“Türkiye’yi kucaklayacak sol parti”; Bölücü
Kürt çetesi elebaşı Öcalan ve kendilerine talimat veren ağababaları, artık
BDP’nin misyonunun tamamlanmış olduğunu düşünmekteler ki, bir sol! Parti
kurulmasını kararlaştırmışlar. Niye sol? Hani İslami mesajlar ver(diril)mişti?
Oyun böylece oynanıyor,
oyun dışında bırakılmak istenilenler var.
Önce, ‘niye sol’ sorusuna
cevap arayalım; karşısında AKP var sağ düşünce olarak şeklinde
cevaplayabiliriz. Kendisini ‘sol olmayan -sağ-’ olarak tanımlayan diğer
partilerin tamamını eleyen ve tamamının yerine AKP’yi yerleştiren bir anlayış.
Sol’a gelince; kendini ‘sol’ olarak tanımlayan partilerin tamamının yerine
geçirilecek parti olarak ise, PKK’nin alt yapısını oluşturduğu ve yeni
kurulacak bir parti sol’un yerine oturacaktır.
Türkiye’de ‘İki Partili’
sistemi oluşturmak için planlanmış olduğu ve PKK lideriyle yapılan
görüşmelerde, bu sözün verildiği sonucuna ulaşıyor ve PKK’nın Meclis’teki
temsilcisi BDP’nin itiraz etmemesinin de kanaatimizi desteklediğini
düşünüyoruz.
Uzun süre tartışılmış,
yazılmış, çizilmiş bir sistem iki partili demokrasi. Akşam Gazetesi’ne konuşan
Başbakan, “iki partili Meclis sistemini
istediğiniz uzun süredir konuşuluyor, gerçekten istiyor musunuz”
sorusuna 2011 Ocak ayında şunları söylüyor: “Doğrusu evet. Bu sistemi faydalı buluyorum. Çünkü ikili sistemde
parlamentolar daha etkin işliyor, yönetiminde de istikrar söz konusu oluyor.
Amerika’ya bakın. Aynı sistem olsun anlamında değil ama kanunların nasıl
çıktığını görürsünüz.” (Akşam,28 Ocak 2011)
Sanki kanun çıkartma
zorlukları var, hangi kanunun komisyonlarda kıran kırana tartışıldığını
hatırlarız? Yok, böyle bir şey. Hem de gece yarıları milletvekilleri uyur
uyanık halde iken araya sıkıştırılan kanunlar… Amerika’yı örnek veriyor. Sizin
bakacağınız, ders alacağınız 5 bin yıllık (bilinen) bir tarih varken! Belli ki,
örnek verdiği yerden dikte edilmiş kararlar. İki partili sistemin olmazsa
olmazı ise Başkanlık sistemi. AKP’nin
Anayasa Hukuk’çusu Milletvekili Profesör Burhan Kuzu’da bu sistemin
savunucularından. “Biri
sağda ve biri solda olmak üzere iki partinin bu memlekete de diğer memleketlere
de yeteceğini, aklı başında bir hükümet, adam gibi bir muhalefet ve her iki
tarafı da sürekli denetim altında tutan STK’ların varlığıyla demokrasimiz
ayakta tutulabilir”. (CNNTÜRK, 15.9.2012). Plan başkasının,
uygulanmasını isteyen başkaları olunca, bizimkilere de farfarası düşüyor.
“Noam Chomsky; 1787’de ABD Anayasa Konferansı’nda James Madison’ın
vurguladığı şekilde ABD, zengin azınlığı çoğunluktan korumak ilkesi üzerine
kurulmuştur demektedir.
“Amerikan rejimi bir demokrasi değil hegemonyayı elinde tutan zenginler
tarafından yönetilen, onlara hizmet eden ve nesilden nesile geçen bir tür
‘plutokrasi’dir.
“ülkedeki değişimler güç, zenginlik ve imtiyaz peşinde koşan
plutokratlar tarafından belirlenmektedir. Bu elit kesim kendi kontrollerindeki
medya ve hükümet dairelerini kullanarak (kızıl korku taktiği) son seçimlerde
Obama yönetiminin sosyalizm ya da komünizme doğru gittiğine ikna edebilmiştir.
