Daima karmaşık, har zaman
çapraşık soruların en başında gelir çıkış yolu. Bu soru, hem muazzam ufukların
göründüğü kişi açısından, hem de önünde hiçbir şey göremeyen kişi açısından
doğru bir sorudur. Yolun görünen ve veya görünemeyen ilerileri için gözün görüş
açısı, bakanın bakış kesinliği ile ilgilidir. Önce çıkış mı düşünülmelidir, yol
mu? Çözülmesi gereken soru belki de budur. Badireden çıkış önemli ise de,
çıkışa giden yol daha önemli değil mi?
Yol önemliyse, yolcuyu ne
yapacağız? Yolcunun, ayığı var, sarhoşu var, delisi var, akıllısı var… Hangisi?
Nitekim yola çıkanın, çıkış
yolunu daha kolay ve çabucak bulacağı sonucuna varmak mümkündür.
Heeyy… özgürlük diyenler!..
Özgürlüğün, ilk iki harfi
olan ÖZ’den haberli misiniz?
Öz’ü bilmeyen,
anlayamayanlar bahsetmesin ‘özgürlük’ten.
Öz’üne dost olamayan
bahsetmesin özgürlükten.
Özgür insan (Veli)
özündeki
öz ile âlemlerin Rabbi ile bir olup, özüne güvenerek, bütün güzel isimlerin
açıklandığı, açığa çıktığı, göründüğü, evrensel bir izahın özetidir. Özüne
güvenen, aynı zamanda güvenilen, eminlik makamındaki zattır o. Özüne vakıf olamayan
bahsetmesin özgürlükten.
İşte, çıkış yolunda
arayacağımız bir garip yolcudur rehberimiz. Yola çıkmak, çıkışı bulmak ancak
Öz’ünü bilen, Öz’üne dost, Öz’gürlerle olabilir ancak.
Öz’gürlüğün belirtisi
sessizlikte gizlidir. Olaylara vukufiyet, sessizce seyir halinde ve belki
tebessüm ederek. Bunun aksi kibir ve iblislik. Hakk’a diretme, inat etme.
Kendini onun yerine koyarak, firavunluğunu ilan etmek. Etrafımız bu tiplerle
dolu. Bize kalan onlara kanmamak, aldanmamak.
Öz’den ayrılmamaya
çalışmak.
Öz’gürlük için,
Unutulmaması gerekeni
tekrar edelim:
Öz’ünü bilmeyenler,
Özgürlükten bahsetmesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder