120 civarında beğen tuşuna
basılır ve bazı yazılara da yorumlar yapılırdı. Son yayınlanan yazıda eleştiri
okları, doğrudan okuyana yöneltilmiş, canımızı acıtan ve acımasız eleştirilere
layık olmadığımız vurgulanmaya çalışılmıştı ama gizlice.
Beğenilme (okunduğu
ve anlaşıldığının belirtilmesi anlamı da vardır) tuşuna
basılmasının azlığından ve yorum yapılmamasından yazının okuyucular arasında
anlaşıldığı ve çoğu yerlerinin kabul edilmediği sonucuna vardık.
Olsun.
Madem, kabul edilmedi,
yazının altındaki yorum kısmına yorum yapılmadı, bari e-posta adresimize
yazarak görüşler belirtilmiş olsaydı çok güzel olurdu. Hem yazının konusu
gelişmiş olurdu, hem de yeni bir düşünme alanı meydana gelebilirdi. Birlikte
düşünerek, birlikte hatayı tamir etmek, elbirliği halinde yeni fikirlere kanat
vurmak daha kolay olmaz mıydı?
Yazımızın yayınlandığı
ortamın okurları arasında, yorum yapma, eleştiri getirme, katkı da bulunma
özellikleri sınırlı. Ya bilmiyorlar, ya da çekiniyorlar. Yalnız, isimlerin ve
resimlerin gizlendiği ortamlarda acımasızca eleştiri geliştiriliyor. Öyleyse
bir korkudan bahis mümkündür. Sosyal medya alanı genellikle takma isimlerle
(lakap) faaliyet gösteriyor. Bilinmeyen ismin arkasına saklanarak eleştirmek
kolay gibi görünse de, kurulan cümleler, seçilen kelimeler, ileri sürülen
fikirler saklanamayacağından, bilinmeli ki, apaçık ortada duruyor insan.
Gizlendiğini sanmak kendine işgüzarlıktır.
Eleştiri ve yorum neyi
getirir?
O fikrin gelişmesi,
üzerinde tartışmaya, yeni fikir ve görüşlerin konuya katılmasıyla mümkündür.
Özgür ve cömert kişilerin işidir. Özgür olması, bir başka fikrin tesiri altında
kalmadan kendine ait ve o konu üzerindeki düşünme talimlerinden ibaret, cömert
olması, hanesini ve aklını başkalarına bedava ve sonsuz olarak açmasıdır.
Kendimizi alıştırmalıyız.
İleri sürülen fikir üzerinde talimler yaptıktan sonra varılan kararı açıkça
anlatabilmeli ve çeşitli ortamlarda yazabilmeliyiz. Kendimizi bu hususta
alıştırmalıyız. Bu durum bize, 1. Kendine güven ve 2. Karşının fikirlerini
rahatlıkla alıp işleyebilme yeteneği kazandıracaktır.
Kolay gelsin.
Abdullah Alagöz :
YanıtlaSilİnsanın özgürleşmesi kelimesi biraz ürkütücü gibi geliyor galiba. hür düşüncenin olmadığı saygı ve zarafetin kişilikle bütünleşmediği yerde eleştiri adı altında sadece hakaret ve argo sözler yer alır. birileri de bunu farklı düşünme! olarak algılar. aynı zamana gelen benim yazımda bu makaleyle örtüşmüştür. Diline sağlık üstadım.
Özgürlük, elbette aklına her gelenin yapılması, söylenilmesi anlamında değil,bir fikir üzerinde düşünülyorken, başka bir fikrin tesiri ve esareti altında kalmamaktır anlamında kullanılmıştır. Önyargılardan, baskıcı görüşlerden, ille de benimki doğru dayatmasından vazgeçilip hür bir ortamda konuşmaktır. Saygılar sunarım.
SilYaşar Kiraz ·
YanıtlaSilendüstri meslek lisesi
Eline sağlık Hocam, maalesef, eleştiri, insanları rahatsız eden, bilmek ve duymak istemediklerini ifade eden bir iletişim biçimi şeklinde algılanıyor, sonrası ise üslup ve hoşgörü sınırları zorlanıyor, sorun burada bence…!!!Saygılarımla.
Habil Demir ·
YanıtlaSilsaygı .hoşgörü. içinde. bütün.özgürlüklre fıkırlere.açık. olmak .gerek.ınsan. önce kendısı olması gerek
Ali Sertelli ·
YanıtlaSilHocam, Doğru söylenen bir konuda sırf, benimde düşüncelerim var "ben de varım" diyebilmek için, yani kendini öne çıkarabilmek için, laf olsun diye yazıp doldurmaktansa sessiz kalmak daha hayırlıdır... Arkadaşlarımız bunu tercih ediyor olmalılar...
Yılmaz Karahan ·
YanıtlaSilMahmut bey, değerli dostum; öğrenmek isteyen sorgular, bilen kişi eleştirir ve önerir. esenlikler dilerim.