Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday gösterilen
Ekmeleddin İhsanoğlu’na, Tuncay Altıunezen, Hasan Sami Bolak, Alper Aksoy gibi
arkadaşlarımızın muhalefet ettikleri görüşlerinin tamamını takip ettim
(kaçırdıklarım olabilir). Şu kanaatimi belirtmeliyim. Bu tartışma çok yararlı
olmuştur. Muhalif fikirler, konunun anlaşılması adına yeni düşüncelerin
üremesine sebebiyet vereceğinden, konu üzerinde hiçbir fikri bulunmayan kişiler
bile, inanıyorum ki, düşünmeye başlamışlardır. Bunlar iyi gelişmelerdir.
Faydalı mülahazalardır. Ayrıca, bir grubun içinde herkesin aynı lafları etmesi
zaten çok sıkıcı bir şey olurdu, nitekim AKP’li yandaşlar içinde bu durumu
görüyoruz. Farklı bir söylem geliştirmeye çalışanları gruptan hemen tart
ediyorlar. Tabi onlar ileri demokrasiyi yaşıyorlar, bizler daha o aşamalara
gelemediğimizden, tartışmaya devam ediyoruz. Ben güzelliği tartışmada
buluyorum, doğru olanın bizimki olduğuna inanıyorum. İstişare ile çözülemeyecek
problemin olmadığını düşünüyorum.
Türk demokrasi hayatında pek rastlanmayan bir uzlaşma
olmuştur. Bu ‘uzlaşma’ değerlidir. Bir fırsat koyuyor önümüze, 12 yıldır
yazılarımızla, fikirlerimizle savaştığımız gruba karşılık çıkarılan bir ortak
adayla seçime katılmanın üstünlüğünü kavrayabilmeliyiz. Bu aşamada, daha iyi
bir aday bulunamaz mıydı? Elbette bulunabilirdi. Peki, CHP’nin çıkaracağı bir
adaya Ülkücüler olarak %100 destek verebilecek miydik? Tersi, MHP’nin adayına
CHP’lilerden %100 destek bulabilecek miydik? Soruların cevabı hayırdır.
Çıkarılan adaya, hem CHP ve hem de MHP içinde muhalefet eden kesimler vardır.
Tercihler farklı olsa da
, hepsinin itirazları aynı nokta üzerine oturuyor.
Şunu da ayrıca belirtmeliyim: MHP kendi adayını
çıkarsaydı, eminim ki, benzer tartışmalar yine yaşanacaktı. Çünkü ne yaparsa
yapsın, ‘Balgat’tan çıkacak karar önemli kesimi memnun etmeyecekti. Öteden beri
eleştirilerini takip ediyor, tavırlarını çözmeye çalışıyoruz. İkna olması
mümkün olmayan kesilen parmak ucundan muhalif renkli kan akan arkadaşlarımızın
ne imkânı mümkün, ne de teskin edilmeleri. Ortada fol yok, yumurta yokken bile
ne tenkitler, ne hakaretler okuduk bu sayfalarda unutulması zor.
Şimdi bir uzlaşma vardır, bu uzlaşı çatısının altında
“Vatanın bütünlüğü ve milletin geleceği” esası kabul edilerek, “Milletin
kurtuluşu yine millettedir” esasıyla birleşilmelidir. Demokrasi tarihimizin bu
büyük uzlaşma pratiği heba edilmemelidir.
Hasan Sami Bolak Hoca, saygıdeğer büyüğümüzün bir-kaç
satırlık da olsa ilminden istifade etmişliğimiz vardır. Eğer, yükümüzü havaleli
saramamışsak, biraz da hatayı kendinde aramalı hoca. Çünkü hocanın ilk işi,
öğrencisinin küçük kafasının büyümesini sağlamaktır. Ayrıca, tüm
eleştirilerinizin doğru olduğuna da inandığımı bildirmeliyim. Bir eksiğiniz
şudur: içinde bulunduğumuz durumda yapılacak eylem nedir? Yaptığımız doğru
olacak mıdır?
Tuncay Bey, “ehven-i şer” tabiri yanlıştır ve safsata
hukuk teorisinin içinde varmış gibi cahil millete dayatılan, muhafazakâr bir
tehdittir. Böyle bir şey yoktur. İki kötünün toplamından bir iyi çıkmaz.
Tekrar söylemek faydalı olacaktır.
İstişare farzdır. Uzlaşma, istişare sonucunda
oluşmuştur. Bulunan ve çoğunluğun onay verdiği aday üzerinde anlaşmanın doğru
olacağını düşünüyorum.