“Amerikan seçimlerinde ancak iki büyük partinin birinden aday olduğunuz
takdirde seçilme şansınız yüksektir ve bu adaylık için büyük bir para gücüne
ihtiyacınız vardır.”. (Yard. Doç. Sait Yılmaz, (ABD’de
demokrasi ve iki partili sistem)
Plutokrasi sözüne bir
açıklama getirelim. “Yönetme
erkinin maddi açıdan üstün kişilerce paylaşılmasını öngören oligarşik bir
yönetim biçimidir”. (Wikipedi)
İki partili sistemde, iki
partiden başka partiler olmayacak demek değildir. Mesela ABD’de “Cumhuriyetçiler ve Demokratlar dışında, Libertiyenler,
Yeşiller, Komünistler, Sosyalist işçiler ve Sosyal demokratlar gibi sayısız
parti vardır.” (günceltarih.org) fakat sistem, kurulu diğer
partilere kördür. Medya onları görmez, demeçlerine, tartışmalarına yer vermez,
onlarla ilgili ilanları yayınlamaz, toplantılarına katılmaz, zaten maddi
güçleri de sınırlı olduğundan, diğer zenginlerin karşısında da daima yenilmeye
mahkûmdurlar. (İlginçtir, Türkiye’de de bazı parti, vakıf
ve derneklerin toplantıları, eylemleri, bildirileri, demeçleri basın tarafından
görülmez! Siyonist taktiği!)
Türkiye’de her seçimde 15
civarında siyasi parti seçime katılabilmekte ve bu durum da hemen tüm siyasi
görüşlerin seçime katılabildiğini belirtmektedir. “Hal böyle olmasına rağmen dünya jandarmalığına soyunmuş olan ABD’nin
bir türlü Türk demokrasisinin çok partili yapısını kabul etmek istemediği ve
aynaya bakıp kendinde gördüğü iki partili demokratik sistemi bir çuval gibi
Türkiye’nin de başına geçirmek için fırsat kolladığı çeşitli gelişmeler
sonucunda kesinlik kazanmıştır.” (Anıl Çeçen, 2 Haziran
2011, gazetevatanemek.com) ABD’de demokrasi bir oyundan ibarettir. Küresel
sermaye babalarının istediği biçimde başlayıp ve biten küresel bir oyun.
“Her ülkenin kendine özgü koşulları bulunduğu ve bu özel durumun dünya
haritasındaki konumlara göre değiştiği, ülkeler üzerinde kurulu bulunan
devletlerin jeopolitik konumlarına göre farklı özellikler arz ettiği, bu
durumları dikkate almayan politik yaklaşımların ise hiçbir biçimde etkili
olmadığını, nedense Amerikalı dostlarımız görmek istememekte ve hala kendi
bildikleri doğrultuda uyguladıkları sistemlerini on bin kilometre ötedeki
Türkiye’de devreye sokarak iki partili demokrasi yaratabilmek için zorlamalar
yapmaktadırlar.” (Anıl Çeçen, 2 Haziran 2011,
gazetevatanemek.com)
Oyun çözüldü.
Güya ‘sağ’ kulvarda koşan
bir AKP ve ‘sol’ kulvara çıkaracakları PKK tabanlı bir (yeni) parti ile hangisi
iktidar olursa olsun ABD’deki gibi;
İki partili, küresel
çetelerin sözünden çıkmayacak, zenginlerin korunduğu, halkın unutulduğu,
oluşturucularının ve onun korumasında bulunan ülkelere yakınlık içinde çalışan
düzmece bir (Plutokratik ve oligarşik) demokrasi
oyunudur istenilen.
Avucunuzu yalarsınız.
Yakın bir gelecekte
belinizi bağladığınız AKP ve PKK’nın yok olup gittiğini beraberce takip
edeceğiz.
O zaman tarih şunu
yazabilir.
Zavallı ABD ve ona bel
bağlayanlar!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder