"Niteliksiz insanlarla birlikte yaşamak zorunda olmak,
gerçekten cehennemde yaşamaktır."
(Ömer Hayyam)
Mesajı, Mehmet Sağ Hoca
sosyal medya sayfalarında yazdı, biz de ödünç alarak yazı girişine
yerleştirdik, eksik olmasınlar.
Türk’ün vasıflarına
bakmalıyız öncelikle.
Yalan söylemez;
Doğruyu olduğu gibi, korkusuzca söylemek bazı belaları da beraberinde getirir.
Hinoğlu hinler O’ndan aldığı doğruları eğip bükerek aleyhinde kullanmaya
başlarlar.
Misafirperverdir;
Kapısı açıktır. Kimseye git, gelme diyemez. Dost olarak kapısını açtığı
kişilerin aleyhinde faaliyet gösterdiklerini de düşünemez.
Yardımseverdir;
Muhtaç olanı bilirse, yemez yedirir, giymez giydirir. Elinde-avucunda olanın
hesabını yapmadan (hatta geri geleceğini bile düşünmeden) gerekli yardımları
yapar. İhanete meyyal yaradılışlı kişiler bu halini bildiklerinden kullanırlar.
Dindardır;
Dini ve maneviyatı çağrıştıran kelimelerle, kavramlara söylenilen her şeye
inanır. Saftır. Safiyetinden dolayı inanmaya meyillidir. Bu hususiyetini bilen
kötü yaradılışlı kişiler, hassas olduğu kelimelerle ve kavramlarla avlarlar.
Gelişmelere açıktır;
Hiçbir millet yoktur ki, Türk kadar ilerlemeye, gelişmeye açık olsun.
Korkusuzca yabancı diye nitelendirilebilecek insanlardan adetlerini,
kelimelerini, tavırlarını alır ve kullanır. Hiçbir beis görmez. Kendini
kısıtlamaz. Böyle olunca da, sahip olduğu güzel hususiyetler üzerinde yapılan
yıkıcı faaliyetlere de açıktır, hiç farkına varmadan başkalarının resmine
bürünür. Artık iş işten geçmiştir. Dilini unutan pek çok Türk boyu-aşireti
mevcuttur. (Türklerin asimilasyon politikası izlediklerini utanmadan söyleyenlerin
kulakları çınlasın.)
Elbette ki, millet homojen
bir yapı göstermez. Eğitim, çevre ve sair sebeplerle hassalar kaybedilebilir ve
bu tabiidir. Böylelikle yabancı, düşman kuvvetlerce, aslında yine bu güzel
hususiyetleri kullanılarak kandırılırlar. Ve artık, kandırılmadan sonra
düşmanın esiri haline gelirler (mankurtlaşma).
İhanet oyunu başlamıştır. Ki, günümüzde kandırmak için pek çok tatlı
alternatifler geliştirilmiştir. Para-pul, şan-şöhret, makam-mevki… Her birisi
torlara konulmuş avcı yemidir.
Devşirilme faslından sonra
ki, o kişiler artık efendilerinin dikte ettikleri kelime ve kavramları
istedikleri renklere boyayarak insanların beynine zerk etmeye başlarlar. Güçlü
sermaye sahipliliği güçlü medya oranlarını da getirdiğinden bütün propaganda araçlarının
kapısı onlara açıktır. Görev bölümlerine göre, kimisi kavram kargaşası
yaratmak, kimisi inançları bozarak başka inançların öğretilerini yaymak, kimisi
devlet ile milletin arasında uçurumlar açmak gibi çok çeşitli ve aklın hayalin
ermeyeceği alanlarda faaliyet gösterirler.
“Kelimelerin, anlamların daralması da genişlemesi de toplumların zihin
daralması ve genişlemesine paralel olarak gidiyor”
(Metin Boşnak) Toplum zihnini kendi istedikleri gibi şekillendirip, zehirlerini
efendilerinin istediği miktar ve dozda kusarak milleti birbirine düşman etmeyi
bile başarabilecek kuvvete erişirler. Öyle bir hale gelirler ki, “kibirli, muhafazakâr liberal, takiyeci,
riyakâr, Vehhabi Suud parasıyla gerdeğe girip Irak’taki Conilere dua edecek,
BOP eşbaşkanlığı ile övünebilecek kadar İslâmı dönüştüren bir zihniyetin kademe
kademe ülkeyi soktuğu bir çıkmazın içindeyiz” (Mustafa
Önder) tespitini yapanları bile faşistlikle suçlayabilirler. Çok çeşitli
tipleri vardır. Kullandıkları ise, “yılgın
kitlelerin sürüklendiği ahlaki çürümedir.”
