‘Canlı bomba’ların,
kendiliğinden bu işe soyunduğunu hiç düşünmemiştim. Kabul etmek zor ama
söylenenler dehşete düşürüyor. Bomba parçalarını topluyor, yapımını öğreniyor,
psikolojisini hazırlıyor, beline sarıyor, kumandasını eline alıyor, patlatacağı
yeri buluyor ve sırasını yakalayınca da gümmm…
Bu olamaz.
Her hareket bir öğreticiye
muhtaç. Her biri ayrı dalın bilinmesini gerektirir.
Ferdi protesto gösterileri
de aynıdır. Sen kalk memleketin uzak köşelerinden bir tarafından gel.
Başkent’in en hareketli alanlarından birisinde protestonu yap. Bu da olamaz.
Bir kişinin yapabileceği eylem değil bu. Tıpkı canlı bombanın yalnız
olamayacağı gibi.
Kalabalıklar içerisinden o
kişi bulunup çevreye dahil edilecek, eğitilecek. Konuşacağı laflar
ezberletilecek. Eylemin yapılacağı yer tespit edilecek. Oraya kadar
götürülecek. Ve işlem tamamlanacak.
Beyin yıkama faaliyetleri,
beynini yıkatmaya hazır hale getirmiş kişiler üzerinde fazla çaba sarf etmeden
kolaylıkla yapılır. Ortam hazırdır çünkü. Her verileni almaya, alınanı da içselleştirmeye
hazırdır. İş göremeyen beyin türüdür bu. Düşünmeye ihtiyaç duymaz, etrafından
gelen telkinlere kulak kabartır ve beyni ve bütün varlığını o telkinlerin
isteği üzere oluşturur. Kolay gibi görünen yol olsa da, herkesin başaramayacağı
bir olgudur bu durum. Her şeyden evvel, özgürlüğünden tavizler vermesi gerek.
Her telkin sonunda, yeniden efendisine ram olması da kaçınılmazdır. Çünkü yeni
bir şey öğrenmiştir kendince. “Bazı insanların duygularını düzenlemede
güçlük yaşadıkları” bir gerçekliktir. Bu tiplere “anti-sosyal
kişilik bozukluğu” tanısı konulur. Ve asıl önemlisi, duygusal
istikrarsızlık yaşayan inşaların “belirli beyin bölgelerindeki hacimde
azalmalar olduğu” ortaya konuluyor. İşte üzerinde çalışma
yapıp, istediğiniz biçimde kullanabileceğiniz bir canlı. İster canlı bomba yap,
ister kalabalıklar içine provokasyon yaptır.
Hâsılı, hiçbir kışkırtıcı
yalnız değildir. Hatta iddialı bir şekilde söyleyebiliriz ki, büyük bir provokasyon
ekibi tarafından hazırlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder