28 Haziran 2010 Pazartesi

Hayatın cilveleri

I-

Yazı makinasının başına oturduğumda, ne yazılacağı hakkında bir fikrim yoktu. Yazı makinası mı? bilgisayar çıkalı nedense ben hala yazı makinası diyorum, bilgisayarı bilgisayar gibi kullanamadığımdandır herhalde. Makalelerden, haberlerden, yorumlardan… bir arşivim var. Lazım olan bir konuyu ara ki, bulasın. Oysa doküman klasöründe konularına göre ayrılmış yazılar. Konuyu, yazıyı hatırlıyorum. Bulamıyorum. O yazıyı kayıt ederken o anda bir başka konu ile ilişkilendirdiğim için başka bir klasöre girmiş oluyor. İşden anlayan bir arkadaşım,”arama programı” indirmemi ve onunla aratmamı salık verdi. Programları inceledim, birkaç tane indirdim, yine beceremedim. Programı çalıştıramıyorum. Bilgisayarın arama programı da kafi gelmiyor. Ne yapacağımı bilemez haldeyim. Huuu…

II-

Yağmur yağıyor. Akşam yaklaşıyor. Ceket üzerimde değil, yağmurluk, şemsiye yok. Dışarı çıkmak zorundayım. Ne yapmam gerekiyor. Huu…

III-

Otomobilin motoru çalışmadı. Benzini bitti galiba. Sabah kahvaltısı hazırlıkları var şu anda, evde altı misafir, peynir yok, zeytin kalmamış, hanım bisikletle git buyurdu. Peki dedim. Heey, lastik patlamış. Yürüyüş mesafesinde değiliz, bir saatlik yol, nasıl halledilir bu iş. Huu…

IV-

Zar-zor akşamı ettik. Radyoda uşşak faslı, masa kurulmuş, eh acıktıkta hani. Diş protezlerimi yıkamak için çıkarıp, şuraya bırakmıştım, hatun gördünüz mü acaba? Huuu..

V-

Ay sonu çok yaklaştı. Bulunduğumuz şehir dışında Üniversite okuyan çocuğumuz, o anda bulunması imkansız bir miktar parayı çok acilen istedi. Bankaya mı gitmeliyim. Huuu…

VI-

Kitap okumak için oturdum. Torunlar etrafımda, bağırış-çağırış oyun oynamaktalar. Ya-hu biraz durun denebilir mi? Huuu…

***

-“Hayatın renkleri bunlar, hayatın cilveleri.. unut gitsin. Nasılsa, bir gün kendiliğinden, istediğin mecraya girecek sorunlar bunlar..” dedi.

İri yeşil gözlerini, gözlerime dikti. Boğazına toplanan nesneyi temizledi. Taa ciğerlerinden geldiği anlaşılan bir sesle.

-“İyi bir dert bul kendine. Derdine gark ol. Sonra derman aramak için koyul yollara.” “kolay bir yolu da vardır bunun. Bir -dertli- bul. Kendini çıkart aradan. Onu anlamaya çalış.”

Çaylarımızın son yudumunu da aldık. Akşam olmuştu. Ayrıldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...