3 Mayıs 2013 Cuma

Hainimiz Neden Boldur?


                                                         "Niteliksiz insanlarla birlikte yaşamak zorunda olmak,
                                                           gerçekten cehennemde yaşamaktır."
                                                                                           (Ömer Hayyam)

Mesajı, Mehmet Sağ Hoca sosyal medya sayfalarında yazdı, biz de ödünç alarak yazı girişine yerleştirdik, eksik olmasınlar.

Türk’ün vasıflarına bakmalıyız öncelikle.

Yalan söylemez; Doğruyu olduğu gibi, korkusuzca söylemek bazı belaları da beraberinde getirir. Hinoğlu hinler O’ndan aldığı doğruları eğip bükerek aleyhinde kullanmaya başlarlar.

Misafirperverdir; Kapısı açıktır. Kimseye git, gelme diyemez. Dost olarak kapısını açtığı kişilerin aleyhinde faaliyet gösterdiklerini de düşünemez.

Yardımseverdir; Muhtaç olanı bilirse, yemez yedirir, giymez giydirir. Elinde-avucunda olanın hesabını yapmadan (hatta geri geleceğini bile düşünmeden) gerekli yardımları yapar. İhanete meyyal yaradılışlı kişiler bu halini bildiklerinden kullanırlar.

Dindardır; Dini ve maneviyatı çağrıştıran kelimelerle, kavramlara söylenilen her şeye inanır. Saftır. Safiyetinden dolayı inanmaya meyillidir. Bu hususiyetini bilen kötü yaradılışlı kişiler, hassas olduğu kelimelerle ve kavramlarla avlarlar.

Gelişmelere açıktır; Hiçbir millet yoktur ki, Türk kadar ilerlemeye, gelişmeye açık olsun. Korkusuzca yabancı diye nitelendirilebilecek insanlardan adetlerini, kelimelerini, tavırlarını alır ve kullanır. Hiçbir beis görmez. Kendini kısıtlamaz. Böyle olunca da, sahip olduğu güzel hususiyetler üzerinde yapılan yıkıcı faaliyetlere de açıktır, hiç farkına varmadan başkalarının resmine bürünür. Artık iş işten geçmiştir. Dilini unutan pek çok Türk boyu-aşireti mevcuttur. (Türklerin asimilasyon politikası izlediklerini utanmadan söyleyenlerin kulakları çınlasın.)

Elbette ki, millet homojen bir yapı göstermez. Eğitim, çevre ve sair sebeplerle hassalar kaybedilebilir ve bu tabiidir. Böylelikle yabancı, düşman kuvvetlerce, aslında yine bu güzel hususiyetleri kullanılarak kandırılırlar. Ve artık, kandırılmadan sonra düşmanın esiri haline gelirler (mankurtlaşma). İhanet oyunu başlamıştır. Ki, günümüzde kandırmak için pek çok tatlı alternatifler geliştirilmiştir. Para-pul, şan-şöhret, makam-mevki… Her birisi torlara konulmuş avcı yemidir.

Devşirilme faslından sonra ki, o kişiler artık efendilerinin dikte ettikleri kelime ve kavramları istedikleri renklere boyayarak insanların beynine zerk etmeye başlarlar. Güçlü sermaye sahipliliği güçlü medya oranlarını da getirdiğinden bütün propaganda araçlarının kapısı onlara açıktır. Görev bölümlerine göre, kimisi kavram kargaşası yaratmak, kimisi inançları bozarak başka inançların öğretilerini yaymak, kimisi devlet ile milletin arasında uçurumlar açmak gibi çok çeşitli ve aklın hayalin ermeyeceği alanlarda faaliyet gösterirler.