(Ahmet Ünal). Çürüme o dereceye varmıştır ki, milletvekilleri kendi aralarında
konuşurlarken; “açılım
sürecinde neler olup bittiğini bir tek ABD Dışişleri Bakanı Kerry bilir, biz
bilmeyiz” (Ahmet Takan), derler ve fakat tedbir
almayı düşünemezler. Tecrübeli siyasetçi Deniz Baykal, “siyasette yola çıktığı insanlara yönelik
kafasında hep yüzde 10 ihanet kotası olduğunu söyledi”
(16 Nisan 13 Hürriyet)Bakar mısınız şu duruma, Baykal’a göre yüzde onluk ihanet
kotası, ülkemiz nüfusuna göre aşağı yukarı 8 milyon insan demektir. Ne hallere
gelmişiz!
Propaganda aletleri çok
kuvvetli, fakat bizi bu kuvvetli propaganda ile sindirdiklerini sanırlar,
zavallılar.
Hainin genel özelliği;
korkaktırlar, geceleri rahat uyuyamazlar, gündüzleri koruma ordusu ile
gezerler, açık havada duramazlar, gece karanlığı onlar için dehlizlerde geçen
ömürdür, ormanlardan hoşlanmazlar, uzun yollar yılan gibi gelir gözlerine,
üçgenlerden ve sivri metalardan uzak dururlar, çünkü silahı (palayı)
hatırlatır, arkadaşlarına güvenmez, misafir kabul etmez, hayatının her anı
ihtiyat içindedirler, çok kolay yalan söylerler, iftira atmakta üstlerine
yoktur, yüzleri hiç kızarmaz çünkü yıllardır talim etmişlerdir. Yardım
ettiklerini söylerler, bu sadece ikballerini sağlamak içindir. Cuma namazlarına
alayı vala ile kameralar eşliğinde giderler. Tek dertleri geleceklerini
sağlamlaştırmaktır. Koltuklarda bir gün daha fazla oturmaktır.
“Türkler yaradılıştan iyidirler. Bu hallerini iklimin tesirine bağlamak
doğru olmaz. Çünkü Rumlar da aynı memlekette dünyaya geldikleri halde mizaç
itibariyle Türklerden o kadar farklıdırlar ki, atalarının ancak fena huylarına,
yâni hilekârlıklarına, hainliklerine ve gururuna vâris olmuşlardır.”
(Du Lois, 1654: Erol Güngör, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik’ten)
“Hakiki vatanseverlerin çok cesur olmaları şarttır. Yapılması gereken
hareketi, icap ettiği an yapabilmelidirler. Beklemek veya gecikmek daima
hainlere yaramıştır”. (Necmettin Hacıeminoğlu,Töre, sayı 17,
1972)
Hainler nasıl başarılı
olmaktalar?
Olmaktalar, zira vatanını
sevdiğini, milletine ihanet içinde olmadığını söyleyebilenler sinmiş bir halde
bulunurlar. O vakit hainlere gün doğar. TVler onlarındır, gazete köşeleri
onlarındır, radyolar, internet siteleri onlarındır.
Ne yapmalı?
Korkuyu atmalı. Neden
korkuyorsun? Sana korkuyu veren nedir? Ben söyleyeyim. Sen kendini bilmiyorsun.
Sen kendini vatansever, ülkü sahibi sanırsın lakin değilsin.
TC Tuncay Altunezen .
YanıtlaSil“kibirli, muhafazakâr liberal, takiyeci, riyakâr, Vehhabi Suud parasıyla gerdeğe girip Irak’taki Conilere dua edecek, BOP eşbaşkanlığı ile övünebilecek kadar İslâmı dönüştüren bir zihniyetin kademe kademe ülkeyi soktuğu bir çıkmazın içindeyiz”
(Mustafa Önder)
Türkmen Şah .
YanıtlaSilHainleşmenin karşıtı kendi öz kültürümüzdür..Türklük anlayıştan uzaklaşma bizlerde hainin çoğalmasına vesile olmuştur.