21 Mayıs 2011 Cumartesi

İyilik Yap Denize At

Numan o geceyi dışarıda geçirmiş, Ankara Nisan’ının  serin üşütücü gecesi içinde bir oraya, bir buraya dolaşıp durmuş, ev sahibinin sokağa bıraktığı bir-kaç parça (yatak, çaydanlık, üç beş kitap, defter… basit öğrenci eşyaları) eşyasının başından da uzun süreli ayrılamamıştı. Sabahı etmişti lakin kahvenin açılması gecikmişti. Oysa nerden bilsin di kahve kaçta açılır. Ona zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Tan yeri atmak üzere iken bir karaltı gördü ilerlerden. Bu gelen şöylece tanıştığı arkadaşı Şencan idi. “Selam” diyebildi. Tir tir titriyor du. Karşılık verdi Şencan.

-Ne haber ya. Bu saatte ne işin var, üşümüşsün, gel gel kahveye gidelim.

-şurada eşyalarım var. Diye bildi Numan. Hikâyesini anlattı. Ev sahibi eşyalarını evin önüne koymuştu ve geceyi oracıkta geçirmişti.

Kahvede birer çay içtiler. Isındılar.

- Hadi. Dedi Şencan. Eşyalarını bize taşıyalım. Çıktılar. Yatağı, kitapları aldılar. Diğer işe yaramaz eşyaları orada bıraktılar. Şencan’ın öğrenci evine taşıdılar.

Numan Okulu bitirene kadar iki yıl bu evde kaldı. İnşaat mühendisi olup, stajı bittikten sonra da İstanbul’a yakınlarının inşaatlarında çalışmaya gitti.

Herkes işine gücüne yerleşti, ev bark, çoluk çocuk sahibi oldu. Demek ki Numan Şencan’ın evine taşınalı otuz beş yıl geçmişti.

Numan öyle çalışkandı ki, gecesini gündüzüne katıyordu. İstanbul emlak piyasasında iyi bir yer edinmiş, tanıdıklarının yanında geçirdiği beşinci yılın sonunda da kendi işini kurmuş ve ilk işini güzel bir semtte bulduğu arsa sahibi ile sözleşme yaparak almıştı. Çok da iyi para kazanmıştı. Hani derler ya. Yürü Ya kulum denmişti bir kere. Büyüdü, büyüdü, büyüdü. Son zamanlarda İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da inşaatlar yapıyordu. Devletin en büyük konut idaresinden durmadan işler alıyordu.

Şencan evliliğinden bir erkek evlat sahibi olmuştu. Çocuk sosyal bilimler okumuş, muhasebe, bilgisayar, konularında kendini yetiştirmişti. Bu arada askerliğini de yapmış bitirmişti. Sekiz aydır evde oturuyor, işsizlikten dışarı çıkamıyor, dışarı çıkamayınca da iş bulamıyordu. Bir gün Şencan’ın aklına geldi Numan. “Arasam da şu oğlana iş verse” diye düşündü. Arkadaşlarından telefonunu tespit etti ve aradı. Çocuğun durumunu anlattı. Sinir buhranları geçirebileceğini söyledi. Çocuğun mağduriyetini anlattı. Uygun bir iş verebilirse memnunluk duyacağını zorlanarak da olsa söyledi.

- "Bakalım". Dedi Numan."Ben seni ararım."

Bu konuşma üzerine sekiz ay geçti. Numan hala arayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...