“Kelimelerin, anlamların daralması da genişlemesi de toplumların zihin daralması ve genişlemesine paralel olarak gidiyor” (Metin Boşnak) Toplum zihnini kendi istedikleri gibi şekillendirip, zehirlerini efendilerinin istediği miktar ve dozda kusarak milleti birbirine düşman etmeyi bile başarabilecek kuvvete erişirler. Öyle bir hale gelirler ki, “kibirli, muhafazakâr liberal, takiyeci, riyakâr, Vehhabi Suud parasıyla gerdeğe girip Irak’taki Conilere dua edecek, BOP eşbaşkanlığı ile övünebilecek kadar İslâmı dönüştüren bir zihniyetin kademe kademe ülkeyi soktuğu bir çıkmazın içindeyiz” (Mustafa Önder) tespitini yapanları bile faşistlikle suçlayabilirler. Çok çeşitli tipleri vardır. Kullandıkları ise, “yılgın kitlelerin sürüklendiği ahlaki çürümedir.” (Ahmet Ünal). Çürüme o dereceye varmıştır ki, milletvekilleri kendi aralarında konuşurlarken; “açılım sürecinde neler olup bittiğini bir tek ABD Dışişleri Bakanı Kerry bilir, biz bilmeyiz” (Ahmet Takan), derler ve fakat tedbir almayı düşünemezler. Tecrübeli siyasetçi Deniz Baykal, “siyasette yola çıktığı insanlara yönelik kafasında hep yüzde 10 ihanet kotası olduğunu söyledi” (16 Nisan 13 Hürriyet)Bakar mısınız şu duruma, Baykal’a göre yüzde onluk ihanet kotası, ülkemiz nüfusuna göre aşağı yukarı 8 milyon insan demektir. Ne hallere gelmişiz!

Propaganda aletleri çok kuvvetli, fakat bizi bu kuvvetli propaganda ile sindirdiklerini sanırlar, zavallılar.

Hainin genel özelliği; korkaktırlar, geceleri rahat uyuyamazlar, gündüzleri koruma ordusu ile gezerler, açık havada duramazlar, gece karanlığı onlar için dehlizlerde geçen ömürdür, ormanlardan hoşlanmazlar, uzun yollar yılan gibi gelir gözlerine, üçgenlerden ve sivri metalardan uzak dururlar, çünkü silahı (palayı) hatırlatır, arkadaşlarına güvenmez, misafir kabul etmez, hayatının her anı ihtiyat içindedirler, çok kolay yalan söylerler, iftira atmakta üstlerine yoktur, yüzleri hiç kızarmaz çünkü yıllardır talim etmişlerdir. Yardım ettiklerini söylerler, bu sadece ikballerini sağlamak içindir. Cuma namazlarına alayı vala ile kameralar eşliğinde giderler. Tek dertleri geleceklerini sağlamlaştırmaktır. Koltuklarda bir gün daha fazla oturmaktır.

“Türkler yaradılıştan iyidirler. Bu hallerini iklimin tesirine bağlamak doğru olmaz. Çünkü Rumlar da aynı memlekette dünyaya geldikleri halde mizaç itibariyle Türklerden o kadar farklıdırlar ki, atalarının ancak fena huylarına, yâni hilekârlıklarına, hainliklerine ve gururuna vâris olmuşlardır.” (Du Lois, 1654: Erol Güngör, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik’ten)

“Hakiki vatanseverlerin çok cesur olmaları şarttır. Yapılması gereken hareketi, icap ettiği an yapabilmelidirler. Beklemek veya gecikmek daima hainlere yaramıştır”. (Necmettin Hacıeminoğlu,Töre, sayı 17, 1972)

Hainler nasıl başarılı olmaktalar?

Olmaktalar, zira vatanını sevdiğini, milletine ihanet içinde olmadığını söyleyebilenler sinmiş bir halde bulunurlar. O vakit hainlere gün doğar. TVler onlarındır, gazete köşeleri onlarındır, radyolar, internet siteleri onlarındır.

Ne yapmalı?

Korkuyu atmalı. Neden korkuyorsun? Sana korkuyu veren nedir? Ben söyleyeyim. Sen kendini bilmiyorsun. Sen kendini vatansever, ülkü sahibi sanırsın lakin değilsin.

2 yorum:

  1. TC Tuncay Altunezen .

    “kibirli, muhafazakâr liberal, takiyeci, riyakâr, Vehhabi Suud parasıyla gerdeğe girip Irak’taki Conilere dua edecek, BOP eşbaşkanlığı ile övünebilecek kadar İslâmı dönüştüren bir zihniyetin kademe kademe ülkeyi soktuğu bir çıkmazın içindeyiz”
    (Mustafa Önder)

    YanıtlaSil
  2. Türkmen Şah .

    Hainleşmenin karşıtı kendi öz kültürümüzdür..Türklük anlayıştan uzaklaşma bizlerde hainin çoğalmasına vesile olmuştur.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...