Yüksek mevkilerde oturmak
zordur. Hafif bir hava akımında metrelerce sallanır. Aşağılarda hiç hissedilmez
bile.
Sallantı nasıl meydana
gelir?
Tamamen, oturduğun yerin
mühendisliği ile ilgilidir. Sert rüzgârlarda, depremlerde karşı koyabilmesi
için esnek imal edilmişlerdir.
Esnek olmak bir türlü
belaları savar.
Sert rüzgârlar, depremler
ise bilgisizlikten, görgüsüzlükten olsa gerek yıkıcı olurlar. Devirirler.
Yıkarlar. Altında kalırsın.
Diline dikkat et. Boyundan,
ilminden, imanından büyük laf etmesin.
Öteden beri bir cami yıkma
tartışmasıdır gidiyor. Yok, senin başkanın yıktı, ahır yaptı... Ne zaman
yıkılmış. 60 yıl evvel. Oldu mu şimdi? Dile getirilecek bir laf mı bu? Edebe
sığar mı? Ne anlamı var?
Lüzumsuzluk böyle başlar,
bir hiçle. Hiçler peş peşe sıraya girer ve tüm hayatımızı alt üst eder. İncir
çekirdeğini doldurmaz denir ya! İşte öyle bir şey. (incir çekirdeği konusuna
ileride döneriz)
Demek ki, fırtına dilimize
sahip olamamaktan kaynaklanıyor. Ya hayır söyle yahut sus.
Cami yıkılmış.
Sonraları anlaşıldı ki,
kendi dönemlerinde de yıkılan camiler olmuş. Basında ve sosyal medyada yazıldı
çizildi. Sus pus oldular. Konuyu değiştirdiler. Bunlar olabilir. Yıkılır,
yerine veya başka bir yere yeniden yapılır. Ne gibi bir mahzuru vardır bunun?
Böyle düşünülürse politik yarar sağlama, insanları kandırma gibi oyunlar
berhava olur, bu itibarla işlerine gelmez. Bu noktada; tarihi değeri olan
yapılar sözümüz dışındadır.
Kendisinden dinleyen bir
kıymetli dostum anlatmıştı.
Kütahya'nın bir camisinde
imam olarak görev yapan Mehmet Hoca. Caminin kapısına yakın bir çınar ağacı
büyümüştür. Neredeyse kapıyı kaplayacaktır. Demek ki 100 yaşından fazla ağaç.
Bir gün, ilin Müftüsü
camiye gelir ve ibadetini yapar.
Cami çıkışında Mehmet
Hoca'ya;
- "Hocam, şu ağacı
kestirin, cami girişini kapatıyor" demiş.
- "Olur mu Müftü
Efendi, o ağaç 100 - 150 yılda bu hale gelmiştir, nasıl keseriz". Der
Mehmet Hoca.
Müftü;
- "Ama girişi
kapatıyor, böyle olmaz". Der. Mehmet Hoca pratik zekâsı ile bir çözüm
bulur.
- "Camiyi yıkalım.
Biraz geriye çekerek yeniden yapalım". Der.
Tartışmanın sonu önemli
değildir.
O cami yıkıldı mı, yeniden
yapıldı mı, bilmiyorum. Doğrusu Mehmet Hoca'nın verdiği cevaptır.
Devletin cami yıkma
meselesini gündeme taşıyıp, oy toplama telaşını daima en önemli amaç olarak
önde tutanlara duyurulur.
Not: Mehmet Hoca, halen
yaşamaktadır.
Gazi Çevik:
YanıtlaSilBütün mesele akıl edebilmekte. Çünkü Allah, aklını işletmeyeni aşağılıyor, hayvana benzetiyor (Yunus 100, Furkan 44
Allahın adı ilə!
YanıtlaSilSalam əleykum gözəl dost!
Məscidsökmə işi bizim məmləkətdə də, həyata keçirildi. Adını qoydular ki, "qanunsuz!", "sənədləri əskikdir!" və s. Amma, dediklərinin tamamı yalandan ibarət idi. O zamanlar dindar və qeyri-dindar camiədə bizim məscidsökənlər çox tənqid edildilər. Amma, daha acınacaqlısı və üzücü olan budur ki, o iki məscid 2009-cu ildə- Bakı İslam Mədəniyyətinin Paytaxtı olan vaxt sökülmüşdü. Allah isə buyurur Quranda ki; "Məscidləri sökəndən daha zalim kim ola bilər?"
Dərin hörmət və ehtiramla;
Qasımbala Səfərov.