2 Mart 2013 Cumartesi

Kürtler ve Biz



Geçenlerde sosyal medyada bir dostumuz, akademik ehemmiyette bir analiz hazırlayıp sunmuştu. Türklerin Anadolu’ya gelişi, vatan edilişi, Batı’ya doğru seferler… yorumlar yapıldı, eleştiriler oldu, beğeniler bildirildi. Yararlandık doğrusu.

Aşağıdaki metinle katıldık bizde. Böylesi tartışmaların açılması, yorumların yapılması, sorunlar üzerinde insanımızın hassasiyetle durması gelecek adına umutlarımızı artırdı.

Anlaşılan odur ki, Türk düşmanı, Batılı, Haçlı, Küresel güçler! Türk’ün (islam’ın) artık, kendilerini rahatsız etmesini istememek üzere saldırıya geçmişlerdir. Bunun belli şartları ve olmazsa olmazları vardır. Güçten düşürme, problemler içinde kıvrandırma, kendi halinde düşündürtmeme… Gibi.

Çok cepheli bir savaştır bu durum.

Malumlarıdır ki, savaşta cephe ne kadar çoğalırsa, güç bölünmesi nedeniyle ordu da zafiyet baş gösterir.

Bu itibarla; PKK, başörtüsü, eğitim çıkmazı, üniversiteler, grevler, boykotlar, öğrenci savaşları, ekonomik krizler, hırsızların yetkilendirilmesi… Cephelerinde birden savaşlar başlatıldı. Medya, en büyük savunucularıyla dolduruldu. Onların fikirlerine biat etmeyenler zayıflatıldı. Hiçbir medya ortamında söz alamaz oldular. Dolayısıyla sesleri kısıldı. Öyle bir zaman geldi ki, birbirlerine düştüler (yine kışkırtma ile, fitne ile). Kendi aralarında bölünmeler başladı. Düşmanlıkları had safhaya geldi… bunların tamamı küresel güçlerin planlı programlı çalışmaları sayesinde oldu.

Bizler (onlara karşı duranlar) kedi aralarındaki sürtüşmeleri devam ettirirken, onlar gemi azıya alan at gibi tüm cepheleri talan ettiler. İnandığımız, bildiğimiz kutsallarımıza el uzattılar. Büyük ruhlu devlet adamlarımızı itibarsızlaştırmak ve milletin gözünden düşürmek için ellerinden geleni yaptılar. Nihayet başardılar diyebiliriz.

Ufak-tefek kalkışma sorunları yaşamış olsak da, kendi içinde hallettiğimiz ve bin yıldır neredeyse sorunsuz olarak yaşadığımız Kürtlerle aramızı bozma girişimleri, yine Batı’nın çalışmaları sonucunda en ileri tehlikeli bir boyuta taşınmış oldu. 12 Eylül ihtilali akabinde özellikle Kürtçe üzerinde getirilen yıkıcı yasaklamalar (ki, bunların hiç birisi bizler tarafından kabulü mümkün değildir), bir yandan da taşeron terör örgütü PKK tarafından talan edilen, yağmalanan, kurşunlanan Kürt köyleri, bebekleri aslında büyük krizin ayak sesleri olmalıydı. Derin uykusundan uyanamayan Türkiye Cumhuriyetinin yöneticileri, başından itibaren yanlış ve etkisiz politikalarla güya PKK’ya karşı savaştılar. Gerçi, 2002 yılının sonunda neredeyse sıfıra vurmuş olan terör hareketleri aslında uykuya yatırılmış ve zamanın gelmesini kollayan bir gözlem içindeydiler(mişler). Fırsatını bulunca da hız kesmeden kırmaya, vurmaya devam ettiler.

Millet; bıkkınlık getirdi. Bazı durumlarda korku, bazı durumlarda nefret, bin yıllık kardeşlik türkülerini unutturdu. Öyle bir hale getirildik ki, -olsun da ne olursa olsun- demeye başladı. Küresel güçler kazandı diyebiliriz bu aşamada.


Uyanık olmalıyız.

Kürt bizim düşmanımız değildir.

PKK, küresel güçler hesabına çalışan (çatışan) eli kanlı terör örgütüdür.

Bizim savaşımız; Kürtlerle değil;

Bizim savaşımız;

Avrupa, ABD, Rusya… ve benzeri küresel güç sahibi ülkeler ve onların eli kanlı ajanları iledir.

Doğruyu bilen ve başarıyı sağlayan ancak Allah’tır.

4 yorum:

  1. Bu yazida tespit edilen sorunlar ve kimin dusman kimin dost oldugu konusunda tamamen katiliyorum

    YanıtlaSil
  2. Abdurrahman Biçer :

    Batının Türk'e düşmanlığı Atilla ile başlar...

    O; Roma'nın kapısında diz çöken Papa'ya:

    "Sizler aklınızı yitirmişsiniz. Hiç Tanrı'nın oğlu olur mu?"

    Atill'nın bu sözleri; Batının Türk'e düşmanlığının başlangıcıdır...

    Ayrıca Batı çok iyi biliyor ki; İnsanlık Tarihi Türk ile başlamaktadır. Bunu kendi kültür köklerinden biliyorlar...

    Yeryüzünde Türkler bir etken güç olarak durdukça; Batı ve özellikle ABD gerçek küresel güç olamayacaktır. Dolayısıyla Trakya ve Anadolu Coğrafyasından Türkler mutlak çıkartılmalıdır...

    Son 300 yıldır bunun için çalışılmaktadır ve Batı bu konuda gerçekten de büyük bir mesafe katetmiş durumdadır...

    Elbette bizim Kürtler ile bir sorunumuz yoktur. Tüm Dünya Coğrafyasına bir Demografik Perspektif olarak bakarsanız Türk'ün yaşamadığı herhangi bir bölgede Kürt'e rastlamanız mümkün değildir...

    Siyasal Kürtçü hareket; Fransa destekli bir Rus girişimi olarak başlatılarak 300 yıldan beri Ülkemizde sahnelenen bir Traji-Komik Tiyatrodan başka bir şey değildir...

    Kürtler; Batı tarafından seçilmiş kurbanlık bir sürüden başka bir şey değildir. Bu durumun doğruluğunu yakın bir gelecekte hep birlikte göreceğiz...

    Baksanıza İmralı'da ki LAĞIM FARESİNİN sözlerine:

    "...Aksi halde 50 bin kişilik bir halk savaşı başlatırım..."

    YanıtlaSil
  3. Nidai Seven :

    Yüreğinize ve Emeğinize sağlık.kürtlerin temsilcisi PKK ,BDP, AKP değildir, onlar KÜRTLERİ sorun hale getirenlerdir.

    YanıtlaSil
  4. Kamil Sicak :

    Aslinda her sey cok acik ve net bu yazida en guzel ve en kisa yoldan hersey anlatilmis

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...