“Bağrıma taş basarım”,
“Kan kusarım, kızılcık şerbeti içtim derim”..
Gibi deyimler başka
lisanlarda var mıdır bilmiyorum (sanmıyorum da).
Bu sözlere bir de; “acıyı bal eyledik”
deyimini ilave edersek ne demek istediğimiz anlaşılır.
Herhangi bir toplum
içerisinde, o toplumun kurallarına tabi olarak ve kurallara mümkün mertebe asla
karşı çıkmayarak yaşamaya en yakın millet ferdi Türklerden çıkar. Fıtratındaki
misafirperverlik kanı diğerleriyle iyi geçinmeye yatkınlık sağlar. Göç etmek kaderidir
Türk’ün. Göç eden ise, hayallerini süsleyen hayat tarzı ile değil, karşılaştığı
hayatla yüzleşmek ve onunla anlaşmak zorunda olduğunu anlatır onlara. Yani,
vardığı toplumun töreleri, hayat tarzları, kültürleri hiçte yabancılık
çekilecek, aşılmaz dağlar değildir. Toplumu kendisine uydurmaya çalışmaz.
Ahlakından ve inançlarından taviz vermeden vardığı toplumun devlet ve toplumsal
kuralları neyi emrediyorsa o kurallara uymaya çalışır. Ve bunu başarır. Anlatılan
vasıf, göç olgusunun atalarından aktarımla kendisine yüklediği bir kaderdir
vesselam.
Şu karara varmak kolaydır
şimdi; Türkler, komşu olarak seçilebilecek, arkadaşlık yapılabilecek, dostluk
kurulabilecek yegâne millettir.
Türk olduğum için değil,
buna inandığım ve iman ettiğim için rahatlıkla söylüyorum. Ve iddia ile
söylüyorum. Elbette istisnalar konumuz dışıdır. Ancak, bu cümleyi bilerek
yazdım. Benim hayalimdeki ve inançlarımdaki Türk’te asla ve kat’a istisna
çıkmaz. Bir kişinin Türk olduğunu anladığınız vakit, korkmayın açın evinizi,
açın gönlünüzü, verin kalbinizi ve alın bütün varlığını…
Budur ve bu mana üzere
vardır Türk.
Tarihin bildiği en korkunç
soykırımlar Türklere karşı işlenmiştir. Lakin bu konu asla ne tarihçiler, ne de
siyasiler tarafından dile getirilmez. Mesela Atatürk şunları söylemiştir: “Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa’nın en
önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya
çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen milletimizin hayatını ve ülkemizi
tehdit altında bulunduran en güçlü gelişmeler, Türkiye’nin zararıyla
gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki
İngiltere’nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı…”
Avrupa içlerinden ve Trakya’dan çekilirken milyonlarca Türk’ün kırıldığı ve
soylarının kurutulmaya çalışıldığı bir tarihi gerçektir. Üstelik yalnızca bu
cephede değil, Rusya’da, İran’da, Arap Yarımadası’nda milyonlarca Türk şehit
edilmiştir. 50 yıl içinde 20 Milyon Kilometre Kare vatan alanından, 780 Bin
Kilometre Karelik bir alana razı olmuşuz. Türk’ün önemli bir özelliği olarak
söylemeliyiz ki, dönüp asla geriye bakmaz. Ahlanıp vahlanarak ömür geçirmez.
Göz yaşlarını içine akıtarak, kalbini kendi ateşiyle pişirir. Fakat ruhunun
derinliklerinde taşıdığı kızıl elması tahakkuk zamanını bekler sabırla.
İçinde yaşattığı bir
intikamdan asla bahsedilemez, kin gütmez, sadece Hakkın tahakkuku peşindedir. Kadere
rıza gösterir, lakin tembellikle yatarak değil, ne yapılması lazımsa onun
bilfiil yapılmasını takip eder, sonucunu görür.
Belki de bu vasıflarına da
muttali oldukları Türkleri sonuna kadar bitirmek için, Avrupa üzerinden
kurdukları örgütlerle saldırılarına devam ediyorlar. Biraz da, içeriden
devşirdikleri yandaşları aracılığı ile işlerini kolayca yapacaklarını
sanıyorlar. Aldandıklarını yakında anlarlar. Ermeniler üzerinden yapılan
saldırılar ve Kürtlerin başkaldırmasını sağlama çalışmaları hep bu manadandır.
Tarihçi Derya Tulga Hoca,
sosyal medya sayfasına gönderdiği mesajda net ifadelerle tarihi gerçeği
vurgular: “Komitacı ağalarından birine
‘Siz bu Türklerin damarına bu kadar basmaktan neden korkmadınız?’ sorusuna
verdiği ‘Eh ne yapalım, biz onların kanının boşaldığını sanıyorduk’ cevabını
ben uydurmuyorum, son günlerde yere göğe konulamayan Kevorkyan Efendi söylüyor,
eserinin orijinalinde tabii..”
Bütün bunlara rağmen
Türkler, içlerinde kin büyütmediklerinden ve gerçek saldıranların ne Kürtler,
ne de Ermeniler olmadığını bildiklerinden bunca soruna, bunca şehitlerine
rağmen onlarla kardeşçe yaşamayı hala tercih etmektedirler. Misyonlarının böyle
olduğuna inanırlar.
Dedik ya,
“Acıyı Bal Eyledik!..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder