
tamamı yalanmış.
Zamanımızı, paramızı,
gücümüzü, inancımızı vermiştik.
Maalesef gündüz gözü ile,
böceklere yakalandık. Ayakta, uyanıkken, yürürken, yemek yerken meğer etrafımız
böceklerle, ısırganlarla, haşerelerle çevriliymiş de görememişiz. Anlayamamışız.
İnsanlar gecelerden zarar
görmezler. Geceler her ne kadar korkulu zamanların tetikleyicisi ise de, gerçek zararlar ışık altında ve göz göre göre
olur. Bile bile olur. İsteyerek olur. Kandırılarak olur.
Gündüz içindeki haşereler,
geceleri karşılaşabileceğiniz haşerelerden daha tehlikelidir.
Çünkü siz onu insan
sanıyorsunuz ve tedbirsiz davranıyorsunuz.
Öyleyse,
Tedbiri bırakma, takdir
tahakkuk etsin. Diyelim ve bitirelim.
Yasemin Akbel Padmini:
YanıtlaSilVarsın boş çıksın, ama insanlara güvenmeye devam edelim.
SilAma İnsan değilmiş ki? İsterseniz insansılar diyelim. Tanıyabiliyor muyuz, anlayabiliyor muyuz?
Yasemin Akbel Padmini:
YanıtlaSilYunus un bir sözüdür. yaradanın yarattığı her şeyi, yaradana olan sevgisinden dolayı sevdiğini anlatır...hepiminiz ÖZ ü sevgidir.. ve İNSAN aşkına sahip olanın sevdiği ve yarattıklarını ona olan aşkı için sever. Ondan gelene, o na olan aşkı için katlanır. gerçek aşka ulaşmaktır bu."Kamil insan, iyi söz, iyi hareket, iyi ahlak ve iyi bilgide tam olandır. İnsan benliği çok boyutlu bir varlığa sahip, benliğin iki parçası nefs ve ruh.Nefsimiizn ve benliğin terbiyesi ! ve insan üzerinde İlâhî iradenin, kalbin ve vicdanın hâkimiyetini sağlamak değilmiidir ? Tasavvuf der ki, hakikati insanlara göre anlayamazsınız. Eğer insanları tanımak istiyorsanız ancak hakikatle tanıyabilirsiniz.inşALLAH bu boyuta geçerız ...sevgı ve ışık ile...
Eyvallah, itiraz kabul edilmez hükümlerdir yorumunuz.
SilLakin;
Yanan kızgın sobanın etrafında dolanan haşarı çoğuna vuran bir ebeveyn, ona düşmanlığından mı vurdu dersiniz?
Yoksa sevgisinden mi?
Yasemin Akbel Padmini :
YanıtlaSil:)) şiddete hayır !!!! ya sobanın kenarını bir şeyle çeviririsiniz yada çocukla daha çok ılgılenırsnız:) adı ustunde çocuk !!çocuklara daha çok ılgılenmek lazim:) eğer o çocuk elini yaktıysa sorumlusu ebeveyndır !! tedbırlı olmadığı için ... :)))
Rahman;
YanıtlaSilİyi mi, kötü mü, güzel mi, çirkin mi, çocuk mu, büyük mü…
Ayırmaz.
Rahmetini,
Kimi zaman döverek, kimi zaman severek gösterir.
Rahmaniyet’te;
Ayırım yoktur.
Yağmurun yağması gibi, güneşin parlatması gibi. Ayırımsız herkesin, bütün canlıların üstüne rahmeti ile gelir.
RAHİMİYET; farklıdır.
Farkı ise, dünyevi olan bizler içindir. Aslında O’da aynıdır.
Hû ile…
Yasemin Akbel Padmini :
SileyvALLAH hocam ...
Harun Mera:
YanıtlaSilİnsan suretinde, insan kılığında olup, Belhum adal özellikler taşıyanlar varken şu Dünya da , yazdıklarınızda haklısınız.
Ruhunu kaybetmiş et ve kemik torbası hükmünde olan yürüyen cesetlere karşı tedbiri elden bırakmak en büyük hatadır.