11 Ocak 2014 Cumartesi

Ümmet, İslamcılık ve Günümüz Tartışmaları-VI

“Kur’an, sekülarite (dünyevileşme) anlamında laikliği istediği gibi, laisite anlamında laikliği de istemektedir. Laisite anlamında laiklik, toplumun Allah’a vekâleten yönetilmesine izin verilmemesini ifade eder. Toplumu yönetenler Allah’ın değil, onlara oy verenlerin vekili olacaklardır. Onlara vekâlet verenler, onları görevden uzaklaştırmak istediklerinde vekâleti geri alabileceklerdir. Oysaki Allah’a vekâleten yönetenlerin görevlerine son verilemez. Siyaset ve saltanat dincileri bunu bildikleri için, yöntemin ‘Allah’a vekâleten’ olmamasını esas alan laikliği bir numaralı düşman ilan etmekteler.” (Yaşar Nuri Öztürk, 21 Mayıs 2013, Yurt Gazetesi)

Yaşar Hoca, beyinlerinin içine girmiştir, kanlarına kadar, düşüncelerine kadar, rüyalarına kadar bile onları bilir. Bu kadar berrak bir anlatım nasıl yapılabilir sonra. Kendilerine verilen oyların, Allah’a verilmiş oylar olduğunu, bu nedenle kendilerinin iktidardan düşürülemeyeceklerini düşünmektedirler ve bu nedenle de akıllarına gelen işler her ne ise, tıpkı Allah’ın yaptıklarının sorgulanamayacağını düşünerek, kendilerini de layüsel kabul etmektedirler. Bütün yaptıklarını dikkatle izlerseniz bu tavırların izlerini rahatlıkla görürsünüz.

“Anadolu, şirk hastalıklarının kahrı altında yanıp kavruluyor. Yarı ilah veya kamufle edilmiş sahte peygamber durumunda bir yığın ‘yol vurucu maskeli müşrik’ ortalığı sarmıştır. Bunların içinde Allahlığını, peygamberliğini açıkça ilan edenler bile vardır.” (Y.N.Öztürk, 20 Eylül 2012 Yurt)

İnsanımızın şirke yuvarlanışını, okumuşlar, profesörlük makamına bile kadar gelmişlerin derin çalışmalarında bulabiliriz. İslam, din, peygamber adına yalan-yanlış, eksik verilen bilgiler düşünme yetisi elinden alınmış halkımız tarafından kabul edilmektedir. Eksiği ile kabul edilerek yapılan taatler, ibadetler de insanları şirke sürüklemektedir. İlime, irfana aykırı ne kadar hikâyeler anlatılmaktadır, yazılmaktadır. Yanlış bilgi bombardımanına karşı savunmasız ve bilgisiz halk kitleleri, imanını, vatanını satacak duruma getirilmektedir. Ve İslamcı (selefici, dinci) gelenek, bütün zamanlarda olduğu gibi, zamanımızda da dörtnal at sürmektedir. Üstelik tarihte hiç bu kadar da güçlü olmamışlardı.

Hayrettin Karaman’a cevap mahiyetinde olsa gerek, Yaşar Hoca: “Cehaletleri yüzünden, halkın kafasını sürekli karıştıran bazı laik aydınlar dillerine şunu da pelesenk etmişlerdir. ‘Atatürk bizi ümmet olmaktan çıkarıp millet yaptı’. Dinci propagandistlerse, aynı cehalet madalyonunun öteki yüzünü okuyup durmaktalar: ‘Atatürk bizi ümmetten koparıp millet yaparak İslam’dan uzaklaştırdı’. Bu iddiaların ikisi de bilgisizlik, tutarsızlık ve zavallılık ifade ediyor. Anlaşılan o ki, ‘ÜMMET’ sözünü dillerine dolayanlar, ne ümmet kavramını biliyor ne de Atatürk’ün yaptığını” (5 Kasım 2013 Yurt, Y.N.Öztürk)

Makaleyi okumaya devam edelim: “Bir defa; Atatürk’ün yaptığı iş, İslam açısından bir ümmetçiliktir. ‘Atatürk milliyetçiliği’nin bizatihi kendisi ümmetçiliktir. Çünkü, Atatürk’ün milleti, değişik kavmiyetten Müslümanların vücut verdiği bir millettir, yani filolojik açıdan bir ümmettir. Ümmetçilik; İslam’ın evrensel yüzünün, ırklar, kavimler üstü mesajının ifadesidir. Atatürkçülüğün de bir ümmetçilik yanı vardır. Çünkü onun da bir evrensel-hümanist yanı vardır. Atatürk, vücut verdiği millet ve milliyetle, İslam’ın Arap-Emevi ideolojisi olmaktan çıkartılıp, evrensel bir insanlık dini olmasına katkı vermiştir.”

Bu ifadeleri üzerine eminim ki Yaşar Hoca’nın küfrüne, zındıklığına karar verilmiştir. İslamcı (dinci)kafanın tekfir heyeti daima iş başındadır çünkü. Oturup çalışmak, kafa yorup anlamaya çalışmak yerine, kâfirliğini söyle gitsin, böylece halk daha kolay anlar hesabı.

Yaşar Nuri Öztürk Hoca’nın makalesinin başlığı da, Hayrettin Karaman Hocanın makalesinin başlığı gibiydi. Adeta başlıklar çatışıyordu. Karaman Hoca şöyle yazmıştı tekrar edelim: “Ümmetten ulusa geçtik ne kazandık”:

Buna karşılık Yaşar Hoca’nın makalesinin başlığı şöyle:

“Ümmet kavramını yanlış biliyorsunuz”.
 (Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...