Bu sebeple, istişareyle, müşavere ile, en az beş
siyasi kuruluşun üzerinde tartışarak, düşünerek, uzlaştıkları adaya oy
vereceğimi bildiriyorum.
T C Burcak Yazıcı:
YanıtlaSilMahmut Emin bey çok doğru bir noktaya dokunmuş, tartışmak karşılıklı görüş bildirmek en güzel olanı ama bazı kesimler bunu tartışma aşamasından çıkarıp bir savaş aşamasına çevirdiler maalesef ve ne yazıktır ki hem CHP hem MHP içerisinde yıllar öncesinin yetmez ama evetçi gurubu benzeri bir ortam yaratılmaya çalışılıyor.
Abdurrahman Biçer:
YanıtlaSilHerkes; Kritik Noktayı bir kere daha, bir kere daha ve bir kere daha düşünmek zorundadır...
Çünkü aklı olanlar için ÇIKIŞ YOLU; hareket tarzlarının VARYANTLARINDA saklı duruyor...
Aycan Gvn:
YanıtlaSil"Şimdi bir uzlaşma vardır, bu uzlaşı çatısının altında “Vatanın bütünlüğü ve milletin geleceği” esası kabul edilerek, “Milletin kurtuluşu yine millettedir” esasıyla birleşilmelidir. Demokrasi tarihimizin bu büyük uzlaşma pratiği heba edilmemelidir."....................... (Bu paragrafın altını çizmek istedim, fakat bu yazının bütünü okunmalı.)
Tuncay Altunezen :
YanıtlaSilHocam, şahsıma değer verip de zikretmeniz göğsümü kabarttı. Şu hususa açıklık kazandırayım. "Ehven-i Şer" deyimini, benim gibi muhalifleri ikna etmek isteyen arkadaşlarımız kullanıyorlar. Deyim, onlarındır.
Alper Aksoy :
YanıtlaSilSeviyeli bir yazı. Görüşlerinin tamamına katılmasam da tebrik ederim. Ahmet Necdet Sezer de DSP, MHP, ANAP uzlaşması ile seçilmişti. Her uzlaşma adayı doğru isim olmayabilir... Nitekim Sezer'in Cumhurbaşkanlığında en büyük hayal kırıklığını MHP ve Ülkücüler yaşamıştır... Özel yetki ile affedilen 2 TİKKO militanı salıverildikten sadece 2 ay sonra Tunceli kırsalında Türk askeri ile çatışmada öldürülmüştür...
Gelelim Ekmleddin'e... CNN Türk'te aynen şöyle demiştir:
"BARIŞTAN YANA MIYIZ, ÖLÜMDEN YANA MI? ELBETTE BARIŞTAN YANAYIZ." Kavramlar fikirlerin şifresidir... Ekmeleddin'in "Barış" ciilasını kazırsanız altından AKP'nin "Açılım"ı çıkar... "Açılım" cilasını kazırsanız altından "BOP projesi, Büyük Kürdistan" çıkar... Ben sandığa gitmeyeceğim çünkü daha sonra "elim kırılsaydı" dememek için... Bu seçimde yazı da gelse BOP'çular kazanacaktır, tura da gelse...
Şenel Koyulhisarlı:
YanıtlaSilBence hem chp hemde mhp kendi içlerinden aday çıkarmalı idiler. Başkasına çamur atanlar illaki kendileri düzgün adam olmalılar. Bu düzgünler içinden bir aday bulunmaması düşündürücüdür. Meğerki kötü ise iyisi sende olmalı idi. AKP seçmenini yönlendirmek için yapılan bu operasyonun alt yapısı kurulamamıştır. Bana sorsanız, derim ki, ben bu adaya neden oy vereyim. Siyasetin de bir damak tadı vardır. Bu tadın bu adayda bulunacağını zannedenler, budala olmalılar. Ya da bu işi ti ye aldıklarını düşünüyorum. Sonuç olarak, Erdoğan' ın Cumhurbaşkanlığı şimdiden hayırlı olsun. İkincisi Demirtaş olur, seçimden sonra da çatıcıların değişmesi elzemdir. Zira çatı daha şimdiden akmaya başladı bile. Her gidilen yerlerden, pot sesleri geliyor.
Şenel, sen hakaretlerine devam ettiğin sürece ciddiye alınmazsın. tekerürü halinde arkadaşlarımın arasından çıkartmak zorunda kalacağım. adam gibi eleştireceksen eleştir, yazacaksan yaz. Artık, bıçak kemiğe dayandı.
SilBen budalayım. Peki sen nesin. Ben de sana satılmış, alçak diyeyim mi?