11 Mart 2013 Pazartesi

Neden PKK Gündemde ve Af Üzerine



Genel af konusunda bir soru sorulmuş, cevap veriyor: “Böyle bir şey yok, ben öteden beri ne diyorum. Genel af filan yok. Buna inanın. Hem, ben diyorum ki, bir canı alan katili ben nasıl affederim. Onu ancak şehidin ailesi affeder. Ben devlete karşı işlenen suçları ancak affedebilirim.” Tam kelime kelime olmasa da konuşma bu mealde.

Zannediyor ki, bu millet cahildir (aslında kendileri cahil bıraktılar, bilerek ve isteyerek),yapılanları yorumlayamaz, konuşulanları anlayamaz.

Af nedir?

Suç işleyen kişi üzerinde suça dair herhangi bir işlem yapmamak, yaptırım ve/ya ceza uygulamamaktır.

Devlet ne iş yapar? Suç işleyen kişiyi bulur, yargılar ve verilen cezayı infaz eder, bu işlere ait düzeni kurar, sistemi çalıştırır. Yakalama, yargılama ve infaz işlerini, polis, jandarma, ordu, istihbarat elemanları, Savcı-Hakim, adliye teşkilatı.. Gibi araçlarla yapar.

Ne dediler? “Silahları bırakın, toprağa gömün, elinizi kolunuzu sallayarak, Türkiye’den çıkın. Gerekirse biz size yardım edelim.”

Usta, bu cümleyi bana tercüme eder misiniz?

Siz her ne kadar 45 Bin kişinin hayatından sorumlusu iseniz de, Türkiye’yi terk ederseniz, size karşı çıkartılan yakalama ve yargılama kararlarını uygulamayacağım. Gidebilirsiniz. Yani, bu işlem, bu karar sizi af ediyorum demektir.

Af buyur? Anlamadım.

Ee.. Serbestsin demek af ediyorum demek değil midir? Ben de onu söylüyorum işte. Affediyorum.

Hani, “benim buna yetkim yok” demişti?

Canım orada öyle söyler, burada böyle uygular, nasılsa bizler anlamayız. Ne de olsa cahil bırakılmış nesilleriz.

Bir de şu “devlete karşı işlenen suçları affedebiliriz” lafı var, o nasıl bir şey usta? Devlete karşı işlenen suçların muhatabı millet, halk, insanlar değil mi? Yani, mesela devlet kasasından 100 Lira çalan bir kişiyi affedebilir manası var, peki bu para millete ait değil mi, ee.. Nasıl oluyor bu? Nasıl af ediyor bu suçluyu? Öldüreni ben affedemem, diyor, ama malını çalan hırsızı affedebiliyor?

Kafa karışıklığı her yanımızı sarmış durumda. Dini verileri uygulamaya geçirmek istediğini anlıyoruz, ancak söyledikleri din değil. Onun zanlarında yaratılmış ve geliştirilmiş, din zannettiği yalan, yanlış, hatalı, anlamsız kurallar. Devlet malı milletin malıdır. Madem, ölümlü suçlarda kendinde af yetkisi bulmuyorsun, milletin malına karşı işlenen suçlarda da af yetkisini millete bırakmalısın. Senin mantığının sonucu buraya çıkar.

Yine de biz “af çıkarılmayacağına” dair sözünü not edelim.

PKK sorunu ile zihinlerimizi bağladılar. Başka bir şey düşünemez olduk. Sohbetlerimizin, konuşmalarımızın, konferanslarımızın, yazılarımızın… Konusu hep PKK. Muhalefet partilerinin de gündemleri hep bu. Binlerce sorunun içinden seçilip, öne sürülen bu sorun hakkında konuşmaktan, diğerlerine fırsat bulamıyorlar. Bu itibarla, iktidar yetkilileri, muhalefetin zayıf olduğunu açıktan açığa söylemektedirler. İktidarın tespit ettiği gündemin peşinden koşmak ve laf yetiştirmek, muhalefet partilerine güç kaybı yaşatmaktadır. Kamuoyu, iktidarın “Kürt sorunu, Kürt açılımı, kardeşlik açılımı, süreç, barış, çözüm, demokrasi…” laflarını öylesine büyüsüne kapılmış ki, muhalefetin bu konularda söylediklerinin hiçbir tesiri yok. İktidardan başkalarının bu konularda laf edemeyeceğini düşünüyorlar. Çünkü erk koltuklarında oturanların sahip oldukları medya gücü ile böyle olduğuna inandırılmışlar. Ağzı ile kuş tutsa muhalefet, hiçbir işe yaramaz.

“Çözümünüz nedir”? Diye soruyorlar. Bu yanlış bir sorudur. Suçlayıcı bir söylemdir. Çözüm, devlet gücünü kullananlar tarafından gündeme taşınır, destek verileceği kadar muhalefet tarafından desteklenir, yanlış yerler eleştirilir. Nitekim muhalefetin yaptığı da budur. Çözüm dedikleri zaman, MİT elemanlarına, orduya, polise, bakanlıklara, talimat verecek konumda bulunmak lazım gelir. Bunun dışında ortaya sürülecek teoriler lafta kalır. Bunu bilen iktidar yetkilileri köşeye sıkıştırmanın bir yolu olarak “çözümünüz nedir” sorusunu yöneltiyorlar. Bu tuzağa düşmemek gerekir.

Asıl olan; Durmaksızın gündeme getirilen ve tartıştırılan PKK hakkında fikir üretmemek, bu konuda iktidarın eleştirilmesini kâfi görmektir.  Bazı çevrelerin, istediklerini yaptırabilmeleri için bir öcü olarak PKK’yı gündemde tutmak istemektedirler. Her taleplerinin gündeme getirilişinde PKK önümüze sürülmektedir ve hatta şehirlerde çocuk yaştakiler bile kargaşa çıkarmak için kullanılmaktadır. Yok, İmralı ziyaretiymiş, yok tutanakların sızdırılmasıymış… Gibi eylemlerle millete korku salmak istemektedirler.

Bu oyuna gelinmemelidir ve yapılması gereken;

PKK’yı gündemden uzak tutmaktır.

1 yorum:

  1. Tuncay Altunezen :

    Hocam, bahsettiğiniz şekilde bir hükümet, basın vs. olsa zaten bu durumda olmazdık. Maalesef, millet vasfımızda kalmadı. Dediğinizi yapacak kimse yok.
    Maksatları zaten, PKK/Kürtt, Kürt hakları diye diye yıldırıp "ne olursa olsun" noktasına bizi sürüklemekti, başardılar.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...